21/09/2012 | Yazar: Evren E. Çakmak

Bundan 18 yıl önce bir eşcinsel Demirlibahçe’de ki evinden dışarı çıktı. Elinde 4 kat gazete kağıdına sarılmış dergiler vardı.

Bundan 18 yıl önce bir eşcinsel Demirlibahçe’de ki evinden dışarı çıktı. Elinde 4 kat gazete kağıdına sarılmış dergiler vardı. Demirlibahçe’den Kızılay Dost Kitapevine gelirken kaç adım attı bilemem ama elindeki dergilerin ismi gibi bir şey oldu. O adımlar, başka adımları, o gazeteden ambalajın yırtılma sesi başka sesleri doğurdu. İşte o gün Kaos doğdu.

Belki hikaye biraz daha geriden başlıyor. Tabi ki de sabah kalkıp “haydi bu gün bir dergi çıkartalım” demediler. Belki yıllarca akşamdan sabaha konuşuldu “eşcinsellerin kurtuluşu” meselesi. Birkaç fanzin ile denemeler yapıldı önce. Tartışmalar yazılara dönüştü zamanla. Bir fotokopi çektirecek imkan olmadı sonra, yine beklendi. Sağ olsun, bir öğretmen arkadaş o ilk fotokopi için gerekli olan 75 lirayı verdi maaşından. 75 lira!

Aslında bu süreçler yaşanırken ben henüz küçük bir çocuktum. Kaos GL daha o zamandan geçmiş olsaydı bile elime ben ancak 5. Sayıda onu okuyabilirdim. Çünkü okuma yazma öğrendiğim yaş ancak ona denk geliyor. Ama hepsi benim tarihimdir, artısıyla, eksisiyle hepsi!
 
Köyü bırakıp üniversiteye Ankara’ya geldiğimde 16 yaşındaydım. Kaos’u ilk gördüğümde ve Kaos’a ilk geldiğimde de öyle. Kasım ya da Aralık ayında bir miting düzenlenmişti Ankara’da. Ben de o pazar sabahı kalkıp, giyinip sırt çantama da bir poşu atıp indim Sıhhiye Meydanı’na. Yürüyüş bitip herkes dağılırken bir şey çarptı gözüme. Sıhhiye Köprüsü’nün üzerinde bir adam elinde gökkuşağı bayrağıyla yürüyordu. O an sanki kafamda ki düdüklü tencere ötmeye başladı. Şok oldum. Eşcinsel gördüm diye değil, mitingde bir eşcinsel grubu gördüm diye. Daha öncesinde de çeşitli LGBT oluşumlarıyla ufak tefek bağlantılarım olmuştu fakat “politik” olmamalarından kaynaklı bir “adanmışlık” oluşmadı içimde. Hemen ardından araştırmaya başladım kimmiş bunlar diye.

Haftalar geçti, buldum Kaos’u, önce bir dergi satın aldım ve baştan sona inceledim. Görsellerinden kelimelere kadar her şeyi inceledim o gece yurtta. Sabahında Kaos’a yürümeye karar verdim. 18 Ocak 2007 Perşembe idi. G.M.K Bulvarını çıkarken mp3ümde bu şarkı çalıyordu  
 
Birkaç kez indim çıktım caddede. Saat 16:50 civarında buldum ve çaldım kapıyı. Ofiste tek bir kişi vardı o da çıkmaya hazırlanıyordu. İçine bir şey mi doğdu neydi bir saate yakın konuştuk içeride. Bir şeyler yapmak istediğimi söyledim. “Ne yapmak istersin/ne yapabilirsin?” diye sorduğunda aklıma tek bir şey geldi “burada insanlara halı dokumayı öğretebilirim” . Şimdi düşündüğümde çok gülüyorum buna. İlk zamanlar ayıp olmasın diye Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri uğruyordum. Sonra hiç ayrılmaz oldum bu fırtınadan. Nereden nereye diye düşünüyorum bolca. Ulus Başkent Öğrenci Yurdu’ndan Demirtepe’ye mi? Demirlibahçe’den Kızılay’a mı?
 
Nereden nereye Evren, nereden nereye Kaos?
 
İyi ki doğdun Kaos. 

Etiketler:
İstihdam