07/09/2006 | Yazar: Ali Erol

"Geyler ve lezbiyenler olarak kendimiz meydanlardayken, duygu ve düşüncelerimizin ‘poşet’lenmesi çelişkisine artık bir son vermenin zamanı gelmedi mi diye birbirimize sormaya başlamıştık. Hele ki önceki sayıyı ‘muzır’ bulmak için ‘resmi ideoloji’nin bile yetmeyeceğini düşünüyorduk. Kapalı zarf içindeki önceki sayımızla birlikte Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na bir dilekçe verdik. Nihayet Kuruldan cevap geldi..." Ali Erol’un yorumu.

"Geyler ve lezbiyenler olarak kendimiz meydanlardayken, duygu ve düşüncelerimizin “poşet”lenmesi çelişkisine artık bir son vermenin zamanı gelmedi mi diye birbirimize sormaya başlamıştık. Hele ki önceki sayıyı “muzır” bulmak için “resmi ideoloji”nin bile yetmeyeceğini düşünüyorduk. Kapalı zarf içindeki önceki sayımızla birlikte Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na bir dilekçe verdik. Nihayet Kuruldan cevap geldi..." Ali Erol'un yorumu.

Geyler ve lezbiyenler olarak kendimiz meydanlardayken, duygu ve düşüncelerimizin “poşet”lenmesi çelişkisine artık bir son vermenin zamanı gelmedi mi diye birbirimize sormaya başlamıştık. Hele ki önceki sayıyı “muzır” bulmak için “resmi ideoloji”nin bile yetmeyeceğini düşünüyorduk. Kapalı zarf içindeki önceki sayımızla birlikte Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na bir dilekçe verdik. Nihayet Kuruldan cevap geldi...

Yarım yamalak bilgimiz ve önyargımızla, cevabı, Kurul sorumluluk almaktan kaçarak inisiyatifini kullanmayacak, topu mahkemenin bilirkişisine atacak düşüncesiyle bekliyorduk. Başbakanlıktan gelen cevabı da doğal olarak bu önyargı ile okuduk. Başlatmayı planladığımız poşetten çıkma kampanyasının -“Özgür Kaos GL”- hukuki ayağı için gönüllü avukatımıza haber vermeyi düşünürken Kurulun cevabını bir daha okuduk ve önceki karar ve cevaplarıyla karşılaştırdık. Şöyle ki...

Söz konusu cevap "karar" olmayıp sadece bir açıklama. Diyor ki dilekçe ile bize getirdiğiniz dergiyi siz kendiniz kendi isteğinizle zarfa koymuşsunuz; ortada verilecek bir karar yok çünkü kanunun aradığı koşullar oluşmamış, gerisini siz bilirsiniz! Yani bir süreli yayının sonraki sayılarının da muzır olarak varsayılması için üç kez muzır kararı verilmesi gerekiyor; oysa böyle bir durum yok. Biz zaten Kurulun muzır bulduğu sayıları bile "küçüklere zararlı" bulmuyorduk. Kurul ilk kararı ile aslında sadece ilgili sayıyı, hatırlayacak olursak yani birinci sayıyı, "muzır" bulmuştu. Zamanında bir avukatımız olsaydı ya da süreyi kaçırmasaydık, "yürütmeyi durdurma talepli iptal davası" açabilecektik. Eğer mahkeme dolayısıyla "bilirkişi/ler" bizim gibi düşünüp karar bildirecek olsalardı mahkeme Kurulun kararını iptal edecekti. Yani birinci sayı zarftan çıkacaktı. Gerçi resmi gazetede yayınlanmış olduğu halde karar elimize geç ulaştığından birinci sayının zarfa girmesine vakit olmadan zamanı geçmişti.
Şimdi ikinci nokta... Aslında biz o zaman da yanlış yaptık! Şunca yıldır her şeyi düşe kalka, deneye yanıla kendi kendimize öğrendik; hayat işte... Başbakanlık bize, "aralık-ocak tarihli sayı"nın muzır olduğunu ve dağıtım ve satışının da ilgili sınırlamalar çerçevesinde yapılmasını bildirmişti. Biz ne yaptık hemen "ikinci" sayıyı zarfa koyduk. İlgili maddenin ilgili fıkrasına göre kendimiz kendi dergimizi “muzır” kabul ettik, yasaya göre! Ha, bilmeyerek bu sayı ile birlikte Kurula bir dilekçe verdik ve Kurul, söz konusu sayıyı da muzır buldu! Gerisi herkesin malumu, öyle kaldı gitti...

Birincisi, üç kez muzır bulunmadan sonraki sayılar otomatikman muzır sayılmıyor. Üç kez karar verilse bile sonraki sayıların incelenmesi için yine de başvurulabiliyor.

İkincisi, Kaos GL hakkında üç kez "karar" alınmadığı halde biz kendimiz "muzır" olduğunu(!) kabul ederek -fiili durum, yasaya göre- diğer sayıları zarfa koymuş oluyoruz. (Gerçi Kurul, ilk kararındaki şu tarihli sayı deyip, ardından da “adı geçen dergi” diyerek formel diliyle bizi yanlış yönlendirmişti, denilebileceği gibi “ay, bu Kaosçular da salakmış ayol” da denilebilir... Ne yapalım henüz ‘Eşcinsel Hakları İçin Hukuk Bürosu’ hayalimizi gerçekleştiremedik!) Bu durumda Kurul da "siz bilirsiniz, eser sahibi olarak sizin takdiriniz" diyor! "Çocuklar, bu sayının nesini muzır buldunuz da zarfa koydunuz" diyecek halleri yok ya...

Üçüncüsü, aynı şekilde hakkında bir karar ya da dergiye dair üç kez karar olmadığı halde son sayıyı da biz kendimiz zarfa koymuş oluyormuşuz.
Dördüncüsü, incelenmesi için verdiğimiz son sayıya dair ortada bir rapor yok, dolayısıyla karar da bulunmuyor. Kurul Başkanı Müsteşar, eser sahibi olarak siz bilirsiniz çünkü kanunun aradığı koşullar oluşmamış, diyor.
Beşincisi, sonuç, Başbakanlığın formel dilinin Türkçe’si: Zarftan çıkabilirsiniz!

Biz de öyle yaptık. Türkiye lezbiyen ve gey özgürlük hareketi için hayırlara vesile olur inşallah...

Kaynak: Kaos GL, Eylül-Ekim 2002, Sayı 12


Etiketler: insan hakları
İstihdam