11/05/2018 | Yazar: Umut Güner

O yürüyüşün gelenekselleşmesi için ODTÜ rektörlüğü de homofobik ve transfobik katkılarını esirgemiyor.

Kaos GL tarihi üzerinden sanırım benim şahitlik etmediğim ama sonradan öğrendiğim ilk “yasak” Yıldırım Türker’in konuşmacı olacağı bir etkinliğe ODTÜ Rektörlüğü’nün izin vermemesiydi. Süreç, Rektörlük ile Kaos GL’den Ali Erol ve Legato’dan arkadaşların iletişim kurma çabası ve rektörün izin vermemesi ile sonuçlanmıştı.

Kaos GL’ye gelmeden ODTÜ Şenliklerinde Kaos GL ile yan yana gelmiştim. Kaos GL ODTÜ Şenliklerinde stant açarak homofobi ve transfobi konusunda farkındalık kazandırmaya çalışıyordu. Sonrasında Kaos GL’ye tam geldiğim sene ise stant hazırlıkları tam gaz gidiyordu. ODTÜ Legato ve Kaos GL ortak stant açmışlardı. O dönem için çok dikkat çekici dövizlerden biri “En yakın arkadaşın belki gey ve sana söyleyemiyor!”, “En yakın arkadaşın lezbiyen belki sana söyleyemiyor” idi. Sadece o dönem için değil sanırım her daim özellikle kampüsler için geçerli bir tespit. Halen bazılarımız, en yakın arkadaşlarımıza lezbiyen, gey, biseksüel, trans ya da interseks olduğunu söyleyemiyor, bir yalanı yaşamak zorunda kalıyoruz.

Tabi o dönemler çok daha zordu. Çok daha zor olduğu için de her açılmamız kendi içinde bir devrim idi. Uzun uzun birbirimize açılma deneyimlerimizi paylaşıyorduk. Üniversite 1. sınıfta birinin Kaos GL’nin kapısını çalma ihtimali çok azdı, biz kendi kendimize şimdi ne kadar yanlış olduğunu bilsem de o dönem hafiyelik yapardık. “Bence o gey ama iletişim kuramıyor, kurmaya cesaret edemiyor” gibi destekleyici dedikodularımız olurdu ve “peki ne yapabiliriz” diye sorardık birbirimize. Tabii ki Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek yoktu. ODTÜ Legato’dan arkadaşlarımız zaten yıllar önce yaratıcı eylemler de yapmışlardı. ODTÜ Kütüphanesi’ndeki cinsellik ve eşcinsellikle ilgili bütün kitaplara ya da kitapların ilgili bölümlerine bilgilendirici materyaller yerleştiriyorlardı. İnsanların rahatça okuyabilecekleri yerler olarak düşünülen tuvaletlerde ODTÜ Legato’nun yahoogrup’un adresini yazıyorlardı. Sanırım 2001 yılında Emir ve Volkan ile öğlen yemeği saatinde yemekhanedeki bütün masalara Legato’nun tanıtımı bırakmıştık. Sonrasında Emir yurtlardaki panoları şenlendirmeye karar vermişti.

ODTÜ Legato, Lezbiyen-Gey Topluluğu projesinin ilk filizlendiği yerdi. 2000’li yılların ortasına kadar birçok şehirde e-mail grubu üzerinden lezbiyen, gey, biseksüel ve transların internet ve kampüslerde bir araya gelmesine olanak sağlayan bir örgütlenme haline dönecekti. 2002 ile 2005 yılları arasında LEGATO e-grubunun moderatörlüğünü ben de üstlenmiştim. O dönem moderatör olmak bayağı külfetli ve havalı bir işti. Türkiye’nin farklı şehirlerden 2500’e yakın eşcinsel, biseksüel ve transın buluştuğu bir e-gruptu ve ortalama 100-150 arasında sürekli yazan tartışmalara aktif katılan insanlar vardı. Moderatör mailleri önceden okuyor, ayrımcı, nefret suçu ya da söylemi olan gönderilerin sahiplerine geri dönüyordu, değiştirmelerini istiyordu. Ancak atılan maillerin %98’i onay aşamasında sıkıntı yaşamıyordu. Tabii ki grup içi yazışmalarda az kafa göz yarılmadı ama sanırım o dönemde kafa göz yararak birbirimizden çok şey öğrendik.

ODTÜ’de LGBTİ topluluğunun resmi bir topluluğa dönüşme çabası 2000’lerin başında başlayan ve bir türlü çözülemeyen bir mesele idi. Ancak kendi adıma ODTÜ LGBTİ topluluğunun bu “resmî topluluk kuramama” halini çok iyi bir aktivizme dönüştürdüklerini ve ODTÜ’deki insanların farkındalıklarının artmasına katkı sağladıklarını gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.

2006 yılında Radyo ODTÜ ile yapılan Hayatın Renkleri radyo programının üniversite yönetimi tarafından engellenmek istenmesi ama bir AB Projesi olduğu için doğrudan programı yayından kaldırmaması ve saatini değiştirerek daha geç bir saatte çekmesiyle devam eden bir süreci de yaşadık.

2009 yılında ODTÜ’deki etkinliğe girememe hali ve konuşmacılarından birinin parmağının kırılması, Esmeray’ın oyununa verilen salonun son anda iptal edilmesi gibi bir sürü engele rağmen ODTÜ’de LGBTİ’ler ve homofobi ve transfobi karşıtları örgütlenmekten vazgeçmediler.

Bugün ODTÜ’de yürüyüş var! O yürüyüşün gelenekselleşmesi için ODTÜ rektörlüğü de homofobik ve transfobik katkılarını esirgemiyor. Her sene olduğu gibi bu sene de yürüyüşü engellemek için elinden geleni ardına koymuyor ama her koşulda ODTÜ’de LGBTİ’ler varolmaya devam ediyor!

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler:
İstihdam