20/08/2013 | Yazar: Ali Erol

AGOS’ta yayınlanan ‘Bir eşcinselin başına kışlada neler gelir?’ haberi, editör işini yapmadığında bir ‘haber’in başına neler gelebileceğini gösteriyor

AGOS’ta yayınlanan “Bir eşcinselin başına kışlada neler gelir?” haberi, editör işini yapmadığında bir “haber”in başına neler gelebileceğini gösteriyor

Kaos GL’nin danışmanlık verdiği en zorlu alanların başında askerlik geliyor. 

Çalışma hayatından eğitime, ruh sağlığından hukuki ihtiyaçlara kadar dernek çalışanları, yetemediğimizde yerine getirdiğimiz profesyonele yönlendirmelerde aşağı yukarı insanların beklentilerini karşılayabiliyoruz. 

Ama iş askerliğe geldiğinde öğrenilmiş fantezilerden irrasyonel sulara kadar danışanların nerdeyse dörtte üçünün kaygısı bir türlü durulmaz. Mevzuatı, uygulamayı, hukuki prosedürleri anlatırız, güya askeriyede her şey kurala bağlı olsa da iş eşcinselliğe geldiğinde formel olan ile informel olanın içiçe geçtiğini farklı kışla, askeri hastaneden bize gelen tanıklık çeşitliliği ile paylaşırız. Velâkin danışan (askere gitmeyip rapor almak isteyen veya askerdeyken rapor almaya karar veren) aynı soruları kırk kere (lafın gelişi değil gerçekten kırk kere) sorar. En azından Kaos GL’de bizler de yıllardır amme hizmeti verdiğimizden tekrar tekrar anlatırız. 

Konunun hassasiyetinden dolayı ve de en doğrusunu kendinin bildiğinden şüphe etmeyen devasa bir kurum olan askeriye karşısındaki çaresizliğinden dolayı danışan arkadaşların her telefonuna her mailine tekrar tekrar cevap veririz. En fazla dediğimiz ise kaosgl.org’da daha önceki deneyimleri, tanıklıkları derlediğimiz sayfaya bir göz atması, yine hazırladığmız broşürü bir tarama önerisidir. 

Misal en son örnekte danışan arkadaşa ta Dersim’den Ankara’ya gelmen işe yaramaz; ailen memleketinde diye vs kaygılarını anlıyoruz ama bu bir süreç ve ilk işlem de bağlı bulunduğun askerlik şubesine başvurmaktır, olur da ordan Ankara’daki bir askeri hastaneye sevk edilirsen elbette Kaos GL’ye de gelebilirsin demenin karşı tarafta rasyonel bir karşılığı bulunmaz. Arkadaşımız sanki istediği şehirden istediği şubeden, istediği hastaneden işini halledebilirmiş gibi kalkar Ankara’ya gelir e haliyle hiçbir işini halledemez. Ama sonuçta Kaos GL Derneği kötü olur çünkü kendisine yardımcı olmamıştır! 

Böylesi bir danışan arkadaşa canın sağ olsun denir, nolacak ki şu yalan dünyada, sürekli karşı tarafı eleştiren ama bir kez olsun acaba ben de bir yerde yanlış yapmış olabilir miyim demeye yanaşmayan birine zaten dert anlatılmaz. O sadece ve sadece duymak istediklerini bekler sizden. Ha değil de onca kaygısına stresine rağmen bir sakin olup dertleşmek isterse yine aynı şekilde ya kaosa falan edeciğin laf önemli değil ama hayat bu yöntemle yaşanmaz, sorunlar böyle hallomaz denebilir. 

Ama aynı muhabbeti, "tanıklık" aktarımı olarak "haber" haline getirmek istediğimizde Agos’un bu haberinin başlığındaki soru gibi kendimize soracağımız temel sorular olduğu ilk bilmemiz ve her daim akılda tutmamız gerekenlerden değil midir... 

Hadi muhabir/yazar unuttu, gözünden kaçtı, veya anti-militarist duyarlılıktan ötürü iyi bir şey yaptığını sandı veyahut LGBT toplumuna tam da anayasal eşitlik tartışmaları döneminde destek verdiğini düşündü, olabilir ama yine de editör bütün bu duygusal ve/veya politik uyaranlara kapılmadan göz atması gerekmez mi habere... 

Muhabir/yazar arkadaşı sorgulamak benim işim değil! Keşke ya bu arkadaş bu kadar unutkansa, tamam geçmişi yeniden kurmuyor olabilir ama yine de zihni ta olimpo garajlarına kadar gidip gelecek kadar yorgun ve stresli olduğuna göre kendisi her ne kadar anlattıklarını yeniden okumasa bile ben bir kontrol edeyim deseydi... 

Editör de hikayenin o yönünü geçebilir ama memlekette kırk tane LGBT derneği bulunmuyor ki hepi topu lokalize olabilmiş dört beş dernek var. Yani diye devam etmeye gerek var mı gerisini tahmin etmek çok mu zor misal bu ülkede isim vermesen bile Ermeni toplumunun gazetesinden bahsettiğinde dostun da düşmanın da aklına gelecek olan tek gazete bellidir. LGBT örgütleri için farklı mı olacağını düşündü editör diye uzatmaya gerek yok ama İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’deki LGBT dernekler de bellidir. 

Bir anlamı yok biliyorum ama devam edeyim misal söz konusu aktarım Kaos GL’de yaşanamaz! Telefondan KKM’de doğrudana kadar kendini akıllı sanan ibnelerden polise kadar şimdiye kadar o kadar çok yoklama çekildi ki bu toplumda ibne olarak adımız çıkmış dokuza inmez sekize bilgisi ve tecrübesinden hareketle hiçbirisine düşmedik. 

Sanmam ki İzmir ve İstanbul’daki diğer kardeş örgütlerimizde yaşansın böyle bir durum. 

Ha, elbette statüsü ne olursa olsun daha düne kadar eşcinsellere kimse saygı duyup, kimliğini açık ettiğinde ciddiye alıp dinlemediğinden LGBT’ler birbirini bulduğunda gullümü abartıp her şeyi her yerde konuşabilirler. Danışma süreçlerindeki sosyal hizmet ile aynı derneklerin kültür merkezi salonlarındaki gullüm diyalogları ve sohbetleri birbirine eklemlenebilir veya karışabilir. 

Ama bir editör o "şok"lu ara başlığın nerelerde dolaşıma gireceğini hadi diyelim LGBT toplumuyla ilgili askerlik ve evlilik gibi konuların aynı zamanda içgıcıklayıcı magazinel bir yönü oranında dolaşıma girmeyip bir sosyal-kültürel-politik cemaatin kendi ağında kalacağını varsaysa bile misal "akit" zihniyetinden farkının ne olduğunu kendisine sormalıydı. 

(Ah keşke mesele zihniyetle bitse ama o zihniyetin sadece söylemde kalmadığını şu memlekette tecrübe etmeyen mi kaldı! Yoksa dostun gülünden ne olur.) 

Bunu ilgili topluluğun anti-homofobik, anti-seksist hadi diyelim fazladan anti-militarist beklentilerini göz önünde bulundurmasını beklediğimizden değil tam da işin gereği ortalama bir özeni gözetmesi için ve de asıl olarak Allah inandırsın boşverin ibne derneklerini tam da AGOS için beklediğimizden, düşünmeliydi.
 
Bir eşcinselin başına kışlada neler gelir?

Etiketler: medya
nefret