26/03/2014 | Yazar: M A

Kadın bedeninin istismarı gibi seks işçiliğine dair ana akım algılara dayanan söylemler bir yana Sırrı Süreyya Önder seks işçisi kadınların linç edilmesine bile varabilecek bir mahalle baskısının oluşturulmasını oldukça anlamlı bulduğunu söylüyor.

Çoğu zaman bireyler ve bağlı bulundukları örgütler/ partiler arasında kesin bir bağlantıyı ve tek tip düşüncenin varlığını kabul ederek eleştirilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Kuşkusuz bunda otoriter örgütlenmelerin ve partilerin bireyleri tek bir düşünme biçimi altında toplama çabası önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu yazıda seçimlere birkaç gün kalmışken bir büyük şehir belediye başkan adayının -Sırrı Süreyya Önder’in- yıllar içerisinde seks işçilerine dair basında yer alan söylemlerinden yola çıkarak bireyin politik duruşu üzerinden bir eleştiri geliştirmeye çalışacağım ve şu soruyu sormaya çalışacağım: Orospular Sırrı Süreyya Önder’i neden desteklesinler? (Daha öncesinde de sosyal medya üzerinden bulduğum dokümanları LGBT aktivisti ve seks işçileri hakları için mücadele eden arkadaşlarımla paylaşmıştım.) Dolayısıyla bu                                             yazının genel bir parti veya örgüt eleştirisi olarak alınmamasının faydalı olacağını                                                 düşünüyorum.

Önder’in 2011’deki “LGBTT meseleleriyle ilgilenmek; kendimi, daha iyi bir insan olmak için yapmaya zorladığım şeyler. İliğime, kemiğime sindirdiğim bir şey değil açıkçası ama bunun için ciddi bir emek harcıyorum” demesinden bu yana yaklaşık olarak 3 yıl geçti ve bu süreç içerisinde Önder’in LGBT konusunda tutumunun daha olumlu bir yere geldiğinin ve örgütlenmesinin de bu bağlamda çok olumlu gelişmeler gösterdiği yadsınamayacak bir gerçektir. Peki ama LGBT hareketinin içinde bulunan birçok aktivistin de temel bir mesele olarak sahip çıktıkları seks işçiliği hakları konusunda acaba Sırrı Süreyya Önder böyle bir değişimi gösterebildi mi?

Önder’in seks işçiliğine dair yaptığı açıklamaları elimden geldiğince araştırdım ve bulduğum açıklamalar gerçekten Sırrı Süreyya Önder’in bu konuda maalesef somut bir gelişme göstermek şöyle dursun seks işçilerini hedef alacak noktaya geldiğini gösteriyor. Bu konuya dair karşıma çıkan ilk yazı, Sırrı Süreyya Önder’in 26 Ocak 2010 tarihinde Radikal’de yayınlanan bir yazısıdır. Hayli cinsiyetçi bir dile sahip olduğunu da düşündüğüm bu yazıda Önder’in Dersim’de “fuhuş karşıtı” eylemi oldukça anlamlı bulduğuna dair söylemleri dikkatimizi çekiyor.

Yazıdan kısa bir alıntı vermek gerekirse:

“Geçen günlerde, Dersim’de çoğunluğu kadın yaklaşık 2 bin kişi, kentteki birahanelerde kadın garson çalıştırılmasının ahlaki çöküntüye ve fuhşa neden olduğunu ileri sürerek protesto gösterisi düzenledi. Demokratik Haklar Federasyonu, şehirde gittikçe artan fuhşu ve kadın bedeninin istismarını protesto ediyordu. Dersim’de yapılan prostesto oldukça anlamlıdır.”

Kadın bedeninin istismarı gibi seks işçiliğine dair ana akım algılara dayanan söylemler bir yana Sırrı Süreyya Önder seks işçisi kadınların linç edilmesine bile varabilecek bir mahalle baskısının oluşturulmasını oldukça anlamlı bulduğunu söylüyor. Bu yazının eski bir yazı olduğunu düşünüp tıpkı LGBT konusunda olduğu gibi Önder’in fikirlerinin değişmiş olabileceğine dair bir umutla araştırmalarıma devam ettim. Ancak şunu belirtmekte fayda var ki Sırrı Süreyya Önder sadece bu açıklamasından dolayı bile seks işçilerinden özür dilemelidir. Gerçi bu yazıyı okuduktan sonra Sırrı Süreyya Önder’in LGBT konusunda bundan 3 yıl önce söylediği “iliğime, kemiğime sindirdiğim bir konu değil” sözünün hâlâ geçerli olabileceğine dair de aklımda bir kuşku oluşmadı değil çünkü seks işçilerine karşı geliştirilen nefret ve onları “ahlaksız”/”yozlaşmış” gören zihniyet heteroseksizm ile aynı kaynaktan beslenmektedir ve birbirlerinden çok da bağımsız değerlendirilebilecek konular değildirler.

Bu yazısından 2 yıl sonra siyasetçiler arasındaki bir tartışmada Önder’in sarf ettiği bir söz ise gerçekten 2010 yılında yaptığı açıklamayı mumla aratacak cinsten. 2012’nin Şubat ayında CHP Milletvekili Nur Serter’in isminin bir dizide seks işçisi bir karaktere verilmesine dair bir tartışmayı görüyoruz. Birçok milletvekilinden tepki alan bu açıklamaya Sırrı Süreyya Önder’in verdiği tepki ise gerçekten beni nasıl bir eleştiri geliştireceğimi bilemez bir hale sokuyor:

“...Seks işçiliğiyle geçinen bir karaktere, muhalif milletvekili adını vermeye, zevzekliktir demek hafif kalacak. Bu cüreti nereden buluyorlar?...”

İronik bir şekilde geçen iki yıl içerisinde Önder’in diline seks işçiliği kelimesini sokmayı başarmış ancak seks işçisi ifadesinin bu mesleğin tam da tüm meslekler gibi onurlu veya onursuz olarak değerlendirilemeyeceği gerçeğine vurgu yapmak içinde kullanıldığını bilmiyor veya bilmek istemiyor olacak ki bu söylemiyle seks işçilerini aşağı bir yere koymakta sorun görmüyor.

Önder’e sormak lazım: Bu durumu zevzeklikten daha ağır kılan nedir, Sayın Önder?

Seks işçiliği muhalif olamayacak kadar aşağı bir meslek midir? Yoksa bir milletvekilinin ismi bir “fuhuş” yapan kadın ile anılamayacak kadar kıymetli midir?

Bu iki açıklamadan sonra elimden geldiğince yaptığım medya taramalarından sonra Sırrı Süreyya Önder’in bu konuda yaptığı herhangi bir açıklamaya rastlamadım (bulanlar olursa gerçekten katkıda bulunabilirler). Ümit ediyorum ki Sırrı Süreyya Önder’in seks işçilerine karşı nefret üreten, onları ötekileştiren fikirleri değişmiştir. Eğer değişmiş ise Sırrı Süreyya Önder geçmişte yaptığı bu ayrımcı ve ötekileştirici söylemlerinden dolayı tüm seks işçilerinden özür dilemelidir, yok eğer fikri değişmemişse bu özellikle yerel seçimler için sorabileceğimiz çok net bir soru olarak karşımıza çıkıyor: Orospular Sırrı Süreyya Önder’i neden desteklesinler?

Yazının bu bölümünde seks işçilerinin hakları için mücadele eden arkadaşlarımın bu konuda ne düşündüklerine de yer vermek istedim:
 
Kemal Ördek (Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği)
2010’daki yazısı üzerinden şunu söyleyebilirim: Sırrı Önder öteki olarak adlandırılan herkesin haklarını ve varoluşlarını savunma  fikriyle yola çıktı. En öteki olarak görünen  LGBT’lerin haklarını da bu bağlamda savundu ve takdir edildi. Ancak 2010 yılında yazısında bulunan söylem son derece ahlakçı, bir o kadar cinsiyetçi ve orospufobik bir algıya dayanmaktadır. Önder’in “45 resmi kadın sığınma evine karşın 60 resmî genelev bulunan bu ülkede devlet pezevenktir” söyleminin ne kadar popüler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu söylem de 2010’daki yazısı gibi seks işçilerine dair ezberlenmiş klişe fikirlere dayanmaktadır ve bu söylemler seks işçilerinin daha fazla şiddete uğramasına neden olmaktadır. Sırrı yıllarca BDP içerisinde politika yaptı ve BDP’nin parti programında fuhuşu bitirmek gibi bir söylem var, bu konuya dair de bir eleştiri getirmesini beklerdim. Sonuç olarak Sırrı Süreyya Önder’den kendine bir özeleştiri getirmesini ve özür dilemesini bekliyorum.

Demet Yanardağ (Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği)
Politika zaten ikiyüzlülük işidir. Tabanından oy kaybetmemek için siyasetçiler her zaman ikili oynar. Namus sadece iki bacak arasındaymış gibi düşünür. Söz konusu açıklamalar sadece Sırrı Süreyya Önder’in değil partisinin de ahlakçı yapısını göstermektedir. Defalarca “fuhuşa karşı eylem” yapmadılar mı? Sanki bizleri Ugandalılar beceriyor. Kalıbımı basarım ki orada eylem yapan hiç kimse bakir değildir! Hepsi kapalı kapılar ardında birileri ile düzüşmüş, toplum içinde namus bekçisi kesilen insanlardır. Sırrı Süreyya Önder bekâr biri olduğu halde, acaba hiç mi cinsel ilişkiye girmedi? Girdiyse eğer, bunun adını kendisi koysun.

Beren Azizi (Aktivist)
Kötü yola düştüm, böyle iyiyim. Yoksa bir kadının parası, amıdır kumbarası. Bağ benim belletirim, am benim elletirim. Am, vücut, meme benim! Sevişiyorum kime ne! Kocanın karısı olma! Orospu ol, Gülsüm! Fahişeyim, feministim! Kadınlar da mastürbasyon yapar! Haaa bir de mahalle yanarken orospu saçını tararmış... Tarrraaağam nerde? Başka da bir şey söylemek istemiyorum.

Son olarak tekrar Sırrı Süreyya Önder’i özür dilemeye çağırıyorum ve sormak istiyorum: Orospular Sırrı Süreyya Önder’i neden desteklesin?

Etiketler:
İstihdam