07/04/2011 | Yazar: Umut Güner

Newroz’a gidip geldik, geçen hafta Newroz’a ilişkin bir söyleşi Hürriyet gazetesinde yayınlandı.

Newroz’a gidip geldik, geçen hafta Newroz’a ilişkin bir söyleşi Hürriyet gazetesinde yayınlandı. Hevjin LGBT oluşumundan Öykü’yle yapılan söyleşi de Hürriyet gazetesi muhabiri gizli ve örtük bir şekilde yıllardır hepimizin bildiği Hürriyet gazetesinin faşizmini gözlerimiz önüne seriyor.
 
Haber, Türkiye’de LGBT örgütlerin Diyarbakır’da Newroz’a katılmasını haberleştirmek ve ön plana çıkartmak yerine Öykü’nün yaptığı tamamen kişisel yorumu ön plana çıkartıyor ve haberin odağından uzaklaşıyor. Belki biz LGBT bireyler de medyaya güvenme konusunda daha dikkatli davranmalıyız ve neyi neden ön plana çıkartarak söylediğimizi iyice düşünüp/tartarak ilerlemeliyiz.
 
Aynı Newroz meydanında ben de vardım ve benim gibi 30’a yakın arkadaşım vardı. Ve bu 30’a yakın insan Newroz meydanındaki diğer küçük topluluklardan ve ailelerden farklı idi. Ve bu fark son derece ortada idi.
 
“Siz nereden geliyorsunuz” ya da “siz turist misiniz” sorusu aslında “anlamama” değil “adını koyamama” hali olarak tariflenebilir. Ayrıca İç Anadolu’da “kibar” erkeklere eşcinsel olduğunu ima etmek için “İstanbullu musunuz?” diye sorarlardı. Diyarbakır’da bunun karşılığının ise “siz nerelisiniz” ya da “turist misiniz” olması son derece doğal.
 
Newroz meydanına biz kapalı bir grup olarak gidip gelmedik, yanımızdaki, önümüzdeki arkamızdaki kişilerle iletişim kurduk, bir kısmına eşcinsel, biseksüel, transeksüel olduğumuzu anlattık. Oturduk çaylarını içtik, sundukları pide ve börekleri yedik, birlikte çekirdek çitledik.
 
1 Mayıs alanına çıktığımızda sanki meydandaki herkes bizi görüyor ve anlıyor mu?
 
Bursa’da yürüyüşün engellendiği, Üniversitelerde LGBT öğrencilerin topluluk kurmasına izin verilmediği ve ayda nerdeyse bir LGBT bireyin nefret cinayeti sonucu yaşamını yitirdiği bir ülkede, Newroz meydanında gökkuşağı bayraklarının dalgalanması kendi başına toplumsal barışa bir adım daha yaklaştığımızı gözler önüne seriyor. Hürriyet gazetesinin muhabirinin gözünden kaçanlar ya da aklına gelmeyenleri hatırlatmak istedim…
 
...

Trans Milletvekili Adayları
Bir diğer haber ise, Radikal gazetesinden Ayça Örer’in milletvekili aday adayı Öykü Özen ile yaptığı röportaj. Ayça benim on iki yıllık dostum, haber yapmadan önce konuştuk. Neyse, Öykü Özen ile yaptığı röportajda Öykü Özen’e, daha önce Kaos GL ve diğer LGBT örgütlerin Öykü Özen’in dernek içerisinde üyelerine şiddet uyguladıkları gerekçesiyle birlikte çalışmama kararlarını sordu. Öykü Özen ise soruya yanıt vermek yerine, LGBT örgütlerine çamur atmayı tercih ederek soruyu geçiştirdi. Ayça’nın tamamen iyi niyetle Öykü’nün üstüne gitmediğini düşünüyorum. Ancak Ayça biraz araştırsaydı Pembe Hayat, Kaos GL ve Lambdaistanbul derneklerinin yaptığı açıklamalara paralel gerekçelerle halen yargılanmakta olduğunu görürdü ve bunu pek ala yorumsuz verebilirdi.
 
Bir muhabir olarak yapması gereken ikinci bir şey ise, Öykü’nün verdiği cevapları dönüp Lambdaistanbul, Kaos GL ve Pembe Hayat Derneklerine sorması idi. Şu durumda Öykü Evren bu derneklere yönelik derneğin imajını olumsuz yönde etkileyecek bir açıklama yapıyor ve dernekler buna cevap veremiyorlar.
 
Kaos GL, Lambdaistanbul, Pembe Hayat Dernekleri, Öykü Özen (açıklama yapıldığı dönemde Öykü Evren’di) açıklama yapıldığı dönemde, bu derneklerin paylaşamayacağı bir pasta yoktu ortada. Ayrıca LGBT hareket şimdiye kadar kendini hep yoktan var etti. Kısıtlı kaynaklarla faaliyetleirni sürdürmeye çalıştı. Bugünkü LGBT hareketin en eski örgütlerinden biri Kaos GL’nin üyesi olarak, Kaos GL’nin sürekli yerel örgütlenmelerin güçlenmesi için çaba harcadığını söyleyebilirim.
 
Öykü Evren Türkiye’de mecliste bir şeyleri değiştireceğini söylüyor. Yalan dolan meclis için yeni bir şey değil!
 
Diğer trans aday adayı ise AKP’li Almina Can Rencü, LGBT bireyleri rehabilite edecek bir merkez kurulmasını istiyor ve eşcinsel, biseksüel ve trans varoluşu hastalık -en azından rehabilite edilecek bir durum- olarak görüyor.
 
CHP’li Öykü Özen, LGBT örgütleri ile kavgalı, AKP’li Almina Can Rencü ise Aliye Kavaf gibi eşcinselliğin hastalık olduğunu düşünüyor! Peki bu arkadaşlar neye ve kime güvenerek meclise girmek istiyorlar ve mecliste kimin temsilcisi olacaklar?


Etiketler: yaşam
nefret