09/09/2014 | Yazar: Engin Akay

Hiç tepki göstermeyen ya da hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini düşünen insanlar okyanusunda Nazlıaka bana bir soluk oldu.

Son günlerdeki gündemimizden biri de şarkıcı Seda Sayan’ın televizyon programına iki eşini öldürüp yeni eş arayışına giren katili programına konuk etmesiydi. Programın yayınlanmasından sonra ilgili kanala ve Seda Sayan’a sosyal medyadan tepkiler yağdı. Tepkiler daha çok ‘kadın cinayetlerinin meşrulaştırılması’ yönündeydi.  Bu tepkilerden biri de CHP Ankara Miletvekili Aylin Nazlıaka’dan geldi. Nazlıaka eleştirilerinin yanı sıra programı RTÜK’e şikâyet etti ve tüm kadınların şikâyette bulunmasını istedi. Gelen tepkiler üzerine programın ana sponsor firması sponsorluktan ayrıldığını duyurdu.  Seda Sayan ise ertesi gün programında kendini savundu. Seda Sayan sık sık annesinin yaşadığı şiddeti örnek göstererek her türlü şiddete karşı olduğunu, özelikle kadınlara ve annelere yönelik şiddeti kesinlikle onaylamadığının altını çizdi. Seda Sayan’ın gelen eleştirilere yönelik ‘Siz kimsiniz?’, ‘çok küçük bir azınlıksınız’, ‘ben boşuna vergi rekortmeni olmadım, Türkiye arkamda’ gibi sözleri oldukça dikkat çekti. Yaşanan polemikte Nazlıaka, ‘Hedefim Seda Sayan değil, kadın cinayetlerini meşrulaştıran zihniyettir’ diyerek olayı başka bir boyuta taşıdı.
 
Reyting uğruna televizyonlara katilerin çıkarılması kadın cinayetlerinin nasıl normalleştirildiğinin göstergesidir. Sunucunun programda katile yönelik ‘siz hiç bu kadar güler yüzlü bir katil gördünüz mü?’, ‘tövbe etse affedilir’ gibi sözleri size neyi ifade ediyor? Benim tüylerimin diken diken olmasına yetti de arttı, kanımı dondurdu resmen! Bu katil geçtiğimiz günlerde yine televizyonda yayınlanan bir evlilik programına katılmış ve orada katil olduğu ortaya çıkınca programdan kovulmuştu. Sizce de bu düzmece değil midir? Nasıl bir programa mülakat yapmadan katılabiliniyor?
 
Seda Sayan’ın yıllardır ekranlarda reyting uğruna yapmadığı kalmadı biliyoruz. ‘Milyonların sultanı’ unvanını ise insanların yaralarını kaşıyarak, acıları üzerinden prim yaparak aldığını da biliyoruz. Maalesef ki bizim toplumumuz sürekli geçmişe takılmış, acılarla beslenmekten feci şekilde keyif alıyor. Kadırgalı Seda Sayan da bunu çok iyi kullandı, vergi rekortmenliğine imza attı. Kendisi çok başarılı olduğunu düşünse de benim nazarımda Seda Sayan hiçbir başarılı işe imza atmamıştır.
 
Nazlıaka’nın ‘hedefimde Seda Sayan değil, kadın cinayetlerini meşrulaştıran zihniyet vardır’ sözleri ise içimdeki umutsuzluk savaşına bir nefer oldu. Bu zihniyetle mücadele eden bir tane milletvekili olması bile içimde küçücük bir ümidin yeşermesine neden oldu.  Bireyler olarak göstermiş olduğumuz tepkilerin havada asılı kalmadığını, hedefine ulaşabildiğini gösterdi bana. Hiç tepki göstermeyen ya da hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini düşünen insanlar okyanusunda Nazlıaka bana bir soluk oldu. Haykırışlarımız çare olur mu bilemiyorum ama ben bağırmaya devam ediyorum. Kadınların bir birey olduğunu söylemeye devam ediyorum. Benim gösterdiğim bireysel özenin bir yerlere ulaştığını, birilerine temas ettiğini ise en başından biliyorum. Ben ve benim gibi düşünenler ile kadınların ait olduğu yere geleceklerini bilmek, yalnız yürüdüğümü düşündüğüm bu yolda bana ışık tutmaya devam ediyor.   

Etiketler:
nefret