19/01/2010 | Yazar: Serdar Acar

Kırık dökük yaşanmış olabilir. Ya da yükseklerden düşmüş de olabilirim. Yaşadıklarım ve yaşayacaklarım her gün kapıma gelip hesap da sorabilir.

Kırık dökük yaşanmış olabilir. Ya da yükseklerden düşmüş de olabilirim. Yaşadıklarım ve yaşayacaklarım her gün kapıma gelip hesap da sorabilir. Her gün karşılaştığım insanların gözlerinde aradığım merhamet de olabilir. Keşke diye başlayan her cümlem de senin adın da geçebilir. Son kez diye başladıklarım ve son kez olanlarımdan da olabilirsin. Kimsenin hangi yöne gittiğini bilmeden geçen bir hayatım da olabilir. Elbet bir gün bir yerde karşılaşabiliriz. Hüngür hüngür de ağlayabilirsin ya da ağlayabilirim. Bunların hepsi bana bir gün komik de gelecek.

Anlatırken ağlamadan sadece gülerek konuşacağım. Defalarca başka başka insanların ellerini tutacak ellerim. Sen bilmeyeceksin. Sadece hayal olarak kalacak ellerim ve ellerin. Duvarlarımdaki resimlerinin yerine siyah beyaz çizgiler yerleştireceğim. Kalbimi yormadan ve incitmeden yaşayacağım. Her şeyi küçüklüğüme verip ortadan kaybolacağım. Arkama bile bakmadan ''beklerim'' deyip geçeceğim. Hiçbir zaman bekleyeceğim olmadan yapacağım. Çok yürüyüp az yol alacağım. Bilerek ve isteyerek bunu yapacağım.

Binlerce kez mevsimler değişecek ama sendeki izim hiç değişmeyecek bileceksin ve buna göre hayatını değiştireceğim. Savrulup başka kıyılarda kendimi bulacağım. Beyaz papatyalarla dolu bir ova da yapayalnız koşacağım. Otobanlara çıkıp bedenimdeki bütün dokunuşlarını başka dokunuşlara karıştıracağım. Tekrar geldiğinde beni tanımaman için yapacağım bunları. Özgürlük için savaştığım birçok şeyden daha çok şey olacaksın. Sonra sürgün edilmiş bir ülke misali hiçbir toprakta yaşayamayacaksın.

Ben şu an hangi şehrin hangi semtinde ve hangi evinde geçmişimi düşünüyorum bilemeyeceksin. Kapına gelen postacıdan alacaksın son sözlerimi. O son sözlerdir ki durduğun yerde yıkılacaksın. O son sözlerdir ki beni sana anlatacağım. Bilmediğin her şeyi dudaklarına ve gözlerine bağışlayıp çekip gideceğim. En büyük hediyem o küçük anlamsız, kara yazıları olan kâğıt parçası olacak. Sonrasını düşünme hiç! Çünkü hayatının sonu her zaman olduğu gibi benim yanım olacak...


Etiketler:
nefret