24/10/2011 | Yazar: Gülçeray Ersoy

Artık birileri oynaşmak yasak tabelası yapsa da ne illet bir şeymiş şu oynaşmak görsel bir öğe üstünden hemfikir olsak.

Şimdi ne demek bu diyeceksiniz. Nereden çıktı günün saat bilmem kaçında bu şehvet? Sevişmek istiyorum arkadaş, sana ne? diye cevap veremeyeceğime göre bir açıklama yapmam gerekiyor.
 
Metrobüste oynaştığı gerekçesiyle dayak yiyen bir çiftin haberini okudum. Oynaşmaktan kasıt ne diye uzun uzun düşündüm ardından. el ele tutuşan bu çifte saldıran sivil polisin gerekçesi oynaşmaymış. Bu söz konusu "oynaşma" nerede yapılması ve yapılmaması gereken davranışları kapsıyor da dayak gerekçesi oluyor? Örneğin metrobüs kullanma kılavuzunda "oynaşmak yasak!" yazıyorsa, bu kurala itina ile uyulur elbette. E böyle bir talimat vardı da biz niye görmedik kardeş diye sormazlar mı insana. Sorarlar. Şimdi, toplu taşıma araçlarında nasıl davranılır dersi verecek olsam nasıl kurallar koyardım acaba diye aklımdan geçiyor. Hepimizin bildiği üzere ki toplu taşıma araçlarında kabuklu yiyecek yemek yasak. Dondurma yalamak yasak. Cep telefonuyla konuşmak yasak. Sigara içmek keza öyle. Bir de bunların hepsinin görsel bir materyalle halka sunulmuş şekilleri var ki, kavramak kolay olsun, neyi yapıp ne yapamayacağımızı bilelim.
 
Artık birileri oynaşmak yasak tabelası yapsa da ne illet bir şeymiş şu oynaşmak görsel bir öğe üstünden hemfikir olsak. Mesela el ele tutuşmak oynaşmaksa göz göze bakışmak da bunun içine girecek mi? Polis her türlü şiddeti gerekçelendirerek meşrulaştırırken, sokakta nasıl yürüyebileceğimizi, toplu taşıma araçlarında nasıl davranacağımızı, ne giyip ne giymeyeceğimizi ve hatta yatakta nasıl davranmanın ahlaklı olduğunu resimli olarak gösteren bir kitapçık bastırsa keşke ilgili kurumlarca. Mesela diyanetin de iznini falan alsa. Biz de nasıl davranacağımızı bilsek.
 
Bilsek de dayak yemesek!

Etiketler:
İstihdam