22/04/2011 | Yazar: Cenk Erdem

1996 yılında Drew Barrymore’ın açtığı telefondan beri, yine çaldığında tedirginlik yaratacak bir telefonla herhangi bir açılış sahnesi 15 yıldan aradan sonra Scream 4 ile

1996 yılında Drew Barrymore’ın açtığı telefondan beri, yine çaldığında tedirginlik yaratacak bir telefonla herhangi bir açılış sahnesi 15 yıldan aradan sonra Scream 4 ile ancak bu kadar iyi olabilirdi.

71 yaşındaki korku ustası Wes Craven’ın, filmin açılışında çok kolay burun kıvrılacak klişeler koyduğu ilk sahneler yine soğuk duş etkisi yaratacak sürprizlerle daha en başından bu türü sevenleri kavrayacak şekilde başlıyor.
 
1978 yapımı Halloween’de, Jamie Lee Curtis’in Laurie Strode karakteri ile başlayan çığlık kraliçesi unvanını 1996 yılında Scream ile elinden alan Neve Campbell, Sidney Prescott karakteri ile Woodsboro’ya geri dönüyor. Her ne kadar kurban rolünü kabul ederek yol almış, kendini yeniden yaratmaya yönelik kitabıyla ünlenmiş ve spiritüel adımlar atan bir genç kadın olarak karşımıza çıksa da, 4. filmde de yine savaşçı bir karaktere dönüşüyor…
 
Teen-slasher türüne elinde bıçakla kovalayan psikopat katili ve genç kurbanlarıyla yine sadık kalsa da film alt metinleriyle ve katilin ortaya çıkışından itibaren çarpıcı oyunculuğuyla filmi sıradan bir adam doğramaca olmaktan kurtarıyor. 80’li yılların korku filmleriyle ve klişeleriyle alay ederek, film içinde film sürprizleri yapan Scream serilerinin bu dördüncü filmi bu kez kesip biçmekle kalmıyor son derece zekice son günlerde yaşanan sosyal medya histerisini eleştiriyor. Filmdeki sosyal mesaj bir yana Jill karakteriyle, Emma Roberts’a ayrıca 10 üzerinden 10 puan, Neve Campbell’a ise rolü yine çok yakışıyor.
Twitter, Facebook, Blog gibi günlük hayatın içine çok yoğun bir şekilde giren ve neredeyse herkeste manasız bir şöhret illüzyonu yaratan yeni iletişim biçimleriyle, hayatta kalmanın kuralları değişiyor. 80’li yılların korku filmlerinde bakire kız kurtuluyor ve filmlerin neredeyse hepsi cinselliği, uyuşturucu kullanan gençleri ve sevişen her çifti cezalandırıyordu. Scream serileri türü bu durumun altını çizerek eleştiren bir tavırla ortaya çıkmıştı.
 
Scream 4’te ise yeni kurallarla hayatta kalmak için şöhret ve popülerlik gerekiyor. Filmde katilin “Arkadaşlara ihtiyacım yok, hayranlara ihtiyacım var” cümlesiyle birlikte değişen değerlere parlak göndermeler yapılıyor. Çünkü değişen denge ile artık neredeyse üniversiteye gitmeye ve başarmaya hiç ihtiyaç yok, ihtiyacımız olan popüler olmak. İnsanlar nitelikleriyle bir yerlere gelmiyorlar, popüler olmayı başaran yırtıyor, ister donanımlı olsun, ister olmasın… Filmde de şöhret kurtarıyor. Mahremiyetin sınırlarının kaybolduğu, yasların bile twit’lendiği bir dönemde, para ve şöhret acımasız birer katil oluyor… Çünkü bu ikisine sahip değilseniz bir hayatınız da olmuyor…
 
Kevin Williamson’ın yepyeni senaryosu ile tıpkı ilk filmdeki kadar sürprizlerle karşımıza çıktığını, birkaç karakter üzerinde yanıltıcı şüpheler yaratarak gerçek katili izleyen herkes için daha güçlü hale getirdiğini söyleyebilirim. Filmdeki Halloween, Michael Myers, 13. Cuma ve Elm Sokağı göndermeleri ayrıca türü sevenler için keyifli bir nostalji değeri yaratıyor. Filmde bu türün başlangıcının, Michael Powell filmi Röntgenci (Peeping Tom) olduğu bilgisi de veriliyor ama hâlâ bazı sinema yazarlarına göre ve bana kalırsa tam manasıyla bu türün ilk filmi 1974 yapımı Black Christmas’tır. Filmde hikayenin çözüldüğü ve izleyiciyi şoke eden anlarda, katilin oyunculuğu bana “Single White Female” filmindeki Jennifer Jason Leigh performansını hatırlattı. Katil bugüne kadar gördüğüm en psikopat katil ve bir korku filmi ancak bu kadar iyi bir karakter geliştirebilirdi. Bu yüzden bazı sinema yazarlarının bu türün nasıl bir sinema olduğunu bildiği halde, “anlamsız ve gereksiz şiddet” var, yorumunu anlamsız ve gereksiz buluyorum. Nitekim Atilla Dorsay, “Artık bu filmleri sevmiyorum ve izlemek istemiyorum” demiş, koskoca bir filmde hiçbir okuma yapmadan, olduğu gibi filmi yazan, türe sempatisi olduğunu söyleyip, kof bir film diyen Atilla Dorsay’ın yaşı için elbette Scream 4’ün oldukça şiddetli sahneleri var diyebiliriz ancak Scream 4, dördüncü film olarak bundan daha iyi olamazdı…
 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam