31/05/2010 | Yazar: Kaos GL

Avrupa’nın değişik ülkelerinden İstanbul’a

Avrupa’nın değişik ülkelerinden İstanbul’a gelecek olan kadınlar, burada Türkiyeli kadınlarla birlikte taleplerini tartışacak ve ortak bir deklarasyonla ilan edecek. Ardından, İstanbul sokakları Avrupa kadın yürüyüşüne sahne olacak!
 
Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) Avrupa komitesinden Michele Spieler, geçtiğimiz hafta İstanbul’daydı. Yürüyüşün hazırlık toplantıları için gelmiş olan Michele ile Dünya Kadın Yürüyüşü ve İstanbul buluşması hakkında sohbet ettik. Farklı ülkelerden ve farklı gruplardan kadınları daha fazla konuşmaya, tartışmaya ve asıl önemlisi birlikte sokağa çıkmaya çağıran Michele, bu yılki Avrupa eyleminin İstanbul’da yapılmasını çok önemli buluyor.
 
Öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Michele Spieler kimdir? DKY’nin neresinde yer alıyor?
DKY’nin uluslararası komitesinde Avrupa kıtasını temsil eden iki üyeden birisiyim. İsviçre’de DKY’nin koordinasyon üyesiyim. Bilgisayar ve web sitesi öğretmenliği yapıyorum. Aynı zamanda Feminist Araştırmalar Derneği’nin koordinatörüyüm. Ondan önce İsviçre’de feminist hareketin üyesiydim.
 
Türkiyeli kadınların da dahil olduğu DKY fikri nasıl oluştu?
Kanada’nın Quebec eyaletindeki feminist kadınların faaliyeti ile başladı. 1995 yılında “Ekmek ve Güller’’ adıyla başarılı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Aynı tarihlerde Çin’in başkenti Pekin’de kadın konferansı gerçekleştirildi. Kadınlarla ilgili meseleleri bir yerde toplayan konferanslar yerine, bunları küresel düzeyde tartışmanın yolları konuşuldu. ‘Küresel eylem ağı’  fikri böyle ortaya çıktı. Dünyanın her yerine çağrılar gönderdiler. Bu çağrılarda kadınlara hitap ederek yoksulluğa ve kadına yönelik şiddete karşı mücadeleye vurgu yaptılar. Ve dünyanın her tarafından kadınlardan cevap aldılar. Böylece 2000 yılında kadın yürüyüşü başladı. 2000’deki yürüyüşten sonra anladık ki biz bundan sonra duramayız. Bu eylemleri sürdürmek zorundayız. Yürüyüşümüze devam ettik.
 
2010 yılı “Avrupa Kadın Buluşması’’nın İstanbul’da yapılması nasıl kararlaştırıldı?
DKY, her beş yılda bir 8 Mart-17 Ekim tarihleri arasında küresel eylemler düzenliyor. Bu yıl üçüncüsü olacak. Birçok ülkede yürüyüş kapsamında yerel ve ulusal eylemler var. Bunlardan biri Ağustos’ta Kolombiya’da gerçekleşecek. Bir diğeri Filipinler’de olacak. Kapanış eylemi 17 Ekim’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yapılacak. Avrupa kıtasının adresi ise İstanbul oldu. DKY için İstanbul’a gelmek çok önemli. Daha önceki Avrupa eylemlerimizi Bürüksel’de, Marsilya’da, Fransa’da ve İspanya’da yapmıştık. İstanbul’a gelerek, bazı önemli meselelere ağırlık vermek istedik. Ekim ayında yapacağımız kapanışta, barış ve sivilleşmeye özel bir vurgu yapacağız. Bu meseleleri İstanbul’a taşımak da bizim açımızdan çok önemli.
 
Avrupalı kadınlar, Türkiye’deki kadınların sorunlarından ne kadar haberdarlar?
Ben, ilk olarak Türkiye’ye 15 yıl önce geldim. Bir kadın delegasyonu ile gelmiştim. Amacımız, hem İstanbul’daki kadınlarla hem de Diyarbakır’daki Kürt kadınlarla görüşmekti. Bu kapsamda bazı örgütleri, hareketleri ziyaret ettik. Mücadele içindeki Kürt kadınlarının başarıları, yaşadıkları sorunlar ve bu sorunlarla nasıl mücadele ettiklerinin araştırmasını yaptık, onlarla diyaloga geçtik. Avrupa’daki kadın örgütleri, feminist hareket ve sivil toplum örgütleri Türkiye’deki kadınlarla iletişim halinde. Bu nedenle buradaki kadınların ne yaşadıklarını az çok biliyoruz. Ama Avrupa’daki medya Türkiyeli kadınlara çok önyargı ile yaklaşıyor. Kadınları sadece kurban olarak gösteriyor, mücadelelerini yazmıyor.
 
Peki, İsviçreli feminist bir kadın olarak, Türkiye’deki kadın hareketini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de kadın hareketi büyük farklılıklar taşıyor. Kendi içindeki bu farklılığı zenginlik olarak değerlendiriyorum. Ama bu farklılıkları birleştirmek anlamında bir sıkıntı yaşanır mı bundan emin değilim.
 
DKY’ye dönersek yine… Kimler üye olabilir?
Kadın sorunlarıyla ilgili çalışmalar yapan örgütler olabilir, karma örgütlerin kadın üyeleri olabilir... Ama siyasi parti üyesi kadınlar DKY’ye üye olamaz. Çünkü hareketin bağımsızlığı konusunda sıkıntı yaratacağını düşünüyoruz. Ve tek tek kadınlar da üye olamaz, gruplar olarak üyelik sağlayabilirler.
 
2010’daki küresel hazırlık çalışmaları ne düzeyde? Eylemlikleriniz hangi alanlarda yoğunlaşacak?
Hazırlıklarımızı Avrupa’daki kadınlar ve İstanbul’daki kadınlarla birlikte yürütüyoruz. Dört eylem alanı belirledik. Bunlardan birincisi savaşa karşı mücadeledir. Bu yüzden bu yılki DKY yürüyüşümüzü Kongo’da bitireceğiz. Çünkü Kongo’da savaş bitse bile çatışmalar sürüyor. İnanılmaz sayıda kadına tecavüz ediliyor orada. Bir savaş stratejisi olarak bu tecavüzler gerçekleşiyor. Aynı zamanda bu eylem alanı içerisinde erkekliğin patriarkal yanıyla da mücadele ediyoruz. İkincisi eylem alanımız yine kadına yönelik şiddet. Bu konuda dünyanın her yerinde sıkıntı var. Ekonomik kriz derinleştikçe, kadına yönelik şiddetin de buna paralel olarak arttığını gözlemliyoruz.
Üçüncü eylem alanımız kamu hizmeti ve kamu yararıdır. Birçok ülke kamu sektöründe bütçe kısıtlamasına gidiyor. Kadınlar bundan iki kat etkileniyorlar. Kadınlar, diğer sektörlere oranla kamu sektöründe daha çok istihdam ediliyor. Dolayısıyla kamu sektöründeki bütçe kesintileri kadınları etkiliyor, işsiz bırakıyor. Diğer açıdan, devlet bu hizmetleri artık sağlamadığı için, bu hizmetlerin kadınlar tarafından ücretsiz yapılması bekleniyor. Hastalara bakmak, çocuklara eğitim vermek gibi...Dördüncü eylem alanı ise, kadın emeğidir.  Burada en önde gelen talebimiz, eşit ücret talebidir.
 
Dünyada ve ülkemizde yoksulluk ve kadına yönelik şiddet her geçen gün biraz daha artmakta. DKY bu süreçte kadınlara ne tür çağrı yapabilir?
Dünyada ekonomik kriz, iklim krizi, gıda krizi, sağlık krizi gibi birden fazla kriz yaşanıyor ve hepsi de birbiri ile bağlantılı. Bu ortamda, ataerkilliğe, kapitalizme, ırkçılığa karşı nasıl mücadele edebilirizi tartışıp, katılımcı kadınlarla birlikte stratejiler geliştireceğiz. Çağrımızı da kadınlarla birlikte yapacağız. Birçok Avrupa ülkesinde, siyasetin ve toplumun dramatik bir biçimde değiştiği bir süreçte bu çağrıyı yapıyoruz. Bu önemlidir.
 
30 Haziran günü Avrupalı kadınlar da İstanbul’da olacak. Etkinlik programınız netleşti mi?
Evet, atölyelerde konuşacağımız konuları belirledik sayılır. O gün Avrupa’nın birçok ülkesinden kadınlarla birlikte Türkiyeli kadınların da katılımıyla gündemimizdeki konuları hep birlikte ele alacağız. Ardından, Avrupalı kadınlar olarak ortak deklarasyonumuzu yayınlayacağız. Ancak DKY’nin amacı, kadınların bir araya gelerek sadece tartışması değil. Aynı zamanda ve belki de daha önemli olanı, kadınların tepkilerini gösterecek şekilde sokağa çıkmaları ve taleplerini dile getirerek görünür olmalarıdır. İstanbul’da da bunu yapacağız. Çok renkli ve çok sesli bir yürüyüş olacak...
 
Balkan Karavanı Taksim’de karşılanacak
DKY Avrupa Buluşması’ndan bir gün önce, 29 Haziran’da Balkan karavanı İstanbul’a gelecek. Makedonya’dan 7 kadın ile yola çıkacak olan karavan Atina’ya gelecek. Atina’daki katılım ile yola devam ederek Selanik’e geçecek ve ardından İstanbul’a gelecek. Taksim’de Türkiyeli kadınlar tarafından karşılanacak olan karavanla birlikte Kıbrıs’ın iki yakasından kadınlar da bir araya gelecek. Karşılamanın ardından, 2005’te gerçekleştirildiği gibi, tekne ile Kızkulesi’ne gidilecek. Asıl eylem günü 30 Haziran’da ise, gün boyu süren atölyelerin ardından akşam saatlerinde Avrupa yürüyüşü yapılacak. DKY yürüyüşünün bitiminde ise ASF katılımcıları ile buluşulacak ve ASF’nin açılışı başlatılmış olacak.
 
Türkiyeli kadınlar DKY eylem ağının her zaman aktif katılımcısı oldu
DKY organizasyonu, Dünya Sosyal Forumu’nu örgütleyen komitenin daimi üyesidir. İlk küresel kadın eylemini 2000 yılında gerçekleştiren DKY, her beş yılda bir eylemlerini sürdürüyor. DKY, sadece eylem dönemlerinde değil, arada geçen sürede de iletişimi ve tartışmaları sürdürmeyi ilke sayıyor.
2000 yılındaki ilk küresel eyleme Türkiye’deki kadınlar etkin biçimde katıldılar. Türkiye sözcülüğünü KESK’li kadınların üstlendiği ‘2000 yürüyüşü’nde, çalışmaların tümü karma kurumlardaki kadınların ve bağımsız kadın örgütlerinin bir araya gelmesiyle gerçekleşti. 7 Ekim 2000 tarihinde Ankara’da yapılan Türkiye mitingine yaklaşık 40 bin kadın katıldı. Ardından Brüksel’de yapılan kıta eylemine Türkiyeli kadınlardan çok sayıda katılım oldu. 17 Ekim tarihinde Washington ve ardından New York’ta yapılan küresel eyleme ise yaklaşık 20 Türkiyeli kadın katıldı. 2005 yılında DKY, her ülkede yerel eylemler tarif etti ve dünya ülkelerini dolaşması için bir yorgan oluşturuldu. Yorgan, gittiği her ülkede kadınların katkılarıyla dana da bir renklendi, zenginleşti.
DKY’nin 2010 programı ise, yine 17 Ekim’de Kongo’da sona ermek üzere başlamış bulunuyor. Bu yıl yapılan kıtasal eylemler için Avrupa’nın adresi İstanbul. İstanbul’da olmasının bir nedeni Avrupa Sosyal Forumu’n (ASF) 1-5 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da toplanacak olması. DKY eyleminden sonra kadınlar Sosyal Foruma katılacaklar. İstanbul’un belirlenmesindeki diğer neden ise, politik koşullar...
Avrupa’nın sadece Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ibaret olmadığını göstermek isteyen kadınlar, adres olarak İstanbul’u tercih ettiler.
 

Etiketler: kadın
nefret