01/11/2009 | Yazar: Kaos GL

Mesai arkadaşlarının baskısından çekindikleri için çalışırken cinsel yönelimlerini gizleyen eşcinseller, artık çift kimlikle dolaşmak istemiyor

Mesai arkadaşlarının baskısından çekindikleri için çalışırken cinsel yönelimlerini gizleyen eşcinseller, artık çift kimlikle dolaşmak istemiyor

Sabah Gazetesi İŞ'TE İNSAN Muhabiri Elif Akın’ın haberi

Geçen hafta ‘Kurumsal vicdan onlara işlemiyor’ başlığıyla verdiğimiz haberimiz hayli ses getirdi. Eşcinsellerin iş yaşamındaki sorunlarını ele aldığımız haberde sonuç olarak eşcinsel kimliğiyle bir çalışanın iş dünyasında kendisine yer bulmasının ve kariyer yapmasının çok zor olduğu sonucu çıkıyordu ortaya.

Geçtiğimiz hafta da Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL) tarafından organize edilen çalışma toplantısı da bu sonucu teyit eder nitelikteydi. Ankara’da gerçekleştirilen ve yaklaşık 30 kişinin katıldığı etkinlikte farklı illerden eşcinseller bir araya geldi. ‘Çalışma Hayatında Cinsel Yönelim Ayrımcılığı’ üzerinde durulan toplantı basına kapalıydı. Ancak kahve ve yemek molalarında iş hayatında yaşadıkları baskı, yalnızlık ve ayrımcılığı konuşma fırsatımız oldu. Aşağıda okuyacağınız hikâyeler de bunlardan sadece birkaçı…
 
Halil İbrahim DİNÇDAĞ
"Beni hakemliğimle değerlendirsinler"

14 yıldır Trabzon bölgesinde hakemlik ve yerel bir radyoda da spor programı yapıyordum. Ancak eşcinsel olduğum açığa çıktığından beri işsizim. Nisan ayından beri bana görev verilmiyor. Çalıştığım radyonun sahibi de ‘Bir daha radyomuzda çalışamaz, yanından bile geçemez’ dedi. İstanbul’daki çeşitli mağazalara iş başvurusu yaptım. Hiçbirinden cevap gelmedi. Sinan Engin, Ahmet Çakar elinden geleni yapacaktı, Saadettin Saran’ın radyolarından birinde futbol sezonu başladığında yorumcu olarak çalışacaktım. Ama ne arayan var ne de soran. ‘İlde hakemlik yapabilir’ diyorlar. Ancak benim klasman yani 2’inci ve 3’üncü liglerde görev alma hakkım vardı ve yaş olarak da son senemdi. Fakat o hakkımı vermiyorlar.
 
Ö.Y.
"İşinizde iyiyseniz, göz ardı edebiliyorlar"

On iki yıllık iş hayatımda cinsel yönelimimi açık ettiğim dönemler oldu. Ancak şiddete ya da işten atılmayla sonuçlanan homofobiyle hiç karşılaşmadım. Son altı yıldır İstanbul’da gıda sektöründe faaliyet gösteren bir firmada hukuk müşaviri olarak çalışıyorum. Eşcinsel olduğumu gizlemek için özel bir şey yapmıyorum. Açık açık da söylemedim. Bu biraz da statümle ilgili. Zira pek çok personel benim altımda çalışıyor. Ama çok espri yapıyorlar. Sevgilimle telefonda hiç sakınmadan konuşurdum. Kayıt edildiğini biliyordum ama dinleyeceklerini sanmadım. Ancak iki yıl önce patronum beni çağırdı. Çok fazla özel görüşme yaptığımı, bunların üç CD’yi doldurduğunu, dilersem hediye edebileceğini söyledi pis pis gülerek. Ben de 'Ne konuştuğumu biliyorum hediye etmenize gerek yok’ dedim.
 
I.Y.
"Artık yalan hayat istemiyorum"

Üç senedir finans sektöründe danışman olarak çalışıyordum ama iki hafta önce istifa ettim. Çünkü kurumsal şirketlerin bir kişilikleri var ve çalışanlar da bu durumu kabulleniyor. Bunun baskısını çok hissettim. Aileme açıldım sevgilimi de tanıştırdım ama şirketteki binlerce kişiden saklamak zorundaydım.

Açıklasaydım benimle çalışmaya devam ederlerdi ama emeğimin karşılığını alamazdım. Terfimi engelleyebilirlerdi. Çünkü kurum kişiliğine uygun olmayanları yüksek kademelerde görmek istemiyorlar. Ayrıca ofiste ve dışarıda farklı bir kişisin. ‘Şirketimizi burada çalıştığın saatler dışında da temsil ediyorsun’ anlayışı yüzünden dışarı çıktığında bile kendi kişiliğini yaşayamıyorsun.
 
G.Ş.
"Yıllardır yok sayılıyorum"

Bir devlet okulunda on yıldır öğretmenlik yapıyorum. Biseksüel bir kimliğe sahibim. İş yerinde ayrımcılığa uğramak için görünür olmanız gerekiyor. Ancak ben kendimi saklıyorum. İş yerinde farklı, dışarıda -kendimi daha güvenli hissettiğim yerlerde- daha farklı davranıyorum. O nedenle okulda ayrımcılığa uğramıyorum. Fakat bana göre bu psikolojik şiddet. ‘Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki okullarda çalışan eşcinsel öğretmenler var mı? Çocuklarımızı onlara teslim etmemiz doğru mu?’ diye bana soruyorlar. ‘Tabii ki var. Pedofili olan öğretmenlere çocuklarınızı teslim etmekte bir çekince görmüyorsunuz da eşcinsellerden mi korkuyorsunuz’ diyorum. Yok sayılıyoruz ama eğitim sektöründe bir sürü eşcinsel var.
 

Etiketler: medya
nefret