12/05/2015 | Yazar: Hande Çayır

Uzun yıllar oy vermedim ben. Rakı sofralarında memleket kurtarılırken (!) yere doğru bakıp dudaklarımı ısıran’dım. Biricik ‘ben’in değerini bilmediğim yıllardı.

Oy ve Ötesi gönüllüsü olarak geçtiğimiz hafta sonu, ekiple birlikte eğitimdeydim. İstanbul dışındaki illerden ve yurt dışından katılımcılar / konuşmacılar vardı.
 
Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Sercan Çelebi, Oy ve Ötesi gözlemcisinin bilfiil oyuna sahip çıkmasının çok ama çok önemli olduğunu vurguladı. (7 Haziran 2015 genel seçimlerinde -sadece- üç oy yüzde 1 anlamına gelebiliyormuş!)
 
Ve orada, çocuğu olursa adını Müşahit koymak isteyenlerle tanıştım.
 
Bu şu demek: O kadar kendinden geçercesine umutla çalışılıyor ki... “Müşahit” olmuş içi dışı...
 
Temsil edildiğim yer olarak gördüm ben Oy ve Ötesi’ni. Keşke böyle bir parti olsa da oyumu ona versem...
 
Oy ve Ötesi
 
7 Haziran’da 120 bin Oy ve Ötesi gönüllüsü 45 şehirde* oyların yüzde 62’sini izleyecek. (Eğer şu anda bu yazıyı okuyorsanız ve yaşadığınız şehrin adı aşağıda yoksa Oy ve Ötesi ile iletişime geçip il sorumlusu olabilirsiniz.)
 
Oy ve Ötesi demokratik değerlere toplum olarak sahip çıkmak için var.
 
İlk adım; adil, güvenilir, şeffaf seçim.**
 
Misyonu; tarafsız, partiler üstü ve sivil seçim gözlemciliği.
 
Şu ana kadarki süreçte üçte iki oranında kadın destekçisi olmuş.
 
Bağımsızlık, doğruluk, şeffaflık, bütünleştiricilik, çalışkanlık, çözüm odaklılık, bilgi koruma, toplumun menfaatini gözetmek ve etik davranış, değerleri.
 
Bir oyla mı değişecek yani her şey?
 
Hiçbir şey değişmese bile senin hikâyen değişecek canikom.
 
Uzun yıllar oy vermedim ben. Rakı sofralarında memleket kurtarılırken (!) yere doğru bakıp dudaklarımı ısıran’dım. Biricik “ben”in değerini bilmediğim yıllardı. Sinek vızıltısı etkisinin azımsanmayacağını hatırlamadığım zamanlardı. “Bak işte bir tane de olsa onun, deniz kestanesinin (yıldızı mıydı?), hayatı kurtuldu işte”lerle alay ettiğim anlardı.
 
Çok arkadaşım var, inanmıyor bu sisteme, küflü politikacılara, seçim gününe, sonrasına...
 
Ben inanıyorum her birimizin gücüne. Bunun için yine sandık görevlisi oldum. Böylece kavganın içinde kalıyorum. O zaman bu, benim hikâyem oluyor. Seçim gününe dair anılarım, tecrübem birikiyor. O deneyimlerle şimdi daha zor bir bölgeye gideceğim. Ve bu iş böyle böyle ilerleyecek.
 
Yıllardır sergi açılışlarında “kendin çal kendin oyna” kadehleri tokuşturmuş bir Hande olarak o kadar kızgınım ki, çemberin dışında “marjinal” kalmaya / bırakılmaya hiç niyetim yok artık benim! Yazıyorum buraya ki yayılsın. Gideceğim ve oradaki 10 kişi, 100 kişi benim gibi bir kadının (artık neyi temsil ediyorsam) bu topraklarda yaşadığını ve hakkını aradığını / koruduğunu -en azından bunu- bir kez daha görecek. (Karşılaşmalar çok önemli, yani temas ederken öğrendiklerimiz ve sahada olanlar...)
 
Kendimi temsil edeceğim, sırf bedenimi oraya taşımak bile büyük şey. (Bedenler ne yazık ki ve iyi ki konuşuyor.) Sonra orada, suyumu nasıl paylaştığımı, kapıyı nasıl tuttuğumu, farklı da olsak birlikte nasıl tamamlandığımızı hissettiğimi / hissettirdiğimi bilecekler ve bana da -umarım yine, geçen seçimlerde olduğu gibi- kendi durdukları yeri gösterecekler. Kısacası 8-10 saatinizi hiç tanımadığınız ama belki de aslında çok iyi tanıdığınız insanlarla geçirmek i-na-nıl-maz bir deneyim! (Kültür turuna çıkmak gibi bir yandan...)
 
Oyların sandığa etkisi şeffaf olacak!
 
Oy ve Ötesi’nin hazırladığı seçim güvenliği T3 yazılımı var. (Uygulama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işlevselliğini kanıtladı. Bknz: CHP’nin Oy ve Ötesi tutanakları ile açtığı ilk seçim yolsuzluğu -Kâğıthane- davası) Sandık sayımı bitince, imzalı tutanak, Oy ve Ötesi gönüllüleri tarafından sisteme girilecek. Birbirinden bağımsız ve habersiz en az üç kişi aynı sonucu girdiğinde T3 bunu onaylayacak. Böylece, e-devlet projelerinden Sandık Sonuçları Paylaşım-Seçmen Kütüğü Sistemi (SEÇSİS) ile eş zamanlı rakamlar girildiğinde doğruluk karşılaştırması yapılabilecek.
 
‘Elimden geleni yapıyorum’
 
Sonuçlara etkisizliğini düşünüyorsan, gece, sandık görevlisi olduğun bütün o gün gözünün önünden geçerken “ben elimden geleni yaptım” demenin rahatlığıyla yatağa gireceksin. Senin gibi olanları bulacaksın orada ve onlar sana “biz” gibi hissettirecek; tabii olmayanları da göreceksin ve yapabilirsen o buzları kıracaksın, bir poğaçayı bölüp paylaşırken, yemek arasında, oluverecek bu mesela.
 
“Biz”in yanında olmadığımda, yatağımdan çıkmadığımda, yani “ben”le solo kaldığımda ve oy kullanmadığımda, sandık görevlisi olmadığımda, beni ilgilendiren kararlar alınırken lolipoplarımla oynadığımda daha iyi olmadı hiçbir şey. Aksine...***
 
Hem biz o gün, birlikte, şemmame oynadık, horon teptik, Kafkaslar’a uzandık ve sonra da şu şarkı çalmaya başladı: “Bu dünya ne sana, ne de bana kalmaz!”
 
Şaka sandık...
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra sandık görevlisi olarak deneyimlerimi paylaştığım “Şaka sandık” yazısı T24’teki ilk yazım benim. O günü yazıp paylaşınca hayat başkalaştı. “Eylem”ler hep buna sebep.
 
1 dakikalık “oy ver” videosu.
 
Oy ve Ötesi’ne kayıt olmak için:
 
- instagram/oyveotesi
 
Oyunu seven saysın!
 
Oy ve Ötesi’nden bir kısa, bir de uzun video, buyrun.
__________________________________
Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Uşak, Van, Yalova, Zonguldak.
*** Anladın sen onu.
 
Not: Bu da benim “seçim şarkım”, çok sesli, orkestra, demokrasi niyetine... Yanni, the storm.

Şu da olur, world dance


Etiketler:
İstihdam