10/04/2012 | Yazar: Canan Koca

Doha’da yapılan ’Kadın ve Spor Tarihi’ konferansında da belirtildiği gibi, Müslüman kadınların spora katılımındaki en büyük engel politikaların yapıldığı spor kurumlarında erkeklerin/erkekliğin sayısal ve kültürel egemenliği.

Son yıllarda Müslüman kadınların profesyonel sporda daha fazla görünmek istediklerine tanık oluyoruz. Bu yıl Temmuz’da Londra’da yapılacak Olimpiyatlara ilk defa Suudi Arabistan, Katar ve Brunei’den kadın sporcular katılacak. Benzer şekilde birçok uluslararası kadın ve spor örgütü de kadınlarla ilgili spor politikalarının geliştirilmesinde bir güç olmak istiyor ve oluyor. Çeşitli uluslararası spor federasyonlarının kadın sporcuların kıyafetlerine yönelik cinsiyetçi uygulamaları, karar alma mekanizmalarında yetersiz kadın temsili, Müslüman kadınların üst düzey spor organizasyonlarına katılımlarının önündeki ulusal ve uluslararası kurumsal engeller, bu örgütlerin önemli mücadele alanlarından bazıları. Müslüman kadınların profesyonel spora katılımlarının artmasında kadın ve spor örgütlerinin geliştirdiği politikaların ve yürüttüğü lobi faaliyetlerinin yadsınamaz bir rolü var. 
 
Kabul et ve saygı göster 
Batı’da ve Ortadoğu’da sporda kadının konumunu iyileştirmeyi hedefleyen bazı kadın örgütlerinin son yıllardaki gündemlerinin başında Müslüman kadınların spora katılımları geliyor. Bu örgütlerin başında Kadınlar ve Kız Çocukları için Uluslararası Beden Eğitimi ve Spor Derneği (IAPESGW) geliyor. 11-16 Şubat 2008’de Umman Sultan Qaboos Üniversitesi’nde IAPESGW’ye üye Müslüman toplulukların yer aldığı ülkelerin (Bosna ve Hersek, Danimarka, Mısır, İran, Irak, Malezya, Fas, Umman, Güney Afrika, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Birleşik Krallık) katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, Müslüman ve Müslüman olmayan ülkelerdeki Müslüman kadınların spora katılımlarında karşılaştıkları zorluklar ve bu zorlukların ortadan kaldırılmasına yönelik ülkelere özgü politikalar tartışıldı, deneyimler paylaşıldı. Toplantı sonrasında Kabul Et ve Saygı Göster adlı bir deklarasyon yayımlandı. Deklarasyonun maddelerinden ikisi: (1) Spor ve eğitim sistemlerinde çalışan bireylere, Müslüman kadınların ve kız çocuklarının kendi dinlerini yaşayabilmelerinin ve spor ve fiziksel aktiviteye katılabilmelerinin farklı yollarını, örneğin fiziksel aktivite tercihi, kıfayet tercihi ve karma ya da kadın erkek ayrı gruplandırma, kabul etmelerini ve saygı göstermelerini öneriyoruz. (2) Uluslararası spor federasyonlarının yarışmalarda giyilecek kıyafet talimatlarının İslami gereklilikleri, kültüre özgü kuralları ve güvenliği dikkate alarak bütün kadınların katılımını gerçekleştirme yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlayacağımızı bildiriyoruz (www.iapesgw.org). 
 
Doha toplantısı 
Son olarak, IAPESGW’nin desteğiyle, 22-24 Ocak 2012 tarihinde Katar Doha’da Katar Olimpiyat Komitesi ve Katar Kadın ve Spor Komitesi işbirliğinde Kadın ve Spor Tarihi Konferansı düzenlendi. Bu konferans 2020 Olimpiyat Oyunlarına aday olan Katar için ayrı bir önem taşıyor, çünkü ülkelerin önemli uluslararası spor organizasyonlarına adaylıklarında başarılı olabilmeleri için kadın sporunun olimpiyat komiteleri tarafından desteklenmesi, önemli koşulların başında geliyor. Konferansa tam katılım gösteren Kraliyet ailesinden HE Sheikha Al Mayassa Bint Hamad Bin Khalifa Al Thani, Katarlı kadınların spor alanında daha fazla yer almaları için gerçekleşen değişim sürecinin en büyük katılımcısı olarak kadın sporculara ilham veren bir kadın olarak kabul ediliyor. 
Konferanstaki tartışmalarda, özellikle üst düzey uluslararası spor yarışmalarına Müslüman kadınların katılımlarını artırmaya yönelik ulusal ve uluslararası politikaların geliştirilmesinde uluslararası diyaloğun önemi vurgulandı. Katar Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri HE Sheikh Saud Abdulrahman Al Thani, ülkesinin Olimpiyat adaylığı sürecinde kadın sporlarının önemini anlatan bir sunum yaptı. Genel sekreter, kadınların spora katılımı önündeki kurumsal ve kültürel engeller hakkındaki zorlayıcı ve ısrarlı sorulara, bu engellerin kaldırılmasında kararlı oldukları cevabını verdi. Bu soruların bazıları ülkedeki spor tesislerinin kadınlara uygun olmaması, kadınlar için düzenlenen spor etkinliklerinin yetersizliği, ulusal ve uluslararası yarışmalardaki kıyafet kurallarının bazı kadınların katılımında engel olmasıyla ilgiliydi. İlgi çeken sorulardan/eleştirilerden birisi önemli spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmak söz konusu olduğunda sporcu kadınların gündeme geldiği fakat rekreasyonel spora ve okul beden eğitimine katılımda var olan cinsiyet eşitsizliklerine dokunulmadığı idi. 
 
Müslüman kadınlara engeller 
Konferansın son gününde Bahreyn, Kuveyt, Umman ve Katarlı kadınlar, kadınların spor alanındaki görünürlüklerinin sağlanmasının önündeki sosyal ve kültürel engelleri tartıştılar. Tartışmada vurgulanan kadın sporunun gelişiminin önündeki engeller şunlar: Bölgede kız çocukları ve kadınlar için sporun inşa edileceği bir spor kültürü tarihinin olmaması, kız çocuklarının ve kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının artırılmasında kadınların ve erkeklerin birlikte çalışma pratiklerinin yetersiz kalması, medyanın erkek egemen sporlara yer verirken kadın sporlarını ihmal etmesi. Bu engelleri ortadan kaldırabilmek için sunulan önerilerden bazıları: Müslüman kadın sporcular için düzenlenen spor organizasyonlarının düzeyini yükseltmek ve daha fazla kadın sporcunun katılımını teşvik etmek, kadınlar ve kız çocukları için yeni spor aktivitelerinin medya aracılığıyla teşvik edilmesi, okul beden eğitiminin kızların fiziksel aktiviteye katılımlarını destekleyecek şekilde düzenlenmesi, aile bireylerinin birlikte katılabileceği sporların teşvik edilmesi, Batı ülkelerinde örnekleri bulunan beden eğitimi ve spor örgütlerinin bir benzerinin Körfez ülkelerini kapsayacak şekilde kurulması. 
Bütün bu toplantılarda ve yayımlanan deklarasyonlarda, kadın ve spor örgütlerinin vurguladığı temel ilke, ulusal ve uluslararası kurumsal politikaların, kadınlar arasındaki farklılıkların ve çeşitliliğin -ırk, yetenek, yaş, din, cinsel yönelim, etnisite, dil vb.- tam olarak tanındığı bir spor ortamında onların tam katılımını sağlayacak fırsatları sunacak şekilde düzenlenmesi zorunluluğu. Bu düzenlemelerin önündeki en büyük engel ise politikaların yapıldığı spor kurumlarında erkeklerin/erkekliğin sayısal ve kültürel egemenliği. Bu egemenlikle mücadelede kadın ve spor örgütlerinin işleri çok zor, ama onlar kadınların özgürce katılabilecekleri eşitlikçi bir spor alanının yaratılmasında çok kararlı. 
 
CANAN KOCA:  Hacettepe Üni., Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu

Etiketler: yaşam, spor
İstihdam