26/09/2014 | Yazar: Giray Poyraz

‘Biz barış için elimizi taşın altına koyduk’ diyen AKP hükümeti, daha taşı eline bile alamadı…

“Biz barış için elimizi taşın altına koyduk” diyen AKP hükümeti, daha taşı eline bile alamadı…
 
Hadi eteğinizdeki taşları dökün, “demokrasiden” bahsedelim...
 
AKP hükümeti, geçtiğimiz günlerde kendi söylediği yalana inandığı bir başarıya imza attı. Sözde “kurtarılan” rehineler, Türkiye’nin “olgun dış politikası” sonucu sağ salim ülkelerine dönmüşler. “Bir anlaşma yaptık ama” diye başladılar konuşmaya. Baştan beri AKP hükümeti ile IŞİD’in bir anlaşma içinde olduğunun bilincindeyiz. Aralarında öyle bir su sızmayan anlaşma var ki, İstanbul’un göbeğinde IŞİD’e yardım kampanyaları düzenleniyor.
 
IŞİD’e yardım kampanyalarını da geçtim..
 
Taksim’de bir grup toplanıp, IŞİD bayraklarıyla ahkam kesiyorlar ve etrafında tek bir polis yok! Katliamı yapanlara gülücük saçanlar, katliamı lanetleyenlere biber gazı, jop, gözaltı yapmayı iyi biliyorlar! “Siyasi çıkarlarını kanla beslemek” derim ben buna..
 
Ve gelelim sınıra.
 
Uzun süredir Suruç’ta direnen bir halk var. Kim ne derse desin, sınırın hemen ötesinde canilere karşı canları pahasına savaşan insanlara en büyük manevi desteği halk veriyor. Kobani’ye destek olmak için birçok yerden otobüsler Suruç’a hareket etti.
 
Sonuç ne mi?
 
Yine yollarda polis engeli. Polis diyerek kısaltıyorum ama aslında: Biber gazı,cop, gözaltı…
 
Halkın “güvenliği için” kurulmuş o barikatlar. O kadar insanın sınıra gitmesi “güvenli” değilmiş. Birçok insan sınırda değil, polisin kurduğu o barikatlarda yaralandı ve öldü zaten!
 
Fotoğraf: Bülent Kılıç / AFP
 
Bülent Arınç’ın “HDP vekilleri sınırda şov yapıyor” sözüne de değinmek istiyorum. Siyasetin de trajikomiği olurmuş.
 
Bkz: Bülent Arınç…
 
Kendileri en iyi şov yapan siyasetçilerden birisidir. İstediği zaman ağlayabilir ve bir lafı çok iyi kıvırabilir. Yani HDP’li vekiller şov değil, olması gerekeni yapıyorlar efenim. Hadi siz de bu şekilde bir şov yapın da, süreç için somut bir adım atın da görelim.. Suruçta olanlar bunun tek taraflı yürüyen bir “süreç” olduğunun ispatıdır. Bir yandan Kürtlerle barıştan bahsedeceksin, bir yandan da Kürtleri katleden canilerle anlaşma içerisinde olacaksın.. İşte en büyük şov budur!
 
IŞİD’le mücadele için; ABD ile müttefik olmayı kabul ederken bile şart koyuyorlar. Demokrasiden bahsedeceksek, korkulardan ve çıkarlardan arınmak lazım. “Ama…” ile başlayan sözlerle bu iş yürümez.
 
“Biz barış için elimizi taşın altına koyduk” diyen AKP hükümeti, daha taşı eline bile alamadı… 

Etiketler:
nefret