24/03/2011 | Yazar: Eyüp Can

Dün ajanslar İzmir’den insan olanın kanını dond

Dün ajanslar İzmir’den insan olanın kanını donduracak bir cinayet haberi geçti.
Eminim bugün birçok gazetede okuyacaksınız.
Ben haberi okurken resmen utandım.
Cinayetten değil cinayetin veriliş şeklinden.
Olayın kendisi zaten ‘dehşet verici’, ama haberin dili bir o kadar ‘rahatsız edici.’ 
* * * 
Pazartesi akşam saatlerinde, Aliağa- Yeni Foça Karayolu üzerindeki demir çelik fabrikaları bölgesinde telefon hatlarını yeraltına almak için çalışma yapan işçiler telle bağlanmış battaniyeye sarılı bir ceset bulmuşlar.
Kokudan cesede yaklaşamadıkları için hemen yetkilileri aramışlar.
İhbar üzerine bölgeye giden jandarma ekipleri bomba arama köpeği yardımıyla telle bağlanmış battaniyeyi açtığında dehşet bir görüntüyle karşılaşmış.
Başı bulunmayan bir erkek bedeni...
Bacaklar kesilerek vücuttan ayrılmış...
Gövde önce bir tül perdeye sarılmış, ardından çöp poşetine konulmuş, sonra bir battaniyenin içine sarılıp telle bağlanmış.
* * *
İlk incelemede nöbetçi savcının dikkatini parmaklara sürülü oje çekmiş.
Otopsi yapılması için hemen Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş ceset.
Fakat kurtlandığı ve çürümeye başladığı için hemen otopsi yapılamamış.
Bu arada parmak izi alınarak kimlik tespit çalışmasına başlanmış.
Cesedin Şerif Remzi Pulat’a ait olduğu belirlenmiş.
* * *
Bir cümle var ki
Buraya kadar insanın içini kaldıran ve kanını donduran vahşi bir cinayet haberi ile karşı karşıyayız.
Fakat haberin bundan sonrası ister adli kaynaklardan bu şekilde çıkmış olsun isterse ajanslar tarafından bu şekilde verilmiş olsun tek kelimeyle utanç verici.
Aynen aktarıyorum:
“Parmak izlerini alan jandarma ekipleri, polisin de yardımıyla sürdürdüğü çalışmada, cesedin Şerif Remzi Pulat’a ait olduğunu belirledi. Travesti olduğu bildirilen Pulat’ın, İzmir’de daha önce fuhuş yapmaktan da gözaltına alındığı saptandı…”
Ve bu bölümün başlığı aynen şöyle:
‘FUHUŞTAN KAYDI ÇIKTI’
* * *
Bir insan korku filmlerine taş çıkartacak vahşilikte kafası kopartılarak katledilmiş, bacaklar kesilmiş, ceset bulunamasın diye kuş uçmaz kervan geçmez bir bölgeye atılmış, çürümüş ceset soğutulamadığı için daha otopsisi bile yapılamamış ve biz bu vahşeti ‘fuhuştan kaydı çıktı’ diye haber yapıyoruz…
Şerif Remzi Pulat’ın cinsel tercihi ve geçmişi soruşturmayı yürüten savcı için elbette önemli. Katilleri bulmak ve bu vahşi cinayeti aydınlatmak için her bilgi kırıntısı önemli.
* * *
Ama bir okur olarak soruşturmanın bu aşamasında araya bilinçli ya da bilinçsiz sokuşturulan ‘fuhuştan kaydı çıktı’ bilgisi bizi neden ilgilendirsin?
Bana ne, bize ne?
Hele de Pulat insan olanı insanlığından utandıracak bir cinayete kurban gitmişken…
Ve biz henüz otopsisi bile yapılamamış korkunç bir cinayeti haber verirken…
Tüm meslektaşlarıma soruyorum...
Nedir maksadımız?
Haberi okuyanlara bilerek ya da bilmeyerek “Su testisi su yolunda kırılır” mesajı vermek mi?
Defne Joy’un ölümünden sonra Hıncal Uluç kendi köşesinden bilerek ve isteyerek o insafsız mesajı zaten vermedi mi?
Medya testisi yeterince kırık değil mi?


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret