Kendine dikkat et canım

 

İzmir’in güzelim karanlık ve zarif sokaklarından biri olan Bornova Sokağı’ndan, geçen yazımda (Bir dönmenin varlığı, iki dönmenin gullümü var) bahsetmiştim. Bornova Sokağı ile ilgili herkesin ağzında hurafeler dolaşmaktadır. Bu hurafelerle daha çok kötülemek, aşağılamak, dışlamak gibi nefret dolu davranışlar, gündelik yaşamlarında “şakalaşmak niyeti altında” sergilenmektedir. Niyetin burada ne kadar çok önemli olduğunu bilmekte fayda var bence...

 

İnsanlar sürekli konuşurlar, alay ederler, dalga geçerler sonra “biliyorsun, ben bu niyetle söylemedim” lafını yapıştırırlar ardından. Hep iyi olmalarından dolayı, kötü hiç bir şey barındırmazlar. Sağ olsunlar niyetleri için ay pardon içi iyilik ve güzelliklerle dolu olan niyetleri için...

 

Şimdi, hurafeleri bol olan Bornova Sokağı’nın içine girelim. Kimmiş bu insanlar, ne yaparlar ne yapmazlar, ne söylemezler ne söylerler? Söylemek ve Bornova Sokağı gelince yan yana aklıma ilk olarak “kendine dikkat et canım” cümlesi geliyor. Gece boyunca o kadar çok sık birbirimizi görmemize rağmen, her konuşma “Kendine dikkat et canım”la sonlanır.

 

Biraz derin düşündüğümüzde cevabını hemen bulabiliriz. Dikkatimi çektiğinden beri üzerinde çok durdum. Birçok neden çıktı karşıma ve bunları biraz açmak istiyorum. İlk olarak “bir daha birbirimizi görmeme korkusu, nefes alamama korkusu” düşüncesi geldi aklıma. Çünkü kuaförde hazırlığımız bitip sokağa çıktığımızda nelerle karşılaşacağımızı ve ne yaşayacağımızı bilmiyoruz sadece tahmin ediyoruz. Tek derdimiz bugün de bitsin, sağ salim eve varalım, oluyor. Birbirimizin iyi olduğunu bilmek çok önemlidir bizim için. Sonra “mücadele etmek” çıkıyor karşıma... Sokaktan geçen her insan mücadele etmen için bir sebep oluyor. Ya edeceksin ya edeceksin! Başka çare yok çünkü... Sadece kendimizi “kendine dikkat et canım” cümlesiyle teselli ediyoruz.

 

Bornova Sokağı olsun, Ankara’da Eryaman, İstanbul’da Ülker, Abanoz, Avcılar semti olsun. Hepsinin tek ortak noktası var: “İçi iyilik ve güzellik” dolu niyetli insanların, sokak boyunca gözlerini kapatıp, kulaklarını tıklayıp sadece 2-3 dakikalık yolu geçme derdine düşüp, geçince hiç bir şey görmemiş ve duymamış gibi eğlencesine devam etmesi…