21/05/2013 | Yazar: Ozan Gezmiş

AKP anayasasında ‘asla’ eşit bir şekilde yer alamayacak olabiliriz ancak bu heteroseksist savaşın da bir kazanını elbet olmayacak ve çok arzu edilen o toplumsal barış ve huzur ortamı bu ülkeye böyle giderse de ‘asla’ gelemeyecek...

AKP anayasasında “asla” eşit bir şekilde yer alamayacak olabiliriz ancak bu heteroseksist savaşın da bir kazanını elbet olmayacak ve çok arzu edilen o toplumsal barış ve huzur ortamı bu ülkeye böyle giderse de “asla” gelemeyecek...
 
Anayasa Uzlaşma Komisyonu bugünlerde yine ve yeniden “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” tartışmalarına kitlendi. Üzerinden uzlaşı sağlanamayan maddelerin yeniden ele alındığı komisyonda anayasanın eşitlik maddesini düzenleyen kısmına “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesi önerisine karşı çıkan AKP milletvekili Ahmet İyimaya, "Kadının kadınla, erkeğin erkekle evlenmesini hak olarak görmüyorum. Bu bir bozulmadır. Anlaşamadığımız tek konu kalsa bile asla ’cinsel yönelim’ ifadesinin yazılmasına izin vermeyiz” diyerek tartışmaya yeni bir soluk kazandırdı.
 
“Cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği farklı olan herkes birbiriyle eşittir” manasına gelecek bir anayasa maddesinden adeta korkulması ve “asla” izin verilmeyecektir denmesi bize aslında çok şey anlatıyor. En başta sivil ve demokratik bir anayasa yazma hedefinde olduğunu iddia eden AKP, bazı vatandaşlarını daha eşit gördüğünü, bazılarını ise tıpkı Hindistan’daki Kast sistemi gibi “doğal” bir eşitsizliğe mahkûm ettiğini açıkça söylemiş oluyor. Daha geçtiğimiz gün İstanbul Avcılar’da evlerinin camları kurşunlanan transların “asla” saldıranlarla eşit bir düzlemde hak arayabileceklerini düşünmüyorlar örneğin. Bir “bozulma” örneği olarak eşcinseller, biseksüeller ve de translar aslında “ahlaklı” birer örnek vatandaş olsalar zaten başlarına hiçbir şey gelmeyecek. Yalnız bu ahlak tabii ki de kendini, var olduğun ve hissettiğin her şeyi inkârdan geçiyor.
 
Pazar günü Ankara’da Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş vardı. Yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüşte “eşitlik” ve “özgürlük” sloganları duymayanlara, görmeyenlere inat daha yüksek sesle hep bir ağızdan atıldı. Bir sürü farklı dövizin de taşındığı yürüyüşte şu an düşündüğümde gündeme en uygun olanları sanırım “LGBT’ler AKP Anayasasına Sığmaz!” ve “Eşitlik Yoksa Barış Da Yok” dövizleri...
 
Adına “çözüm süreci” denilen bir süreçten geçtiğimizi sık sık dile getiren iktidar belli ki genel toplumsal bir barış sağlamaktan çok sadece silahların bırakılmasıyla ilgileniyor. Yıllardan beri özgürlük, eşitlik için kanları dökülen Kürt halkı elbette artık onurlu bir barışı hak ediyor ancak bu ülkede savaşılan tek kesim hiçbir zaman sadece Kürt halkı olmadı. Eline silah almamış LGBT’ler, kadınlar ve toplumun diğer tüm öteki kesimleri de kendileriyle yürütülen savaştan çokça nasibini aldı. Her gün hâlâ öldürülen kadınlar ve LGBT’ler bu savaşın tüm can yakıcılığıyla devam ettiğinin en önemli ispatıdır.
 
AKP anayasasında “asla” eşit bir şekilde yer alamayacak olabiliriz ancak bu cinsiyetçi ve heteroseksist savaşın da bir kazanını elbet olmayacak ve çok arzu edilen o toplumsal barış ve huzur ortamı bu ülkeye böyle giderse de “asla” gelemeyecek...
 
Fotoğraflar: Gülistan Aydoğdu / Kaos GL

Etiketler: insan hakları, sivil anayasa
nefret