16/08/2016 | Yazar: Ercan Jan Aktaş

Bu ülkenin sosyalistleri uzun yıllardır buna dair söz ve eylem üretirler. Ama sormazlar mı; tanıdığınız, bildiğiniz, etinizde/bedeninizdeki yanık kokusundan bildiğiniz bu acı bir trans kadını sardığında neden sesiniz çıkmıyor. Neden ‘biz bu acıyı, yanık et kokusunu çok iyi biliyoruz’ diyerek Hande için bir söz üretmiyorsunuz?

O korkunç katliam ile aramızdan/hayattan alınmasaydı, hala güne ‘merhaba’ diyor olsaydı bu gününe nasıl girerdi Hande Kader?

Hande Kader bir hafta oldu güne “merhaba” diyemiyor. Hande’yi tanımadım, ama aslında ben Hande’yi çok iyi tanıyorum. Ben de bir his var, kendime de açıklamam yoktur bu hissimi, kaç gündür bir insanın yakılması halini aklımdan çıkarmıyorum.

Gecenin bir saati araca alındı ve gitti…

Bu sabah Hande’nin arkadaşlarının sosyal medya üzerinden paylaştıkları resimlerinden bir kez daha gördüm. Ben Hande’yi Onur Haftası etkinliklerinden, yürüyüşünden, Gezi eylemlerinden, kadınlara yönelik cinayetleri protestolarından, ben Hande’yi sokaklardan tanıyorum. Tanımamış olsam ne yazar, Hande bütün bu eylemlere katılmamış olsa ne yazar, ben Hande’nin resmine baktığımda onun yüzünde insanca sevecenliği, tebessümü, o naif, kesinlikle nefret ve şiddet üretmeyecek insanlığını gördüm. Ama aramızdan aldılar…

Hande hayata, sokaklara, hangi hayaller ile bakıyordu bilmiyorum, ama alınıp götürüldüğü o gecesini, o gecesini…

Günlerce sonra tanınmayacak kadar yakılmış bir ceset ile karşı karşıyayız. Bunun bir insanlık hali olduğunu düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum, sonra; “sen de çok iyi biliyorsun, yaşadığın ülkenin/kentlerin/sokakların böylesi erkekler ile dolu, daha…”

Evet, bu coğrafya da bir erkeklik hali; nefret üretmek, ötekileştirmek, ölmeye, öldürmeye çağırmak. Makbul erkeklik/yurttaşlık bu değil miydi? Her yerde; evde, okulda, iş yerinde, sokaklarda neyin doğru/yanlış, hangi etek boyunun kısa/uygunsuz, hangi küpelinin “orospu/yumuşak” olduğunu söyleyen. O kutsal “tek”lik içinde kutsanan onlar değil miydi?

Sokaklarımızda soluyan, yürüyen, hiç bitmeyen bu erkek/militer/ırkçı hezeyanları Aleviler Maraş’tan, Sivas’tan, Kürtler Cizre bodrumlarından çok iyi bilirler. Bu ülkenin sosyalistleri uzun yıllardır buna dair söz ve eylem üretirler. Ama sormazlar mı; tanıdığınız, bildiğiniz, etinizde/bedeninizdeki yanık kokusundan bildiğiniz bu acı bir trans kadını sardığında neden sesiniz çıkmıyor? Neden “biz bu acıyı, yanık et kokusunu çok iyi biliyoruz” diyerek Hande için bir söz üretmiyorsunuz?

Hande Kader’in bu korkunç cinayetine söz diyemeyen, eyleme/sokağa inemeyen Kürtler, Aleviler, sosyalistler ağzınıza özgürlük, adalet, eşitlik kelimesini o kadar kolay almayın. Hande bir trans olduğu için mi, Hande seks işçisi olduğu için mi bu kadar ürkeksiniz?! Neyin korkusudur bu! Özgecan için haklı bir şekilde sokaklara inen kadınlar! Sizden daha iyi kimler bilir bu ırkçı/eril erkek nefreti ve acısını?

Bugün ses çıkarmak, sokaklarda olmak; trans, seks işçisi Hande Kader için görünebilir, ancak aslında bu ülkede ırkçı/eril nefret ve de şiddet üreten, uyguladığı şiddet halleri ile “kendisi gibi olmayanlar”ı her gün test eden, “demokrasi nöbetleri” ile hizaya çağıran militer sisteme karşı ciddi bir duruş olacaktır. Kentlerin sokaklarında, hayatlarımızda, kendimizle, vicdanımızla, bizden olmayanlar/bizim gibi düşünüp inanmayanlar ile bir arada özgür bir yaşam için bunu yapmak zorundayız.

Ama bugün hiçbir “acaba” ve “ama”ya düşmeden sokaklarda “nefrete karşı hayat” diye bağıran Hande Kader için söz ve eylem üretme zamanıdır. Bu benim, bu senin, bu bizim kendi insanlık, özgürlük ideallerimiz ile barışık kalmamız, yürümemiz için şart.

Bir yoldaşının ifadesi ile “gülüşünü sevdiğim güzel çocuk...” bizi affet!

Nefrete inat yaşasın hayat!


Etiketler:
İstihdam