14/01/2009 | Yazar: KAOS GL

Emine ÖZCAN



Emine ÖZCAN

‘22 Aralık Gecesi saat 02.00 sularında Tarlabaşı’nda, Sakız ağacı sokakta, arkadaşımın evinin kapısının önünde dikiliyorduk. Polis olduğunu söyleyen kişi ticari taksiden inip yanımıza geldi. Başladı ağır hakaret etmeye. ‘İleri gitme’ dedim. Tartaklayarak evin kapısından içeri soktu bizi. Merdiven aralığında vurmaya başladı. Omzumdan tuttu. Arkadan tekmeyi yiyince düşmüşüm. O anda gene vurdu. Enseme de vurdu. Acı hissettim kolumda, ‘kırıldı’ dedim. ‘Korkma kırılmaz’ dedi, vurmaya devam etti. Kolum iki yerden kırılmıştı. Diğer polis arkadaşı gelince biraz sakinleşti. Arkadaşımı da polis aracına bindirip gittiler. Onu da yarı yolda indirmişler arabadan, serbest bırakmışlar neyse ki. Korkutmak için yaptılar herhalde..’

60 yaşındaki transseksüel Kader başına gelenleri böyle anlatıyor. Kolu alçıda iki ay kalacak. Tek başına yaşayan Kader tek kolla hayatını idame ettirecek. Kader'le Tarlabaşı'nda, köpeği Maya'yla yaşadığı bir göz odalı bodrum katındaki evinde söyleştik.

Kader'e göre cinsel kimliği polis için sorun teşkil ediyor.

"Suç işlesem bile bana vurmaya hakkı yok ki. Polis ceza kesmekle yükümlü değil. Bir sorun varsa alırsın, karakola götürürsün, işlem yaparsın. Üstelik ortada bir sorun da yok. Suçum falan yok yani. "

Kader 35 yıldır Tarlabaşı'nda yaşıyor. Polisin kendisini ne zaman görse hakaret ettiğini söylüyor.

Polisin kimlik sorma gibi rutin uygulamalarına karşı olmadığını söyleyen Kader "Ama başkasına 'pardon, kimliğinizi gösterir misiniz?' derken bana 'gel lan buraya' diyor. Çok küfür ediyor. Polisin transseksüellere tavrı bu: şiddet" diyor.

Tarlabaşı'nda yaşayan transseksüel Esmeray'ın da başına iki kez polis saldırısı geldiğini hatırlattığımız Kader'e Esmeray gibi şikayetçi olup olmayacağını soruyoruz:

"Sadece Esmeray'ın başına değil neredeyse bütün transseksüellerin, travestilerin başına geliyor. Polis bize insan değilmişiz gibi davranıyor. Suçumuz ne?"

Kader Lambdaistanbul'un avukatları aracılığıyla Adli Tıp Kurumu'ndan rapor aldıktan sonra şikayetini gerçekleştireceğini ifade ediyor.

"Kolum iki yerden kırıldı ama bununla sınırlı değil. Başımda inanılmaz bir ağrı var. Gözlerim kararıyor. Kafamdan darp edildim. Henüz hastaneden onun sonucunu almadım. Ama ben şüpheleniyorum kötü bir hasar bıraktığından. Çünkü çok canım yanıyor."

Kader'in sosyal güvencesi olmadığı için tedavi masraflarını cebinden ödüyor. Ancak kenarda birikmiş parası da yok. Kolu kırıldığı için çalışmasıysa mümkün değil. İlk etapta Lambdaistanbul'un düzenlediği dayanışma yemeğiyle 310 YTL para toplandı. Şimdilik bu para ile masraflarını karşılayacak.

"Bize 'buradan gidin' diyorlar. Nereye gideceğiz? Ben 60 yaşındayım. Nereye gidebilirim. Benim ömrüm burada geçti. Beni burada herkes tanır. Toplum bizi kabul etti. Aile içinde yaşıyorum, alışveriş yapıyor, komşuluk ediyorum. Kimseyle sıkıntım yok. Polis bizim varlığımızdan rahatsız. "

Kader'e yaşadığı semtte belediyenin kentsel projesini soruyoruz, Transseksüeller açısından kentsel dönüşüm ne anlama geliyor?

Kader, bir transseksüel arkadaşının tapulu evini sattığını anlatıyor.

"Ev yapılana kadar kirasını, yiyeceğini, içeceğini ödemek üzere bir anlaşma yaptılar. Ama anlaşmaya göre arkadaşımız kendi taşınacağı yeni evi için de borç ödeyecek ayrıca. Tapulu evi varken yani. Kiracı olanlar ne yapsın. Nereye gitsin? Paraları da yok. Bildikleri yer de burası."

Ne zaman polis şiddetinin daha görünür olduğunu Kader "Baskı vardı hep. Ama yaklaşık bir iki senedir insan vurmaya, kol kırmaya, sakat bırakmaya başladılar" diyerek cevaplıyor ve 2007'nin temmuzunda Polisin Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda (PVSK) polise tanınan yetkilerin genişletilmesine işaret ediyor.

"Polis bizim varlığımız kabul etsin. Hep amirinden pirim almak için yapıyor zaten. Benim tek dileğim polisin işkenceye, saldırıya, hakarete, eziyet çektirmeye son vermesi." (EZÖ)
Etiketler: insan hakları
İstihdam