05/01/2012 | Yazar: Ayhan Bilgen

Meclis anayasa uzlaşma komisyonuna yeterince ilgi gösterilmediği ve öneri gönderilmediği yönündeki şikayetler üzerinde durulmaya değerdir. Bu konuyu sadece duyarsızlık üzerinden açıklamaya kalkmak ise en kibar ifade ile haddini bilmemektir.

Meclis anayasa uzlaşma komisyonuna yeterince ilgi gösterilmediği ve öneri gönderilmediği yönündeki şikayetler üzerinde durulmaya değerdir.  Bu konuyu sadece duyarsızlık üzerinden açıklamaya kalkmak ise  en kibar ifade ile haddini bilmemektir.  Türkiye toplumu ülke sorunlarına ve onun çözümüne yönelik anayasa girişimine karşı ilgisizse bunun baş sorumlusu bizzat siyaset kurumunun kendisidir. Toplumun kendini ifade etme ve talepleri için örgütlenme çalışmalarını tehlike olarak gören zihniyetin eseridir karşımızda duran.  Her gün yaşanan hak ihlallerinin sorumlusu sanki ülkeyi yönetenler değilmiş gibi davranılmasını beklemek ne kadar tutarlıdır ? Her gün yargısız infazlar yaşanırken üzerine düşeni yapmayan bir meclisten ne beklenebileceğini herkes yeniden düşünmelidir.
 
Kaldı ki kendini son karar verici gibi gören parlamento içindeki partilerin önerilerini bilmek halkın hakkı değil midir ? Meclis dışındaki partilerden, üniversitelerden, sivil toplumdan  öneri isteyip kendi önerilerini kamuoyundan saklamak sürecin demokratik işleyeceğine dair şüphe duymaya yetmez mi ?  Meclisteki  partilerin önerilerini  sunmasının uzlaşmayı engelleyeceği iddiası tam bir komedidir. O taktirde halk da önerilerini sunmasın ve komisyon tüm ülke adına "makul" olan paketi ilan etsin.
 
YARGISIZ İNFAZLAR
Uludere olayının gölgesinde kalan  Diyarbakır’daki yargısız infaz olayı Türkiye insan hakları fotoğrafının önemli bir göstergesidir. Balkondan atlayıp öldüler iddiası ile medyanın konuyu geçiştirmesine rağmen ortada görgü tanıklarından söz edilmektedir. Meclis İnsan Hakları komisyonu bu konuya ilgi göstermeyecekse neye ilgi gösterecek.
Yargısız infaz en ağır ihlal biçimlerinden biridir. Telafisi mümkün değildir. Cuma günü duruşması yapılacak Şerzan Kurt davasında mesafe alınamadığından şikayet edilirken her gün yeni infazların gerçekleşiyor olması son derece dikkat çekicidir.
 
YENİ  DEMOKRASİ PAKETİ VE MOLOTOFLAR
Bazı bakanlıkların reddettiği ama Beşir Atalay’ın defalarca gündeme getirdiği yeni paketle ilgili nihayet Başbakan da renk verdi. Bir süredir yargı içtihatlarında tartışma konusu olan "Molotofların silah sayılıp sayılamayacağı" ile ilgili meclis harekete geçecek ve durumu netleştirecek.
Ne yönde bir netleştirmeye gidileceğini ifade etmeye bile ihtiyaç yok sanıyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi. Yaşam hakkını korumanın, şiddet ve çatışma ortamını sonlandırmanın yolunu bu tür düzenlemelerde görmek abesle iştigal etmektir.

Etiketler:
nefret