17/09/2013 | Yazar: Murat Renay

Sen gözlerini kapatınca biz kaybolmuyoruz. GRINDR’ı kapatınca sevişmekten vazgeçmiyoruz.

“Kimsenin yaşam tarzına karışmıyoruz”
 
Evet, bu sözü söyleyen sendin Sayın Başbakan.
 
Ve söylediğin birçok söz gibi bu da doğru değildi.
 
Yani sen öyle söyledin diye bu laf doğru olmuyor zaten. Belki de can-ı gönülden böyle olduğunu sanıyorsun. Yani kimsenin yaşam tarzına karışmadığını zannediyorsun. En azından, henüz İran’daki gibi meydanlarda eşcinselleri asmadığın veya hadım etmediğin için bu konuda yumuşak bir politika izlediğini sanıyorsun belki de. Belki bir sonraki planların arasında buna benzer şeyleri uygulamak da vardır. Gezi olaylarıyla ilgili, sana karşı gelen çapulculara her gün sarf ettiğin hakaretleri duyup, gözlerindeki o telaşlı nefreti görüp de ileride işi buralara kadar götürmeyeceğini kim söyleyebilir? Yani LGBT’leri belki meydanlarda asmazsın da, en azından “polisine” destan yazdırırsın hani dolaylı yoldan. Plastik mermi yağdırırsın üzerlerimize, kim vurduya gidiveririz. Gün gelip de bütün bunların olacağını düşünmek bir hayal değil.
 
Adım adım yürütüyorsun politikalarını. Kendin direkt bir şey yapmıyorsun zaten. Senin “hâkimlerin”, senin “savcıların” ilerletiyor bağnaz politikanı.
 
Geçen hafta, dünyanın en büyük gey-buluşma uygulaması GRINDR kapatıldı mesela. Sana sorsak, haberin bile yoktur. Sen emir vermemişsindir. “Kanunlar çerçevesinde gereken yapılmıştır,” diyeceksin eminim.
 
Hangi kanun benim KENDİ cep telefonumda, sadece KENDİMİN görebileceği bir şeyi engelleyebilir? Hadi bırak internetten bu içeriğe ulaşılmasını, telefonumu açmazsam, başkasının gözüne sokmazsam bu uygulamayı kimse göremiyor bile. Sağ olsun Apple Store ve Android Store’un da kuralları yine “küçükleri koruma” kapsamında olduğundan kimsenin hiçbir yeri –özel foto yollamadıkça– görünmüyor ki kardeşim. Bana özel foto atana da mı karışacaksın? İş buralara mı geldi artık?
 
Bugün eşcinselleri idam eden İran’da veya Afganistan gibi ülkelerde bile Grindr’a ve benzeri uygulamalara erişim yasaklı değil. Ancak son bir haftada bütün dünya senin bu uygulamayı yasakladığını duydu güzel kardeşim. Hatta bunun haberini yapan yabancı bir web sitesinde okuyuculardan biri o haberin altına demiş ki “İyi ki Türkiye olimpiyatları alamamış zaten.”
 
İşte AKP’li kardeşlerim ve Sayın Başbakanım, umulmadık taş böyle baş yarar. Sen milletin cebindeki uygulamaya bile yasak koyacaksın, Türkiye’ye gelen ve gelecek olan eşcinsel turistleri de mecburen bu yasaklarına dâhil edeceksin ve sonra da her şeye heveslenip olimpiyatı almaya soyunacaksın. Yok öyle! Ne alakası var deme? Her şey böyle birbirine bağlı işte. O yorumu oraya yazan adam bununla bir bağ kurduysa sen de kur. Değil bizimkine, elin adamının bile yaşam tarzına karışıyorsun işte USTA. Ne diyorsun bu hususta?
 
Sayın başbakanım, sen bizi kendi çemberimize kapatmaya çalıştıkça, dünyadaki kapılar da bir bir sana kapanacak. Hadi biz GRINDR’a girecek bir VPN değiştirme programı bulduk ve aynen hayatımıza devam ediyoruz diyelim, ya sen ne yapacaksın? Bu yüzüne çarpılan kapıları nasıl açacaksın yeniden? “Yasakçı” “geri kafalı” denmekten nasıl kurtulacaksın?  Zor be USTA!
 
Unutma sen gideceksin, biz burada kalacağız. Biz halkız. Biz eşcinselleriz. Sen bizim arkadaşlık sitelerimizi kapatacaksın, biz başka bir yolla onlara girip yine arkadaş bulacağız. İstersen internetin şalterini indir, ister bütün bilgisayarları ve cep telefonlarını kullanılmaz hale getir, biz alakasız bir yerde sadece bir kez göz göze gelmeyle bile birbirimizi bulacağız, tanışacağız, öpüşeceğiz, sevişeceğiz ve sonra yeniden başkalarıyla belki. Sana ne? Kime ne?
 
Biz bütün düzenlere karşı koymuşuz yüzyıllardır. Öldürmüşler, asmışlar, kesmişler bizi ve biz yine de sesimizi yükseltmişiz. Diğer azınlıkları bilmem ama bizimle savaşamazsın, savaşırsan da kazanamazsın, yıldıramazsın, olduğumuz şekilden, doğduğumuz benlikten vazgeçiremezsin. Bu su hiç durmaz be USTA!
 
Sen gözlerini kapatınca biz kaybolmuyoruz. GRINDR’ı kapatınca sevişmekten vazgeçmiyoruz. Gel asıl sen bu sevdadan vazgeç.    

Etiketler:
nefret