21/03/2014 | Yazar: Evren E. Çakmak

‘O’ 17 yaşında eşcinsel olduğundan dolayı ailesinin yanından kaçmış, 6 yıldır Ankara’da yaşayan biri.

Uçağa geç kalmamalıydım ama aynı zamanda guruldayan karnımın sesini bastırmak için bir şeyler atıştırmam gerekiyordu. Sağlıklı ve sağlıksız kategorilerini bir kenara bırakıp hızlı yoldan yiyebileceğim bir çiğköfte dürüm alıp oturdum kaldırım üstü tabureye. Ayran bitti mi bitmedi mi diye düşünürken onu gördüm ağlayarak koşturuyordu. Ses ettim, el ettim duymadı ya da durmadı. O kim diye düşünüyorsanız çok kısa olmayacak cevabı.
 
“O” 17 yaşında eşcinsel olduğundan dolayı ailesinin yanından kaçmış, 6 yıldır Ankara’da yaşayan biri. Baba evinde mevsimlik tarım işçisiyken, ülkenin baba kentinde geri dönüşüm işçisi olmuş. “O” tutsaklığa yeğleyip açlığı, attığında kendini sokaklara daha 18 bile olmayan eşcinsel çocuklardan biriymiş.
 
“Düzgün bir işe girseymiş” diye düşünüyorsanız, okuyamamış.

 “Okusaymış” diye düşünüyorsanız, imkân olmamış
“Az biraz da safım ben abla” dedi bir gün bana. Saf mı? Saf ne olabilir ki bu boku çıkmış dünyada. “Saf kalmayı başardıysan helal olsun” deyip şakalaştım. Nerede kaldığını hiç sormadım, hiç düşünmedim şimdiye kadar ama sokak olmadığına eminim. O da kaşıyla, kirpiği ile uğraşan sıradan bir gençti nihayetinde. O da en azından hepimiz gibi dışından da olsa entegre olmuştu az buçuk işte. Bir gün geldi dedi “başıma 5 ay önce kötü bir şey geldi, hastalık bulaşmış mıdır?” Hemen hastaneye yönlendirdik sonuçlarla geldi Pozitif. “Ne pozitif” diye düşünmeyin HIV Pozitif. Ben düşünmediydim ama o hissetmiş herhal. Doktor demiş “bundan sonra yediğine içtiğine dikkat, iyi beslenmelisin, kendine bakmalısın, direncin kırılmasın” neyle, nasıl, nerede sorularının cevabını bulmak hastanın yükümlülüğünde. Gayet normal karşılıyordu ama, hiç yadırgamayan bir ifadesi yoktu. Psikolojik destek falan da istemedi. Gitti gidiş o gidiş görmedim sonra. Düşünmedim de
Oturmuş ayranın bitip bitmediğine bakıyordum aklımdan kabataslak şunlar geçiyordu, şunları düşünüyordum.

“Mavi bir papyon bulsam yeni takıma daha iyi gider?”

“Yeni açtığım twitter hesabına acaba bir şey geldi mi?”

“Akşama Antalya’da hava durumu ne durumda acaba?”

… bir dünya zırvalık, zırvalar, zırva. Sildi geçti ağlayarak koştuğunu görmek, benim kafamı temizledi onun gözünden akan gözyaşları. Birkaç ciddi kişisel problemim dışında hiçbir şey kalmadı kafamda.

Hiç düşünemez oldum.
 
O sildi benim kafamı ama ben onun kafasındakileri nasıl sileceğim? O ağlatan bu olayları ya da düşünceleri ben nasıl yok edeceğim? Ben nasıl o düşünceler ile baş edeceğim?
 
Keşke bu gün kafama takılan tek şey ayranın ne kadar çabuk bittiği olsaydı… 

Etiketler:
nefret