12/04/2012 | Yazar: Ramazan Başar

Berfo Ana 104 yaşındaki yüreğiyle tekerlekli sandalyeyle açık bıraktığı kapısını ve acı veren bu sahneyi sonlandırmak için her zaman ki gibi bütün anaların umuduyla koyuluyor yola.

Berfo Ana 104 yaşındaki yüreğiyle tekerlekli sandalyeyle açık bıraktığı kapısını ve acı veren bu sahneyi sonlandırmak için her zaman ki gibi bütün anaların umuduyla koyuluyor yola.  Asıl suçlular yerine şova dönüşün yargı süreci insanların hayatını dar eden gösterişli “adalet saraylarında” geçmişin ötesine geçemiyor bu mizansende…
 
Bir ana ağlıyorsa “kaybedilen” oğlunun mezar taşını bağrına basmak için artık buralarda adaleten söz etmek bir anlam ifade etmiyor. Yaşlı gövdesi ve inancıyla tüm sahtekar yüzlere namusuz diyerek bir an olsun yıllardır biriktirdiği öfkeyi savuruveriyor bürokrasinin soğuk duvarlarına Berfo Ana… Plaza Del Mayo’dan Galatasaray’a uzanan bir öyküydü faili belli cinayetlere kurban giden oğlunun özlemi. Elinde solmuş Cemil’inin resmiyle yağmur çamur demeden oğlundan haber bekleyen Berfo Ana tüm kaybedenlerin feryadını haykırıyor soğuk ve duyarsız yüzlere…
 
Çocuğunu bir daha göremeyecek belki ama ardında yarım kalan anılarını tamamlayıp vicdanını rahatlatmak istiyor bir nebze olsun. Sistemin kurban ettiği genç bedenlerin umudunu toprağa kendi elleriyle gömüp yeşertmek istiyor yeni bedenlerde. O kadar çok acı çeken anne var ki her gün bir yenisi daha katılıyor bu kör kuyunun cenderesine.  Ölü dereye dönen bu coğrafyada bombalar ve kurşunlar düşüyor yeniden körpe bedenlerin üzerine...
 
Bir acıya kiracı edilmiş Berfo Ana yıllar yılı öldü mü kaldı mı diye belki bir umutla ama ciğeri yanarak yaşıyor  evlat özlemiyle şimdi ise devletten istediği bunu ona yaşatanların hesap vermesi ve oğlunun akibetidir.
 
Ne acı bir tablodur ki çocuklarını onlardan alan zihniyetin onların acısını kurmaca mahkemelerde hafifletmeye çalışıp şirin görünmeye çalışması ve ne utançtır ki koca bir ülkenin bu sahneye gözlerini yumması…

Etiketler:
İstihdam