17/06/2014 | Yazar: Tanju Gündüzalp

Aslında olması gereken pozisyon, halk-parlamento-yönetim bürokrasisi ombudsmanlığı (deneyimli/entelektüel aracı), dengeç.

Politikayla bu kadar ilgilenen bir yaşayan topluluk olsak da ne yaptığını pek bilmediğimiz bir alan; Cumhurbaşkanlığı. Cumhuriyetin başkanı olarak 2. Dünya paylaşımı sonrasında üreyen sistem. Günümüz için bakarsak, sağlıklı-sürdürülebilir kapitalist bir devlet yapısı için, yumuşatıcı, kandırıp ikna edici ve sahteleştirici formatta bir pozisyon.
 
Aslında olması gereken pozisyon, halk-parlamento-yönetim bürokrasisi ombudsmanlığı (deneyimli/entelektüel aracı), dengeç.
 
Peki nasıl olmalı mevcut düzenin cumhurunun başı; bu sistem içinde birikimi ve tek başınalaşmayan yönetim/halk dengeleyiciliğiyle;
 
- Adil,
- Vicdanı sözlüklerden çıkaran,
- Adaleti saraylarından gerçek ve evrensel haline taşımak adına yeni bir kurgu oluşturan,
- Kültürün ve sanatın her toplum kesimi tarafından ulaşılabilir olmasına kafa yoran,
- Aklı ve sosyolojik dengeyi, akademinin teorisi olmaktan çıkarıp, toplumun yaşantısı haline getiren,
- Devlet aygıtının yarattığı ve körüklediği, eril yaşantıyı, queer zekaya çevirebilen,
- Devlet olarak ve toplumsal anlamda yaptığımız büyük suçları (soykırım, etnik ve politik tüm katliamlar) kabul edebilecek yapıda,
- Barış’ı hemen şimdi sağlayabilecek,
 
Bir yönetici bugün gelip de; milliyetçi, cinsiyetçi, tek sesli, kapitalize, militarist, türcü, doğayı katleden, heteroseksist yapının yıkılıp, yeniden ve insani inşaasında aktif rol oynayan bir kimlik olursa, izi uzun süreler silinemeyecektir.
 
Peki mevcut düzen içinde, bu değişimi oluşturabilecek kişi kim olmalıdır?
 
Günümüz sistemi ve gücümüz anlamında bir ütopya gibi dursa dahi, o pozisyonu çok rahat geliştirip, toplumsal yaşantımız ve sistem hastalıklarımıza müdahale edebilecek oldukça çok değerimiz var;
 
Ionna Kuçuradi’lerimiz, Yaşar Kemal’lerimiz, Rakel Dink’lerimiz, Murathan Mungan’larımız, ve daha nicesi. 

Etiketler:
İstihdam