09/04/2014 | Yazar: Yıldırım Türker

İtidal, iktidarın topluma giydirmeye yeminli olduğu deli gömleğidir. Seçimler de üretilebilen her itirazın içine kapatılabileceği bir sandık fetişizmi.

Seçimlere bir demokrasi şenliğine hazırlanır gibi heyecanla süslenenlerden değilim. Aksine, sokağın gücünü bastırmaya çalışanların, toplumu anlamı meçhul, tehdidi kuvvetli ‘itidal’ sularına davet etmesine karşı direnmenin gerekliliğine inanırım.
 
İtidal, iktidarın topluma giydirmeye yeminli olduğu deli gömleğidir.
 
Seçimler de üretilebilen her itirazın içine kapatılabileceği bir sandık fetişizmi.
 
Seçimler, memleketin hafızasını bir kez daha toptan sildiği, son sözünü söylediğine inandırıldığı sahte dönemeçlerdir.
 
Nitekim bu seçimler öncesi de bilumum kendinden menkul kanaat önderinin yardımıyla tarihin en gerilimli, en ‘anlamlı’, en ‘farklı’ seçimlerine hazırlandığımız duygusuyla tahkim edildik.
 
Evet, her zaman olduğu gibi, bu seçimler de en hayati, en gergin, en tuhaf düğümdü ve muhaliflerin ittifakıyla çözülecekti. Bir kez daha tarihin en belalı iktidarına karşı askeri bir disiplinle yekvücut olmalıydık. Tarih, bu seçimlerle yatağını değiştirecek bir akış olarak ışıyordu önümüzde.
 
Aman sokaklara çıkmayalım, aman vahşi iktidarın ekmeğine yağ sürecek provokasyon girişimlerine karşı uyanık olalım, aman sakin olalım ve sandıklara sahip çıkalım.
 
Şimdi bir kesimin kendini kaçınılmaz olarak içinde bulduğu hayal kırıklığı, küskünlük, bir kez daha halkın yetersiz ve yakışıksızlığına olan inancını tazelemesine tanık oluyoruz. Bir türlü anlatamadılar. Bir türlü ikna edemediler bu cahil ve beter halkı.
 
Demokrasi mücadelesini, derin bir nefret ve düşmanlıkla karşı durdukları başbakanlarının diliyle sandığa bağlamakta bir beis görmeyenlere söylenecek fazla bir şey yok.
 
Oy torbalarının üzerinde uyuyarak, sandık başlarını cansiperane koruyarak gereğini yaptığına inananların hayal kırıklığında insanı kaşındıran, neredeyse gülünç bir şey var.
 
AKP, zorlukla karşılaştığında kendi kendini imha edecek bir kaset miydi?
 
Oyları bölmeyin diye bizi tembih edenler, mücadelelerini AKP bünyesi içindeki bir çatlağa dayandırarak hiç yorulmadan; hiç gaz-kurşun-işkence-hakaret menziline girmeden, az kalsın memleketi kurtaracaklardı. Katliam fetvacısı Cemaat nasılsa gereğini yapıyordu. Uslu-Baransu ve birkaç daha iyi adam bu hükümetin ipliğini pazara çıkarmıştı işte. Bu tarihin en berbat döneminden onların icazetiyle sıyrılıp çıkıverecektik. Ama bir kez daha Kürtler izin vermedi. Kendi partileriyle, örgütlenmeleriyle dikbaşlılık edip ittifaka yanaşmadılar.
 
Buna gerçekten inandılar, inanmayanları yandaş, hain ilan etmekte bir beis görmediler.
 
Memleketin ufkunu açacak güç kaçınılmaz olarak CHP’dir diye haykıranların bir kısmı, şimdi her ne kadar hatırlatılmasından hiç hoşlanmasalar da, ‘yetmez ama evet’çilerdi. Yine aceleci davrandılar, ama bu kez de destekledikleri güç yeterince güçlü çıkmadı.
 
HDP adaylarının kibarca yana çekilip CHP’ye yol açmalarını hırçın bir militanlıkla önerenler, CHP’nin dilinde, ikliminde en ufak bir değişiklik için mücadele etmekten geçtim, Veli Küçük ve şürekasının tahliye sevincini paylaşarak Kürt düşmanlığı üstünden prim yapma çabasını görmezden geldi. Bununla da kalmadı. Hayatında CHP’ye bir kez oy vermemiş kesimleri oy bölmekle suçlarken şuncacık utanç duymadı.
 
Heyecanlı demokrasi muhibbi kesim tarafından uyarıldık, tehdit edildik, ihbar edildik, lanetlendik.
 
BDP-HDP, yani güçlü Kürt gövdesi, ittifaktan kaçınmış, hatta AKP’nin iktidarına payanda olmuştu.
 
Şunu bir an evvel kabul etmekte yarar var. Oylara sahip çıkmak elzemdir elbet. Haktır.
 
Ama Başbakan’ın senaryosuna bir tek repliğini değiştirmeden sahip çıkan, onun bütün seçim kampanyasını muğlak bir düşman üstüne kurmasına göz yuman, hesap vereceğine hesap soran bir Başbakan karşısında tapelere dalıp ellerini ovuşturanlar bu yenilginin müsebbibidir. Bu kadar ağlamalarına gerek yok. Artık o oy torbalarının üstünden kalkıp sokaklara çıkma zamanıdır.
 
BDP ve HDP, yeni bir dünya öneriyor. Sandık başında uyumakla, bütün toplumu Kürt düşmanlığını bayrak eden CHP’de birleşmeye çağırmakla kurulamayacak bir dünya. Kulak verin. 

Etiketler:
İstihdam