15/04/2013 | Yazar: Gözde Demirbilek

bugün bir öğretmen "dağhan külegeç şeymiş" dedi. durduk yere, hiçbir şey yokken birden bu lafı ortaya attı. ayıplar gibi.

sınav öğrencisi olarak zamanımın çoğu dershanede geçiyor. dershanede geçen zaman demek, her zaman "eğitim, öğretim" zamanı olmayabiliyor.

misal, bugün bir öğretmen "dağhan külegeç şeymiş" dedi. durduk yere, hiçbir şey yokken birden bu lafı ortaya attı. ayıplar gibi. herkes bir kaldı önce neymiş gibisinden. tabii bu konuda senin olan olaylardan hemen haberin oluyor. annesinin yaptığı açıklamalar, "oğlumun gey olmasını istemezdim" muhabbeti, ardından hiç şaşırmayacağımız "benim gey arkadaşlarım da var" açıklaması, için için ettiğin sitem geliyor aklına. böyle konular seni ilgilendirdiği için daha çok okuyorsun; doğrusu ne, bu konu üstünde yaşanan olaylar ne? sonuçta çok güçlü bir ahlâk çemberinin olduğu ülkedesin! nefret suçları kol geziyor orada burada, nasıl takip etmeyeceksin? ediyorsun. 

sessizce izledim olanları. insanların ne yorum yapacağını köşemde. ama bir kez daha "şeymiş işte" lafını duyunca artık dayanamadım. "neymiş ya?" dedim. "neymiş gey miymiş?" 

bir de bu çıktı başımıza. "orospu, fahişe, vajina, meme"den sonra bir de "gey" demek ayıp oldu. şey(!) oldu birden hepsi. 
düşünün bir eğitimciyle karşı karşıyasınız ve öğrencilerin ortasında böyle bir laf ortaya atıyor. bu insan öğretmen yahu. bu insan EĞİTİMCİ.

"öyleymiş" dedi. zaten ayıplar gibi söylemişti.  "ee" dedim. "size ne bundan yahut bize ne bundan?" ciddi olduğumu anlayınca bi adım geri attı. öyle ya da değil kimin ne olduğundan kime ne? neden çok ilgilendiriyor bu kadar?

aynı olay geçtiğimiz haftalarda rüzgar erkoçlar meselesinde de başıma gelmişti. uzaktan olanı biteni izlemek çok ağır geliyor insana. ve içinde öyle bir dürtü var ki durduramıyorsun kendini. ama sinirin o anlık susturucu oluyor, gerçeğini açıklayamayacak kadar bilinçdışına itebiliyor konuşulanlar seni. gönül istiyor ki oturasın, konuşasın. bir bir en başından her şeyi insanlara anlatasın. ama kendileri anlatırken harika boşluk bulan eğitimci(!)ler genellikle öğrenci konuştuğunda dersten konuşmayı yeğlerler. özellikle de karşıt bir düşüncedeyse karşısındaki. 


bir adım geriye attı. ve tam da tahmin ettiğim gibi "neyse derse geçelim" dedi.  her zamanki gibi. benim de pembe panjurla açılan günüm bir kez daha homofobiden nasibini aldı.


Etiketler:
İstihdam