23/11/2010 | Yazar: Serap Akçura

eminim; karşılaşacağız bir gün. o gün bu soruyu yeniden soracağım sana.

eminim; karşılaşacağız bir gün. o gün bu soruyu yeniden soracağım sana. yanıtın sessizliğinin içinde patlayan bir silah sesi olacak belki, belki de attığım son çığlığın içinde kaybolan bir soru işareti... o an nefretin, aşılmaz bir duvar olacak önünde. orada çıkacak tüm seslerin sana ulaşmasını engelleyecek, yalnızca içindeki sesi duyacaksın. o yüzden şimdi buradan soruyorum: insan hiç tanımadığı, hakkında hiçbir şey bilmediği bir başka insandan neden nefret eder?
 
somali’de “öteki” kabilenin kadınlarının karınlarını deşerken, ankara’da ya da istanbul’da bir otoyol kenarında transseksüel “öteki” kadınlara pompalı tüfeğinle kurşun yağdırırken, “öteki” bir erkeğin bedenine bıçak saplarken izmir’de ya da başka bir kentinde türkiye’nin, gözaltına aldığın “öteki” birine işkence yaparken, bosna’da “öteki” ulusun kadınlarına tecavüz ederken, iran’da beline kadar toprağa gömülmüş bir “öteki” kadına taş atarken, ya da eşcinsel oldukları için, bir iş makinesinin ucunda gencecik “öteki” erkek bedenlerinin asılışını kendinden geçerek izlerken ya da gazze’de bir apartmana bombayı gönderirken aklına hiç gelmeyen bir şeyden de söz edeceğim şimdi buradan.
 
yıllardır içinde kıvranıp duran, ne zaman aklına düşsem, parmağını tetiğin üzerinde dolandıran o duygunun yalnızca sana ait olduğunu; tümüyle kişisel bir duygu olduğunu sanıyorsun değil mi?
 
yanılıyorsun. bu duygu senden çok önce de vardı. seninle de bitmeyecek. sen ki, ulvi görevler biçmiştin kendine; ulusun adına, tanrı adına, aşiretin adına, cemaatin adına, kabilen adına... hiç aklına gelir miydi, yıllar boyu, özenle yetiştirilmiş bir tetikçi olduğun?!
 
doğdun; sen şusun, dendi. büyüdün; busun... daha büyüdün; şöyle olmalısın, bunlar iyi, bunlar kötü... daha da büyüdün; bunlar normal, bunlar anormal... bunlar dost, bunlar düşman... bunlar ari-saf ırkımızı bozuyor, onlar ahlakımızı - aile yapımızı bozuyor, şunlar toprağımıza göz dikiyor, dendi. varoluşları bile tehlike, yok edilmeliler bu yeryüzünden, dendi.
 
bunlarla büyüdün, bunlarla yaşadın yıllarca; sonunda bunların toplamı oldun... kahraman bir tetikçi!..
 
biliyor musun, karşılaştığımız o gün, sen ulvi görevini yerine getirdiğinde; yani tetiği çektiğinde; yani hiç tanımadığın, bilmediğin insanların üzerine taşı, bombayı attığında; yani bıçağı saplarken “öteki” bir bedene, işlemiş olacağın suçun adı “nefret suçu” olacak...
 
yani bil ki; iki elim yalnızca senin değil, “suçu azmettirenin” de yakasında olacak.
 

Etiketler: insan hakları
İstihdam