10/12/2012 | Yazar: Ozan Gezmiş

“Kesin istatistiksel veriler elimizde olmasa da mesleki müşahedelerimize dayanarak ülkemizde yüz binlerce ergen ve genç yetişkinin, cinsel kimlik karmaşası yaşadığını biliyoruz. Çekirdek ailenin dağılması, muhabbete zaman ayıramayan işkolik babalar, narsisizm ve hedonizme gittikçe daha fazla yenik düşen anneler (...) gibi sosyokültürel faktörlerin tesiri ile eşcinsellik eğiliminde, geçmiş zamanlara kıyasla bir artış söz konusu, işte bu postmodernizm kaosunda bir grup insan, ’Ben bedenimi istediğim gibi kullanırım’ diyerek eşcinselliği bir hayat tarzı, hatta -kendilerine göre- özgürce bir varoluş tarzı olarak seçebilir.
 
Öte yandan, bir grup insan da ‘Hayır, ben fiziksel olarak nasıl yaratıldımsa, cinsel açıdan da öyle var olmak istiyorum’ deme özgürlüğüne sahip olmalıdır. İşte ‘onarım terapisi’, bu insanlara hitap eden bir yaklaşımdır.”
 
Yukarıdaki alıntı Joseph Nicolosi’nin “Erkek Homoseksüeller için Onarım Terapisi” isimli kitabının arka kapağından. Bahsi geçen ve isteğe bağlı olduğu iddia edilen bu çok sevimli “onarım” terapileri Amerika’da kiliselerden diğer ülkelerde de genellikle din sömürüsünden elde edilen finansmanlarla sürdürülen Nazi dönemi deneylerini aratmayacak bir tür sindirme ve yok etme yani işkence uygulamalarının genel adı. Bu tür sözde terapilerin Türkiye uyarlamacıları da mevcut Cem Keçe gibi ve eşcinsel düşmanlıklarıyla ilgili çok özgün kitapları da piyasada rahatlıkla bulunabiliyor…
 
Kişilerin rızasına dayalı bir “onarma”ya giriştiklerini savunan tüm bu şarlatanların arkasına sığındıkları “rıza”nın aslında sistemin yarattığı baskıdan kurtulma çabası olduğu bugüne kadar defalarca dile getirildi. Bir tane normal belirleyip herkesi ona uydurma çabasının maddi getirilerinin cazipliği bir yana gerisinde insanlık onuruna aykırı tek tipleştirici bir ideolojiye hizmet ettiği gerçeği gerek lgbt örgütlerince gerekse aklıselim tüm bilim insanlarınca hep söylendi, yazıldı çizildi ama sömürü sistemi bunlara arka çıkmaya hala devam ediyor!
 
Şu an internetten kitap satışı yapan hemen hemen birçok site bu sözde onarım terapilerini anlatan kitapların satışını gerçekleştiriyor hem de bunların hepsini “bilimsel” birer çalışmaymış gibi sunarak. Bu sitelerden birisi de internet satışlarında oldukça önemli bir yere sahip olan D&R mağazası.
 
Geçtiğimiz hafta içi sosyal medyada yapılan bir paylaşımla bu ve benzeri “onarım” kitaplarının D&R’da da satışının yapıldığından haberdar oldum. Oldukça saygın bir mağazalar zincirinin bile bu tür nefret içerikli yayınları satıyor olmasını şaşkınlıkla karşıladığımı belirtmek isterim. Hemen aşağıdaki e-postayı info@dr.com.tr adresine gönderdim ancak maalesef bugüne değin ‘biz size geri dönüş yapacağız’ minvalinde bir cevaptan öte herhangi tatmin edici bir cevap edinemedim. 
 
Nefret suçu mu dediniz?
 
TBMM’ye nefret suçlarıyla ilgili kanun teklifinin verildiği şu günlerde çıkacak böyle bir yasayla bu ve benzeri kitapların satışının da suç sayılabileceğini öngörmek hiç şüphesiz ki zor değil. Ancak burada önemli olan kendilerine “saygın” kelimesini hak gören tüm yayıncıların, kitabevlerinin göz önünde bulundurması ve uyması gereken bazı etik değerlerin olup olmadığı sorusudur. Sanırım bunu da ilerleyen zamanlarda -umarım daha çok insanın protesto etmesiyle birlikte- göreceğiz…
 
Sayın Yetkili,
D&R’ın satış listesinde yer alan "Anne Babalar İçin Gençlerde Homoseksüelliği Önleme Rehberi" ve "Erkek Homoseksüeller için Onarım Terapisi" isimli kitaplar sözde birer bilimsel çalışma gibi gösterilen ancak bilimsellikten tamamen uzak, yanıltıcı içeriğe sahip yoğun nefret ve ayrımcılık içeren kitaplardır. Sizin de satışını gerçekleştirdiğiniz Amerikan Psikiyatri Derneği(APA)’nin yayınladığı ve uluslararası olarak geçerliliği olan Akıl Hastalıkları Tanı Rehberi(DSM4)’nde homoseksüellik(eşcinsellik) bir hastalık ya da kimlik bozuğu olarak ele alınmamaktadır. APA’nın kişilerin sözde tedavilere zorlanmaması gerektiğine dair açıklamaları da mevcuttur. (http://www.apa.org/helpcenter/sexual-orientation.aspx)
Yukarıda adı geçen kitaplar ise eşcinsel bireylerin yaşadıkları ayrımcılıkları arttıracak nitelikte olup oldukça yanlış yönlendirmeler içermektedir. Yayın politikanıza uygun olarak bu ve benzeri ayrımcılık ve nefret içeren kitapların satışı konusunda daha duyarlı davranacağınızı ümit ediyorum.

Saygılarımla,  
 
Ozan Gezmiş

 


Etiketler:
İstihdam