16/08/2019 | Yazar: Defne Güzel

Elinde bir neşter tutuyorsun. Sen konuştukça elindeki neşter bedenimi kesip biçiyor. Nasıl olsun istersin?

Neden mi bağırıyorum?

Elinde bir neşter tutuyorsun. Sen konuştukça elindeki neşter bedenimi kesip biçiyor. Nasıl olsun istersin? Hadi bana bir peruk tak. Susuz ver haplarımı. Memelerimi kes. Vajinamın üstüne bir penis tak. Senin imzan da böyle olsun. Bir farkın olsun. Anlasınlar bedenimin üzerinden senin sözlerinin geçtiğini. Çünkü çok önemlisin. Sözlerin çok önemli. Sen olmasaydın ne yapardım? Bir travesti olarak ahlaklı akademik desteğine çok şey borçluyum.

Neden mi bağırıyorum?

Tepeden sesleniyorsun çünkü bana. Sesimi anca duyurabiliyorum kusura bakma. Senin kadar beyaz ve kırılgan olamıyorum ama sakinleşmek adına çok iyi bildiğin sinsi bir anlaşmayı yapabiliriz istersen. Gücüne gitmezse hadi kalk, yer değiştirelim. Ben sıvazlayayım senin sırtını. Ben dayanışayım seninle. Sana kadınlık bahşedeyim benim statümü sarsmadığın müddetçe.

Bahşedemem doğru, özür dilerim. Yapma kadınım ben. Sök-tak trans. Rezilim, arkadan veriyorum, orospuluk yapıyorum, BDSM ilişkiler yaşıyorum. Anne karnında da birtakım avantajlarım vardı zaten. Disforilerim, sözüm, bir zamanlar trans bir ergen -yani olayın öznesi- oluşum hiç önemli değil.

Buraya sen gelmek istedin. Transların dünyasında işler böyle dönmüyor dersem yalan olur. Hak verirsin ki patriyarkaya, pezevenge, erkeklere, devlete bağırmakla geçiyor ömrüm. Sen onlarla bir sayılmazsın. Her sözün bir elektroşok etkisi yarattı, transları çıldırttı, tetikledi diye sana öfkelensem de bağıramam. Sonuçta sen akademinin ve bilimin pek mükemmel neferisin. Yalamak istiyorum beynini. Eline bir eldiven tak ve tiksintini gizlemeye çalışarak trans başımı sev şimdi.

İllüstrasyon: Kirsten Ulve

Neden mi bağırıyorum?

Farkında bile değilsin. Umrunda bile değil. Tek düşündüğün kendinsin. Öz eleştiri vermiyor, iftira atıyorsun. Dikkat çekmeye, tek söz olmaya, beni benden daha çok bilmeye çalışıyorsun. Sözde yapıcısın ama başkalarının emeklerinin içine ediyorsun. Elinde bir sopa önüne ne gelirse, kim gelirse sopalıyorsun. Bir travestiye beş sopa vurmak sopa başına elli sevaptan iki yüz elli sevap puanı eder. Hadi yine iyisin. Feminizm altında yer aldığımız için kelle başına sirkaf beldesi de verirsek senden şugarı olmaz annii. Ne söylenirse küçümsüyorsun, itibarsızlaştırıyorsun. Ön yargıların var, yenememişsin, fobiksin, kabul etmiyorsun.

Sen buna bağırmak diyorsan evet, bağırıyorum.

Ben yirmi dört yaşında çalışan, okuyan, hayata dahil olmaya çalışan, hayallerini yaşamaya çalışan bir trans kadınım. Kimse kusura bakmasın kapı gibi de var olan cis ayrıcalığını hiç yaşamadım. Hiç erkek olmadım. Hiç erkeklikle barışmadım. Gayet öz, biyolojik, hormonal, kromozomal, ifadesel, kimliksel... Her kadınım. Merkezin dışındayım, merkezin etkilediğiyim, merkezim. Sadesinden şatafatlısına olmadığım yok.

Sen buna bağırmak diyorsan evet, bağırıyorum.

Tartışma iftiralarla iyice değerini yitirmişken malum dilden konuşayım. Işıkları kapatalım, derneklerin üzerine dök kokoyu, fon parasını kıvırıp onunla çekelim. Bütün bu olanlardan sonra tek bir arzu uyanıyor içimde; soyunma arzusu. O yüzden soyunayım sonra. Çırılçıplak kalayım. İstiyorum ki kafamız bir milyon doya doya ye beni. Sev, öp, kes, sik... Hatta her gidip gelişinde "TERF TERF" diye ses çıksın. Yeter ki sonra sus. Ne yapmam gerektiğini, neyin doğru, neyin bilimsel, neyin yanlış olduğunu söyleme. Biraz rahat bırak beni. Sırf bu yüzden soyunmak istiyorum. Zaten içten içe deli divane olduğun en azından bir trans bedenine maruz bırakmak istiyorum seni. Gerçi sonra ne diyeceğini de biliyorum; AHLAKSIZ DÖNME SOYUNDU!

Sen buna bağırmak diyorsan evet, bağırıyorum.

Bağırıyorum çünkü her gün ailem didikliyor bedenimi. -Bu çocuk neden böyle?

Koliler didikliyor bedenimi. -Oh ne güzel bacaklar, ah ne çirkin sakallar.

İş yerinde patron, müşteri didikliyor. -Teşekkürler Mert BEY. Bu arada aklınızda bulunsun, siz kadın değilsiniz.

Tanışma uygulamalarında didikleniyor bedenim. -Kıllı mısın? Jartiyer giyiyor musun? Hem HIV+ hem travesti misin? Kaçııın.

Boş zamanlarında arkadaşlar didikliyor. -Hormona başla. Biz kız kıza oturuyoruz sen naşla.

Trans deneyimi olmayan kadınlar didikliyor sonra. -Kendine gel, haddini bil, benden bile güzelsin, dur sana öğreteyim.

İlkokul, lise, üniversite... Hem öğretmeni, hem öğrencisi... -Oğlum tıroya bakın lan ahahaha!

Bağırıyorum çünkü sokakta gözler, sözler, taciz... Sosyal medyada Öznur, Zeynep bilmem kim.

Evet bağırıyorum.

Bağıra bağıra söylüyorum. İçten içe küçümsediğin o translar çatır çatır öğretecek sana feminizmi. Hem sokakta karşına çıkacak, hem akademide, hem bakkalda hem çakkalda. Sana neyi yanlış yaptığını sana rağmen anlatacak. Göreceksin, dinleyeceksin, yüzün kızaracak, sıcak basacak, eteğinin ucunu sallayarak yelleyeceksin kendini, kendini tuvalete kilitleyeceksin, yorganı başına çekeceksin, özeleştiri verecek, değişecek ve dönüşeceksin. Tarih seni unutmayacak.

Bağıra bağıra söylüyorum rahat rahat sindir;

Trans kadınlar biyolojik kadındır.

Trans kadınlar kromozomal cinsiyetleri açısından kadındır.

Trans kadınlar doğuştan kadındır.

Trans kadınlardan hoşlanmak kadınlardan hoşlanmaktır.

TRANS KADINLAR KADINDIR!


Etiketler: yaşam
İstihdam