17/08/2010 | Yazar: Zozan Özgökçe

İkidir bir diziye rastlıyorum televizyonda. Dizinin adı ‘küçük sırlar’.

İkidir bir diziye rastlıyorum televizyonda. Dizinin adı ‘küçük sırlar’. Anladığım kadarı ile dizidekiler bir lisenin öğrencileri ve aileleri çevresinde dönüyor. 

Dizinin kahramanları koca koca gençler.
 
Gençlerin hepsinin ellerinde son model telefonlar, okula vızır vızır cabrio arabalarla gidiyorlar. Kızlardan biri özel şoförlü lüks bir araba ile okula gidiyor.
 
Dizideki gençlerin bazıları uyuşturucu bağımlısı, bazıları kumarcı, bazıları hırsız. Yalan zaten filmin ana teması.
 
Her gece barlara falan gidiliyor hep beraber.
 
İki öğrenci ‘kız tavlama’ konusunda iddialara girmişler iddianın konusu araba.
 
Dizide türlü türlü entrika dönüyor. Küçücük kızlar ve oğlanlar birbirlerinin arkasından acayip işler çeviriyorlar. Hatta kızlar ve oğlanlar ailelerinin arkasından işler çeviriyor. Dizi şantaj, nefret, ihtiras, hırs, negatif rekabet, öfke, kıskançlık, intikam gibi duygularla dolu. Ezme ezilmeye razı olma ilişkisi çok yaygın.
 
En çok dikkatimi çeken oğlanların kravatları hep açık. Hepsi darmadağın okul kıyafetleri ile okula gidiyorlar.
 
Hikâye genelde okulda geçiyor ama ders işlendiğini görmedim, hiçbir öğrencinin elinde bir kitap defter göremedim. Pardon moda dergilerini unuttum.
 
Ders zilinin çaldığını bile duymadım. Kızlar röfleli, kıpkırmızı rujlu, açık havalı saçlar. Dizide aşk meşk, tutarsız ilişkiler, küfürler havada uçuşuyor. Diyaloglar seviyesiz. Zaten bol bol bipler var konuşmalarda.
 
Öğretmenmiş, müdürmüş, okul personeliymiş bunların esamesi okunmuyor dizide.
 
Bir güç, iktidar savaşı sürekli hâkim.
 
Dizinin şarkısın da ‘Benim umutlarım var’ diye bir cümle geçiyor. Ben iki kez izledim gençliğe dair umutlarım gitti.
 
Medya böyle bir gençlik mi istiyor? Bu yapımcılar böyle diziler yapıyor ve televizyonlar da prime time’da yayınlıyor. Peki buna göz yummak nedir? Bu mudur yani görmek istediğimiz okullu gençlik? 
 

Etiketler: medya
nefret