29/08/2016 | Yazar: Tanju Tariz

Ebatlar üzerinden hareket edebilirsiniz. Bir de karanlık olduğu için gönül rahatlığı ile orayı burayı elleyin kızlar. Hiçbir şey kaybetmezsiniz.

Aşklarım merhabalar!

Orlando Bloom ve Biber’in fotoğrafları ortalığa düştü!

Bizde ne düştü? Yenikapı mitingine giden koltuk altı terleyen Kıvanç Tatlıtuğ. Ayol koltuk altın terleyene kadar çıkarsana üstündekini, altındakini. Sonuçta alan demokrasi meydanı. Benim de demokrasiden anladığım bu dersin…

(Yıldız buraya Kıvanç Tatlıtuğ’un lütfen o demokrasi mitinginden değil de koltuk altının terlemediği fotosunu koy.)

Ayol bu işte haber! KaosGL.org da görmedim bunu. Gazeteciler “tükürük” haber diyorlarmış. Ayol tükürük kötü bir şey mi? Eski Kaos GL’lilerden biri seferber olup, şirket kurup, 2002 yılında kayganlaştırıcıyı getirmeseydi neydi halimiz. Laçonun tükürüğüne hasret kalırdık. Neyse haberin kısası uzunu olmaz. Lubunya dediğin, elin saf laçosuna but similyasını putka diye yutturur ve kuir kolisiyle laçoyu mutlu eder.

Bu arada KaosGL.org’da bir seyler oluyor. O inn inn aşağıya kadar uzun uzun sayfalar, kazara yanlışlıkla KaosGL.org’dayken printera basarsanız bir A4 topu bitecek kadar uzun olan site biraz kısalmış. Ama magazin sayfasını da kaldırmışlar. Bende lubunya inadı var! Ne demek magazin yok! Ben yazarım ayol.

Hülya Avşar’ın kızı Zehra, (Hülya Avşar’ın kızı olmasa hiç birimizin umrunda olmayacağı için mecburen belirtiyorum. Ne zordur böyle bir şey! Ayol düşünsene, her daim kezban lubunyalar gibi annesiyle anılmak) İngiltere’de okuyacakmış. Ankaralılar rahat bir nefes alabilir. Hülya ve Zehra Ankara semalarında olmayacaklar.

Ayol neyse lubunyalar gullümü ve habbeyi sever. Koliyi daha çok severler ama ben derslerime geri dönüyorum.

Bu haftaki dersimiz, Türk sineması, 80’ler porno kuşağının lubunya yaşamına etkisi ve queer performanslar. Ayol dört tane de kaynakça gösterdim mi tamamdır. Al sana Kaos Q için deneme!

Neyse Kaos’a da madi koli at at nereye kadar!

Aşklarım, biliyorum hepiniz kırmızı halılarda yürümeye layıksınız ama sinemada bu işler, kırmızı halıların üstünde, neon lambaların altında, ön koltuklarda değil; karanlıkta, arka koltuklarda geçer. Ben ilk kez sinemaya gittiğimde, ayol dedim, bu karanlıkta kimse kimseyi görmüyor. Görmemek tek başına sorun değil, duymuyor, koklamıyor da… Sinemanın her yerini saran cici kokusu… Doğal olarak o kadar cicinin içinde halen seks yapmak istiyorsanız, bu yazıyı okumaya devam edebilirsiniz.

Ayol lubunya azmi diye bir şey var! İçinizdeki lubunyaya güvenin. Evet bir süre sonra, takriben bir beş dakikadan sonra o kokuyu almamaya başlıyorsunuz. Sonra gözleriniz bir dişi ceylan edasıyla olmasa da bir yarasa gibi karanlığa alışıyor. Ama tabii net göremiyorsunuz gene. Ebatlar üzerinden hareket edebilirsiniz. Bir de karanlık olduğu için gönül rahatlığı ile orayı burayı elleyin kızlar. Hiçbir şey kaybetmezsiniz.

Bu arada, sinemada karanlıkta kokularla anlaşıyorsunuz. Yeni sürüm trans karıştırıcılar bilmez ama sinemada laçoları etkilemek istiyorsanız, “dişil” kokuları tercih edeceksiniz. (Yıldız Dar, editör olarak müdahale etti, bayan parfümü olmazmış) Sonra, yüzünüzü sıfır numara traş edin, pürüzsüz olsun (neymiş sinekkaydı dersek, hayvan aktivistleri ayağa kalkarmış, ayol bu sinek kayar da düşer de! KaosGL.org’un ikinci editörü Gözde pek hassas mı bu konuda, anlamadım sineklerle ne alıp veremediği var) Sonra öyle bir stratejik yere oturmalısınız ki bütün sinemada ne olup bitiyor göreseniz. Sinemaya aradan sonra girdiyseniz zaten herkes stratejik mevkileri kapmıştır (Kaos GL antimilitaristmiş neymiş stratejik mevkii dememek lazımmış, iyi bokun soyu diyecektim, demedim ağırlığı koydum, o kadar değil dedim) Kazara sinemanın ilk gününde lubunya madiliği ile karşılaşmanızı istemem. Ayol, bu kısım olmadı! Yeniden yazıyorum!

Sinemaya tek başınıza gitmeyin. Mutlaka o sinemanın müdavimlerinden biri ile gidin. 

Gidin ki, o sinemada kim kimdir size bir güzel anlatsın, böylece kim lubunya, kim laço kendiniz test etmek zorunda kalmayın. Gidip de en zırıl lubunyanın gullümüne size süpet yaptırarak madilik yapmasına izin vermemiş olursunuz.

Gidin ki, sinema görevlisi ile tanışma fırsatı bulun, böylece sinema çalışanları da size madilik yapamaz. Ben ilk kez gittiğimde çok zengin, holding sahibi bir beyefendi götürdü. Sinemaya gittim, ışıklar yandı. Biz nerede kim var, hangi yakışıklı nerede oturuyor görme imkanı bulduk. Haa bunun için öyle bol belde alıkmanıza gerek yok. Şeb belde yeter.

Ha ışıklar açıldığında, oradaki gizli pasifler dahil herkes bir toplanır ve koliler bozulur. Böylece sizin yarım kalan kolilerden birine devam etme şansınız olur. Ama gene de madi bir lubunyanın kolisine alıkırsınız vs. bir daha o sinema size dar olur.

Ay lubunyalığımı sonuna kadar yaşayacağım diyorsanız mutlaka ama mutlaka traş olup, güzel bir koku sıkın. Kalitenizi belli edin. Ha yanınızda her daim taşıdığınız kondomunuzun yanına mutlaka bir ıslak mendil ve selpak almayı unutmayın.

Kızlar yazının başında alıktığım gibi, sinema pis bir yer. Ben giderken parfüm şişesine biraz domestos koyup çıkıyorum. Domes ruhluyum o ayrı konu. Ama domestosla oturacağım yeri hijenik hale getirmeden oturamıyorum ne yapayım? Oturmak demişken, sinemada koli zor olur. Süpet, lapuş alıkabilirsiniz ama arsız her yerde arsızdır illa da koli diyorsanız, film arasını iyi ayarlayıp tuvalete gitmeniz gerekiyor. Orası da artık dar mekan, sınırlı olanaklarla elinizden geleni ardınıza koymayın.

Malum ben eskilerdenim. Lubunya hamamları varken, haftanın 3 günü tatüden çıkmadığım için sinema kültürüne pek yetişemedim, kulaktan dolma bilgilerimle sadece bunları yazabiliyorum. Başınıza bir madilik gelirse benden değil kendi alıklığınızdandır!

Herkese but similyalı cicilikler!

Nudist Tanju tar’iz!

Yıldız alığı! Yazıma bol mayolu manti fotosu koy! Emailimi ve facebook linkimi paylaş. Bu notu da sil!

Editör notu: Yazarımızın yazılarına müdahale ettiğimizde ‘sansürcüsünüz’ diye 17 sayfalık mail attığı için yazılarına notlar da dahil dokunmuyoruz. Yazarımız Tanju Tar’iz’e ulaşmak isterseniz gmail adresi: tanjutariz@gmail.com Facebook adresi için tıklayın.


Etiketler:
İstihdam