11/04/2009 | Yazar: Elif Gazioğlu

Kaç oldu? Kaçı öldü? Ebru kaçıncıydı, Melek? Kaçımız kaldık? Kaçımız güvendeyiz? Naci kaçıncıydı, Yaşar kaçıncı? Saymıyoruz artık.

Kaç oldu? Kaçı öldü? Ebru kaçıncıydı, Melek? Kaçımız kaldık? Kaçımız güvendeyiz? Naci kaçıncıydı, Yaşar kaçıncı? Saymıyoruz artık. Çünkü korkuyoruz rakamlara dönüştürmekten, istatistikler arasında kaybetmekten; hem onları hem kendimizi. Saymıyoruz artık, çünkü sayılamayacak kadar çoklar, sayılamayacak kadar çoğuz. Saymıyoruz artık, sadece kalanlar sayar gidenleri. Oysa biz kalmak istemiyoruz artık. Seyirci kalmak istemiyoruz.

Banaz Mahmod, İngiltere’de ailesi tarafından öldürüldüğünde 20 yaşındaydı henüz. Cinayeti babası ve amcası birlikte işlemişti. Babası pişman değildi, ‘zina, dinimizce günah, örfümüzce yasaktır’ dedi. Banaz’ın vücudundan arta kalanlar bir valizin içinde bulunduğunda, öldürülmeden önce amcasının tecavüzüne uğradığı anlaşıldı. Nihai adalete katkı sunmuştu amcası. Tanrının işini kolaylaştırmış, Banaz’ın cezasını kendisi vermişti.
 
İki ay içinde, eşcinsel 6 erkeği öldüren Zengin’in ifadeleri de, cinayetleri, tanrının adaletine katkı sunma çabasıyla işlediğini gösteriyor. Zengin, tanıştığı kişilerle önce ilişkiye giriyor, sonra ‘eşcinsellik günahtır’ deyip, ilişkiye girdiği adamları öldürüyordu.
 
Bacak arasına endeksle tanımlanan günahın karşılığı da, doğal olarak, bacak arasında verilen ceza olacaktır. Nefret suçlarına maruz kalan travestilerin, eşcinsellerin, namus cinayetlerine kurban giden kadınların ve erkeklerin katlini vacip kılan saiklerin başında gelir ‘günah’ anlayışı. Nefret, tüm dinlerin radikal yorumlarının ortak noktasıdır. Bu nokta, köktenci yahudiyle, köktenci ortodoksun, köktenci katolikle köktenci müslümanın el ele tutuşmaktan, omuz omuza verip işbirliği yapmaktan kaçınmadıkları yegâne noktadır. Bu pratikte nefret, adalet sopası olarak işler; yola getirir, cezalandırır ve bir daha yapılmayacağını garanti altına alır. Bunu yaparken, günaha dâhil olmak dâhil her türlü yola başvurmak mübahtır. Çünkü sonuç olarak, nefreti kusan, kusmuğuyla temizlediğine inanmaktadır ‘günah’ın pisliğini. Banaz’ın amcasının tecavüzünü de, Zengin’in cinayetlerini kendi gözlerinde haklı ve geçerli kılan bu mantık, maalesef kusmuk temizlemek kadar kolay baş edilebilecek, ortadan kaldırılabilecek bir mantık değil. Hele gören gözler bile kendilerine bakmaktan acizken.
 
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü bir rapor yayımladı geçen. Raporun en ilginç çıktılarından biri, din eğitiminin kadınlara doğru şekilde verilebilmesi için ‘bayan’ Kur’an kursu öğreticilerine eğitim verilmesi önerisiydi. Resmen cinayet azmettiricisi olan bugünün günah anlayışının heteroseksüel erkeklerce üretildiği, beslendiği ve kullanıldığı bir toplumda, böylesi bir körlük, böylesi bir anlayış eksikliği, böylesi bir çarpık zihniyet pes dedirtiyor insana. Kendi günahlarını göremediği için kızdığı gözlerini yerlerinden çıkarıp kendine çeviren Oidipus’lara ihtiyacımız var. Şimdiye değin hiç olmadığı kadar…


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret