24/07/2008 | Yazar: Kaos GL



‘Nasıl her çocuğuna bir anne baba sahip çıkıyor, yolunu açıyorsa, bu tür problemi olanlara, annenin babanın desteği bir fazla olmalı. O çocuklara daha çok güven vermeli. Bu çocukları karanlığa iteklemeğe gerek yok.’ Ayşe Teyze eşcinsel oğlu Melih’le birlikte verdikleri mücadeleyi anlatıyor.

Hazırlayan: Ali Ferhat

Not: ‘Benim de anlatacak ‘canım ailem’ öykülerim var’ diyorsan editor@kaosgl.org adresine bekliyoruz.

Eşcinsel bir erkeğin ailesinin hayatı nasıl değişir? Beklentiler, kızgınlıklar, umutlar, sevinçler, acılar, ailesel kültür, üst kültürün yani toplumsal kültürün bu kadar baskın olduğu bir ülkede ne kadar değişebilir? ya da değişimi karşılayabilmek için, başka türlü yaşamak için, neler ‘feda’ edilir? Ve bu ‘feda’ hangi mutluluk ve mutsuzlukları doğurur? Fark ettiğiniz üzere işimiz zor. Bu soruların cevabını bulmak birkaç kişiden alınacak cevaplarla mümkün değil. Ama bu bir adım. Bu sorulara yanıt bulmak için çıktık yola...

Merhaba, hoş geldiniz.

Ayşe Teyze (Melih’in annesi): Hoş bulduk merhaba.

Sizi tanıyalım önce...

42 yaşındayım, ev hanımıyım. 19 yaşımda görücü usulüyle evlenmiştim. 23 yanımdayken Melih doğdu. Bizim çocukluğumuz... Çocukluğum Ankara’da geçti, 10 yaşımda Almanya’ya gittik. Ama ailem çok baskılıydı...

Melih deyince aklınıza ilk ne geliyor?

Melih deyince yani böyle ona her zaman can damarım derim. içimden de söylerim gerektiği zaman sesli de söylemişimdir. İlk ben onu, bebekken karnımda hissettiğim zaman ‘ay ben bunu çok seviyorum, bu çocuğu çok seveceğim’’ doğana kadar başka bir şey söylemedim. Hala da çok seviyorum, ‘nefesim’’ diyebilirim yani.

Melih okul hayatında başarılı mıydı? Bir de bu soruyla beraber, onun biraz çocukluğundan bahsedebilir misiniz?

Çok başarılı olabilirdi. Fakat kendini okula veremedi. Abileri top oynarken o ip atlardı. İp atlamasını da ben ona çok görmedim. Çoğu sporcu ip de atlıyor. Hem normal-anormal gelse de normal gibi gördüm veya görmezlikten mi geldim veya anlayamadım.

Yine çocukluğa dönelim, hani ip atlarken ya da başka bir şey yaparken Melih, çocuk, ona böyle bakıp, işte onu uzaktan severken, canım evladım derken, onun bir gün aşık olacağını düşündünüz mü ve bunu düşünürken kurgularınız var mıydı?

Aşık olacağını düşünürken, normal bir şekilde aşık olmasını düşünmüşümdür.

Melih'ten önce, Melih'ten başka daha önce tanıştığınız, tanıdığınız bir eşcinsel var mıydı hayatınızda?

Hiç olmadı, hiç tanımadım. Sadece bu televizyondaki Dr. Stresin programlarına bazen çıkıyordu, onları çok seyrettim ama şahsen hiç tanıdığım olmadı.

Melih'in eşcinselliğiyle ne zaman, nasıl tanıştınız? Temel duygunuz neydi; utanma, üzüntü, ne düşüneceğinizi bilememe, ne hissettiniz tanıştığınızda ve sormasam da olur ama yine de; tanıştığınıza memnun oldunuz mu?

Memnun oldum. Şöyle memnun oldum: onun problemini bir anne olarak bilmem lazım. Problemlere beraber bir çözüm getirmek ama bu tarafa, ama şu tarafa; fark etmez yani. Tanıştığım andaki tepkim, sadece acı duydum yani acı çektim. Ona, boyuna bakıp yani ben kendisini harcıyor diye düşünüyorum yani. çünkü; dışarda günlük yaşantısında o televizyonda gördüklerimin yaşantısı, o haberlerde gördüğüm travestiler...

Fatih Ürek, Aydın?

Onların yine belli bir yerleri var, ekmek paralarını kazanabiliyorlar sanatçı bölümünde olanlar. Ama olmayanların çektiklerini, mesela hapishaneye gidenleri gördüm, hapishanede koğuşları yok. Dünya içinde veya insan içinde bir yerleri yok. Bundan dolayı, yaşantısında çekeceği acılardan dolayı çok büyük acı çektim ben. İş bulamaz diye korktum. E para kazanmak için ne oluyor; tek yol kalıyor, bu da fahişeliğe götürüyor. O kendisine bunalım çektiği dönemlerde, kendisinin artık dayanamadığı bize de söylemiş olduğu için o son noktada, patladı.

Nasıl oldu patlaması?

Çok büyük kavga ettik. Birden yani baktım, gözleri böyle siyahlı gibi hani makyaj yapar silersin de buralar siyah kalır ya. Ne o dedim, orospular gibi dedim sürmeleri çektin. Senin derdin ne? Ne yapıyorsun. Yani bayağı ağzıma geleni saydım. Balkona gitti, hıçkıra hıçkıra ağladı. Abisini gönderdim yanına, git dedim şunun yanına, balkondan atar kendini O anda sinirli, üzgün hepsi bir arada. Abisi gitti yanına, konuştular, içeri geldi... Gittim öptüm sevdim, özür diledim, ne olduğunu sordum, söyle dedim, söyleyemem utanıyorum dedi. Oğlum dedim, utanıyorsan yaz okuyayım, ondan sonra psikologa gidelim dedi, tamam dedim, ertesi gün randevu aldım hemen psikologa gittik.

Ne zamana tekabül ediyor bu süreç?

Bu tam iki sene oldu. Psikoloğa gittik ama Melih ne yaptığını çok iyi biliyor. Psikologu basamak olarak kullandı. Bize o meseleyi açabilmek için hani kendi anlatamadığını. Artı, psikologa gitmeye devam ettik, psikologa giderken de söylüyordu yani psikologa sadece sizi tatmin etmek için gidiyorum, yani ilerde demeyin ki keşke götürseydik çocuğumuz düzelirdi. Bu pişmanlık içinizde olmasın diye sizin için gidiyorum dedi. Çok bilinçli

Artık, "benim oğlum bir eşcinsel" dediniz.

Günlerce çok üzüldüm, Kimsenin tahmin edemeyeceği acılar çektim. Ağlamadığım an yoktu.

İlk önceleri bu, ailenin bir sırrı mı oldu?

Hayır. Kardeşlerim telefon açtığı zaman iki gözüm iki çeşme ağlıyordum. Onların gelmesi beni çok rahatlattı. ‘Öyle istiyorsa; normal bir erkek olması için niye zorluyorsun, niye ona eziyet ediyorsun? Sen onu niye üzüyorsun’ dediler. O zaten üzgün veya sıkıntıda kendi durumundan dolayı ortaya çıkamadığından, bir şey yapamadığından dolayı. Bilmem, onlar bizden bir görüş, iki görüş daha öndeler. Almanya'da.

Peki bu teyzelerinin falan dışında hani sizin konu komşu, işyerindekiler falan o böyle bir çevreye karşı sır oldu mu?

Hayır olmadı. Ne olursa olsun ben çocuğumun yanındayım. Beni seven onu da sevmek zorunda. Ondan nefret etmiş olan beni de kaybetmiş olur.

Melih’le neler yapıyorsunuz?

Sır saklamaz. Her şeyini anlatır. Dertleşiriz. Güzelliğimiz kadar da çekişmemiz var, tartışmalarımız var.

Melih in çocukluğuna dair ilk hatırladıklarınız neler?

Melih küçükken de böyle hareketleri cıvıl cıvıldı. Tam çocukluğun verdiği hani cıvıl cıvıl hareketler diyerekten gördük. Acaba dedik ama yok Allah korusun dedik. Öylece geçti. O zamanlar da öyle bir düşünce oldu ama insan düşünmek işte bir noktada. Bir olay, mesela bacaklarını tıraşlıyordu bir ara tiyatroya gitmişti, tiyatrodan dolayı, tiyatrodaki görevinden dolayı.

Ama çok çocukken değil herhalde bu...

11, 12... ondan sonra... Bir noktada ben keşfedecek olsam o başka yönden beni kandırıyordu. Ben şimdi hem olabilir düşünüyordum hem yok, belki hani ben çocuğa haksızlık ediyorum. Belki gerçekten görevinden dolayı yaptı diyordum.

Melih'in babasıyla ilişkisinden bahsetmek ister misiniz?

Melih'le fazla bir diyalogu yok Melih istemiyor. Şimdi mesela, Melih'in bulunduğu durumları bildiği halde ara sıra ‘aslan oğlum’ diyor. E bu da Melih'i çok sinirlendiriyor.

Bunu doğal mı söylüyor yoksa?

Bilinçli söylüyor ki yani acaba dönüş yapar mı? Yani hoşlanır da ‘aslan oğlum’ dediğim zaman, o da onu sinir ediyor.

"Baba bana aslan oğlum deme!"

Bana da dedi. "Bana oğlum demeyin", iyi de dedim şimdi ne diyeyim mesela sana? "Çocuğum de, yavrum de". Ama her zaman yavrum olmuyor. Ara sıra oğlum demek zorundayım.

Melih için duyduğunuz temel endişe nedir?

Vallahi ilk zaman işte dedim ya hayatını kazanması açısından çok endişe duydum. Gerçekten çok acı çektim ama. O ilk şoktur diyebilirim. Nasıl ki öbür çocuğumu üniversite okuyorsa, üniversite yollarını açmaya çalışıyorum, bu da hangi yolu seçerse meslek olsun iş olsun yorumda bulunmayacağım. Şimdi özel bir işyerinde diyelim ki benim çalıştığım benim çocuğum iş bulamadı, elimden gelen, ben bir şey açmaya çalışırım.

Eşcinsellik deyince hele de kendi çocuğunuzun eşcinselliği söz konusu olunca neden aklınıza fuhuş geliyor?

Nedeni başta. İşte o ilk döneme dönersek, bu bana açıldığı, iki sene önceki, açıldığı döneme gelirsek, açıldıktan sonra gerçekten kabak çiçeği gibi açıldı. Hareketleri davranışları böyle. Elleri kolları sokaktaki bir travestiyle aynı hareketleri yaptı bana evin içinde. Ve ben de dedim ki oğlum; yani, gerçekten kadın olmak istiyorsan kadınları iyi incele! Hiç bir kadın, bugün resmen, fahişelik yapan bir kadın bile o şekilde hareket etmiyor. Ellerini kollarını bacaklarını öyle kıvırttırmıyor. O hareketleri bana tam bir sene yaptı. Bir sene sonra artık bize biraz inanmaya başladığı zaman bizden yardım görmeyeceğini zannederek, kendini yapayalnız zannettiği için, ve ben de o zaman geçim sıkıntısını, onun endişesini onun için taşıdığım için, "oğlum ne yapacaksın, ne iş yapacaksın, nerede çalışacaksın, nasıl çalışacaksın, sonun orası." "O zaman" dedi "ben de fahişelik yaparım." Bunu söyledi.

Bizimle, Kaos GL dergisiyle Kaos Kültür Merkezi ile tanışma hikayeniz...

İşte, Melih sizi bulmuş, keşfetmiş. Ondan sonra... Epey bir geldi gitti buraya. Ama gelip gittiğinde, kimle tanıştığını neler konuştuğunu gelir bana evde hepsini anlatırdı. Burdan çok fayda gördü, anlattıklarını dinlediğim zaman benim evdeki endişelerim azalmaya başladı. Nereye gitti, ne yapıyor, başına bir iş gelir mi gibi tasalarım her gün azalıyordu buradaki görüşmeleri bana anlattıkça... Mesela, 18'inde kesinkes ameliyat olacağını söylüyordu bana, buraya geldikten sonra, buradaki tanıştıkları insanlarla konuştuktan sonra herkes söylemiş, "sakın erken ameliyat olma, kendine zaman bırak." Ben de bunları söyledim ama asla istemiyordu. Benim fikirlerimi hiçbir zaman kabul etmedi. Burada söylenenlerden sonra, sonraya bıraktı ameliyatını.

Bize güveniyor musunuz? Bizimle tanıştığınıza memnun oldunuz mu? Buraya gelip gidiyorsunuz, kahve içiyorsunuz, oturuyorsunuz....

Bana her zaman doğruyu söyledi benim çocuğum, buraya gelmemi istedi. Gelirim dedim. Gelmek isterim. Böyle bir yer olduğuna da memnunum. benim çocuğumun böyle bir yere gelip de kendini oyalayacak bir mekan olduğuna da memnunum. Tanıştığıma da ayrıca memnun oldum.

Birilerine işte oğlum var diyorsunuz yine... Oğlun ne yapıyor, kız arkadaşı var mı, ya da ne zaman evlendireceksin oğlanı derse, bilinçli olarak yapsa bunu, pisliğine, kıllığına. Sorsa bu soruyu... ‘Hani o cıvıl cıvıl hareketleri’ dediniz "ya bu oğlan niye böyle" dese bunlara ne tepki gösteriyorsunuz?

Ne tepki göstereceğim, herkesin ayrı bir sorunu var. Benim çocuğum da böyle. Allah bana onu öyle göndermiş. Ona bakmak da benim vazifem.

‘BU ÇOCUKLARI KARANLIĞA İTEKLEMEĞE GEREK YOK’

Diğer annelere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Nasıl her çocuğuna bir anne baba sahip çıkıyor, yolunu açıyorsa, bu tür problemi olanlara, annenin babanın desteği bir fazla olmalı. O çocuklara daha çok güven vermeli. Bu çocukları karanlığa iteklemeğe gerek yok. Anneler babalar, eşcinsel çocuklarına daha çok destek vermeli, ellerinden geleni yapmaları lazım. Benim çocuğum yarın bir gün dükkan açsa, bir iş yeri açsa, bir vatandaş gelip normal bir şekilde işlerini yaptırıp gidebilsin.. Onlar da bir insan, uzaydan gelen yaratıklar değiller, yamyam değiller.

Sevgilisi var mı Melih'in? Biliyor musunuz?

Öyle birinin olduğunu ama şimdi istemediğini söyledi. Ben de, ‘oğlum okulun bitene kadar olmasın böyle bir şey, kafan sakin olsun Sevgili belli bir sorumluluk istiyor. Okul döneminde o meseleyi biraz sonraya bırak bu her zaman olabilecek bir şey’ dedim.

Ne yapacaksınız?

O kişinin de kültürü benim için o kadar önemli değil, karakter önemli, yani ezmeyecek, üzmeyecek. İkisi de birbirini üzmesin.

Melih'le beraber olabilmek için gösterdiğiniz çabaya ve insana dair duyduğunuz saygıya teşekkür ediyorum.



Etiketler: insan hakları, aile
nefret