21/05/2010 | Yazar: Erdal Partog

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kendisi hakkında ortaya atılan seks kasedi olayından sonra istifa etti.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kendisi hakkında ortaya atılan seks kasedi olayından sonra istifa etti. Deniz Baykal, özel hayatın gizliliğini ihlal eden bu olayın ardından hafta sonu yapılacak CHP kurultayına katılmayacağını ve bu kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Değişimi değil değişime karşı muhalefeti ile bilinen ve bunu kendine ödev bilmiş bir siyasetçi olarak şimdilik siyaset sahnesinden çekilmiş oldu.

Cinselliğin siyasette konuşulamayan bir tabuya dönüştürüldüğü ülkemizde Deniz Baykal da nasibini aldı. Bu olay cinsellik konusunda gerçek anlamda siyasetten ne kadar kopuk olduğumuzu bize bir kez daha göstermiş oldu. Kendine sol diyen bir partinin lideri olan Deniz Baykal son 20 yılda koltuğunu kimseye bırakmayacak kadar azim ve hırs doluyken, cinselliğin konuşulmayan siyasi gücü karşısında nakavt olmaktan kurtulamadı. Bu siyasi karalama ortamında  maalesef cinselliğin ve kadının adı yine görünmez oldu.

Cinsellik ve kadın bu siyasi ortamda hiç konuşulmazken birinin adı gündeme oturdu. Kemal Kılıçdaroğlu Deniz Baykal’ın istifasından çok kısa bir süre sonra CHP genel başkanlığı için aday olduğunu açıkladı. Bu kısa sürede CHP içinde Baykalcılar birden yüz seksen derece yön değiştirip Kılıçdaroğlucu oldu. Bu da yetmedi kamuoyu da Kılıçdaroğlu’na gaz verdi. Sanki CHP baştan aşağı değişiyor havası yaratıldı.

Kılıçdaroğlu lehinde estirilen bu hava, insanların kafasında CHP bundan sonra değişir mi değişmez mi sorusunu düşündürttü. Bu süreçte herkes meraklı ve heyecanlı bir şekilde CHP’yi izlemeye başladı. Ancak bu meraklı kesimin ne beklediği aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun neyi hedeflediği hâlâ açık değil. Bir süre de böyle devam edeceğe benziyor. Bu nedenle her şeye rağmen kamuoyunun Kemal Kılıçdaroğlu’na göstermiş olduğu teveccüh karşısında ben de siyaset anlamında CHP’nin ve Kemal Kılçdaroğlu’nun Queer Siyasetin neresinde duracağını merak etmiyor değilim. Bu aşamada yarın ve ondan sonraki gün yapılacak kurultaya ve yeni genel başkan olması kesin gözüyle bakılan Kemal Kılıçdaroğlu’na altı sorum olacak. CHP’nin altı okuna karşılık benim yaydan çıkmış altı sorum.

1. Son yirmi yıldır Türkiye’de LGBTT hareketi için mücadele edenler hakkında partiniz ve siz ne düşünüyorsunuz? CHP parti tüzüğüne cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerini ekleyecek misiniz? LGBTT bireylere yönelik nefret cinayetleri karşısında belirli bir politikanız olacak mı? Bu konuda yasal düzenlemeler yapacak mısınız? CHP Genel Başkan Yardımcılığına bir Eşcinseli aday gösterecek misiniz?

2. CHP, cinsel özgürlüğü mü savunacak yoksa Deniz Baykal örneğinde olduğu gibi cinselliği konuşmamak gerektiğini mi? Cinsellik CHP programının neresinde duracak?
 
3. CHP, kadın hareketi ile nasıl ilişkilenecek? Sadece Atatürkçü kadınlar mı CHP’yi temsil edecek? Yoksa işsiz, işçi, öğrenci, lezbiyen, türbanlı, kürt, genç ve yaşlı kadınlar bunun dışında mı kalacak? CHP Cumhuriyet kadınını mı yoksa özgürleşmek isteyen kadını mı baş tacı edecek? Eve kapatılan, şiddete uğrayan, çalışan kadın mı mecliste söz söyleyecek yoksa orta ve üst sınıf cumhuriyet kadını mı söz söyleyecek? Kadın hakları ve temsilcileri CHP’deki erkek egemen siyasetin neresinde olacak? Kadınlar erkekler kadar siyaset yapma imkanı bulabilecek mi?
 
4. Zorunlu askerliğe devam mı son mu? Kemal Kılıçdaroğlu zorunlu askerlik ve militarizm ekonomisi hakkında ne düşünüyor? Zorunlu askerliğin kaldırıldığı, silah ekonomisinin azaltıldığı bir Türkiye CHP’nin programında olacak mı? Yoksa Kürt illerinde savaşa devam mı?
 
5. Zengin ile fakir arasındaki uçurumun arttığı ülkemizde ister çalışsın ister çalışmasın herkese ‘asgari gelir’ verecek misiniz? Yoksa siz de liberal ekonomiyi sonuna kadar savunacak mısınız?

6. Genç nüfusu ile övünülen ülkemizde yaşlı sayısının her geçen gün arttığı ve yaşlıların da bir çoğunun yalnız yaşamak durumunda kaldığı ve kalacağı göz önünde bulundurulacak olursa yaşlılar konusunda CHP’nin bir programı olacak mı?

Bu sorular çerçevesinde solda değişimden yana bir havanın estirildiği bu günlerde CHP’nin içi boş siyasetinin değişeceği konusunda pek umut beslemesem de şimdiden karar vermek daha erken diye düşünüyorum. Yine de kendi açımdan benim altı okum açık ve net. Bu anlamda benim yaydan çıkmış altı soruma Kemal Kılıçdaroğlu bir yanıt verebilirse ne ala vermese de canı sağ olsun biz kaldığımız yerden queer siyasetimizi yapmaya devam ederiz. Yeni bir CHP mi yoksa yeni bir sol düşünce mi buna kara vermek gerekiyor.
 

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam