03/02/2016 | Yazar: Tayla Duman

Sarhoş kalpli çocuk, genç adama aşık olmuş.

Sarhoş kalpli bir oğlan çocuğuydu o. Kara tenliydi, zayıftı, kocaman parmaklara sahipti. Gülümseme onun yüzüne fazlasıyla yakışırdı ama aşık olduğu adam onu çok üzdüğü için pek gülmezdi. Diğer erkeklerden farklıcaydı. Durup ince şeyleri anlamaya vakti vardı. Yıldızları seyrederdi. Bunu yaparken mutlu olurdu. Kaldırım kenarındaki çiçekleri toplayıp evde suyun içine koyardı.

Annesine sürpriz kekler yaparmış ama annesi bunu basit görüp kekin tadını beğenmeyince sürekli değiştirdiği tarifleri ve üzüntüsünü bir sır gibi saklarmış herkesten. Yemek yerken ağzına gözüne bulaşır imiş, üzeri hep hayvan tüyleriyle, yemeklerle kirli olurmuş. Büyümesine rağmen çocukluğu onu hiç terk etmemiş.

Bir gün o çocuğun mahallesine genç bir adam taşınmış. Onunla arkadaş olmuşlar ve onu çok sevmiş, tanıdıkça sevgisi de çoğalmış. Genç adamın geldiğini görünce kalbi hızlı hızlı çarpmaya başlamış. Bazenleri yanında konuşamaz kekelermiş. Gece onu düşünür olmuş. Bir gün bile görmeyince çok üzülür özlermiş onu. Günlerden birinde erkek erkeğe oyun oynarken eli eline değmiş. Çok şaşırmış, heyecanlanmış, yüzü kızarmış, karnına bir ağrı girmiş, mutlu olmuş. Bütün güzel ve ilginç duygular beynine hücum etmiş. Hemen ayağa kalkıp koşarak eve gitmiş, o gece ağlamış. Hem mutluymuş hem değilmiş.

Genç adamı gördüğü her gün güzel geçermiş. Onun dudakları, dişleri, elleri, yürüyüşü hoşuna gidermiş onun hakkındaki ince detayları sevmiş. Beraber geçirdikleri zamanlarda yüzüne dünyadaki en büyük gülümseme konarmış. Genç adamı çok sevmiş çünkü onun iyi birisi olduğuna inanmış.

Sarhoş kalpli çocuk, genç adama aşık olmuş.

Cesurca bir çocuk olduğundan genç adama duygularını anlatmaya karar vermiş. Genç adam hiddetlenmiş, bağırmış çağırmış. Kızınca boyu uzamış kafası tavana değiyormuş, gözleri öfkeden büyümüş ve canavara dönüşmüş demiş ki sonra “Sen nasıl bir insansın?! Aşağılık komik herif. Git buradan bir daha seni görmek istemiyorum. Karşıma çıktığın güne...” ve pek çok kalp kırıcı söz. Bizim çocuk o gün eve gitmiş gece çok ağlamış.

Sonra annesine anlatmaya karar vermiş. “Anne senin oğlun bir adama aşık oldu” demiş. Annesi telaşlanmış başta sonra keklerin tadından duyduğu rahatsızlık gibi suratını ekşitmiş. “Olamaz” demiş. “Bu nereden çıktı oğlum? Arkadaşsınız siz öbür türlüsü olur mu, nereden duydun gördün böyle şeyleri? Sana öyle geliyor yoksa olmaz öyle şeyler. Hasta olmuşsun sen doktora götürelim seni.” Çocuk o gece odasında çok ağlamış.

                                                                          Foto: Rara Avis

Belki babam beni anlar deyip babasına anlatmış. Babası ilk başta şaşırmış, sonra acımış, sonra telaşlanmış, sonra sinirlenmiş. Bu duygu karmaşası içerisindeyken yüzü yeşile dönmüş. Sinirli olmaya karar vererek kükremiş “Dalga mı geçiyorsun lan sen benle! O nasıl laf. Bir daha duymayacağım senin bu saçmalıklarını. Elaleme rezil mi edeceksin beni!” Çocuk o gece odasında çok ağlamış.

En yakın arkadaşım benim yanımda olur demiş. Ona da anlatmış. Arkadaşı onun yanında olduğunu, üzülmemesi gerektiğini söylemiş ama alttan altta yargılamayı da ihmal etmemiş. Arkadaşının bu tavrına çok üzülmüş.

Artık dayanamıyormuş genç adamdan uzakta olmaya. Ona şiir yazmış. Kapısını çalıp şiiri vermiş “Lütfen beni anla benden nefret etme ben seni çok seviyorum...” daha sözünü bitiremeden genç adam onun kalbini kırmış, tekrar. Eve gitmiş o gece çok ağlamış.

Ertesi gün genç adam onu alay konusu yapmış. Okuldakiler onu görünce gülüyorlarmış dalga geçiyorlarmış.

-Yaptığı şeyi duydun mu? Kah kah kah

-Rezillik ya bize de yavşamasın bu kıh kıh kıh

Eve gitmiş ama o gece ağlayamamış gözyaşları bitmiş. Üşümeye başlamış onun yerine. Yorganın altına girmiş nefesiyle ellerini ve ayaklarını ısıtmaya çalışmış. Nafile, buz gibiymiş her yeri.

Ondan sonra ise hep üşümeye başlamış. Genç adama olan aşkından ise vazgeçmemiş uzaktan izlemiş onu, şiirler yazmış. Geceler boyu ağlamış, gözleri şişmiş çok üşümüş bir de. Güneşe yüzünü çevirmiş, ısınamamış. Uzun yollar yürümüş. Kimseye zararı olmadığı halde onu çok üzmüşler. Kendi kendine tartıyormuş yine olayları. Kimsenin kalbini kırmamaya çalıştığını düşünmüş, elinden geldiğince herkese yardım da etmişti. Çok sevmiş karşılığında hep üzülmüş. Aklı ermemiş bir türlü olanlara...

Kalbinin büyüklüğünü dikkate alırsak o bu dünyayı anlamak için çok çocuktu.


Etiketler:
İstihdam