19/03/2009 | Yazar: Mert Acar

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı, Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe'ye Açık Mektuptur. İzmir'den Mert Acar yazdı.

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı, Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe'ye Açık Mektuptur.
İzmir'den Mert Acar yazdı.

18.03.2009 tarihinde http://www.sicakgundem.com/haberdetay.asp?ID=2525 linki yayınlanan Sıcak Gündem Haber Portalına konuşan Dr. Keçe ezbercilik yaptı.
 
Bir sosyal bilimcinin, ülkemizde ender bulanan bir uzmanlık dalında hizmet veren, Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe'nin eşcinsellere karşı gizliden beslediği homofobiyi okudum. Üzücü. Akla gelen sorularıysa bu açık mektupla paylaşmak isterim.
 
"Ancak eşcinselliğin doğal bir eğilim ve normal bir durum olduğunun ilan edilmesine, yaygınlaştırılması ve ya özendirilmesi çabalarına, topluma bir model veya üçüncü bir cinsiyet olarak sunulmasına karşıyız. Bu bağlamda medyaya, cinsel terapistlere ve hekimlerimize görevler düşmektedir.*’ diyor, Dr. Keçe. Eşcinselliğin özendirilirliği derken acaba Dr. Bey neyi kast ediyor olabilir? Hâlbuki öncü medya elinden geldiğince sık "vurun kahpe"ye demektedir, eşcinseller için. Anayasa Komisyon Başkanının "bunlar" diye hitap ettiği, işaret zamiriyle adlandırılan, toplum gözünde ahlaksızlar sürüsü haline getirilen biz değil miyiz ki, siz kendinize bir takım misyonlar edinmişsiniz?
 
Eşcinselliğin nedenleri nelerdir, denince insanlık tarihinde yanıtı henüz saptanamamış bir soru sormuş olursunuz. Ama Dr. Keçe ard arda sıralayıveriyor. Eşcinsel olmasam ya da başıma aşağıda sayılanlardan biri gelmiş olsa hak verebilirdim. Öylesine körü körüne inanmış, bağlanmış ki Cem Bey, sanki anlatmamış, yaşamış.
 
‘Eşcinselliğin çoğunlukla zor ve acı dolu bir sürecin sonunda oluşan bir durum olduğuna dikkat çeken CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; ‘Eşcinselliğin nedenlerini anlamamız çok önemlidir. Çünkü önemli olan yaygınlaşmasının önlenmesidir. Eşcinselliğin nedenleri şunlardır: Genetik yatkınlık, hormonsal bozukluklar, çocukluk döneminde şiddete maruz kalmak, tacize ve tecavüze uğramak, çocuklukta karşı cinsle ilgili yaşanmış kötü bir deneyim, ciddi aile sorunları, aşırı otoriter bir babanın varlığı, baba veya figürlerinin çocuğun hayatında olmaması, aşırı duygusal veya içine kapalı bir yapıya sahip olunması, erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus veya disparoni gibi cinsel işlev bozuklukları nedeniyle yaşanan başarısız ve aşırı sorunlu cinsel deneyimler, yanlış yetiştirilme yani erkek çocukların kız gibi, kız çocuklarında erkek gibi yetiştirilmesi, ebeveynler başta olmak üzere yakın çevrede eşcinsel eğilimleri olan kişi veya kişilerin modellenmesi, örnek alınması, kızların daha yumuşak tavırları olan erkekleri, erkeklerin ise daha erkeksi tavırları olan kızları aralarına alma eğilimleri, yazılı ve görsel medyanın eşcinselliği özendirici yayınları vb.’* dedi.’
 
Mevcut medyamız zaten olağanca homofobik davranırken siz medyadan özendiriciliğe karşı bir yardım bekliyorsunuz? Size yetersiz geliyor yani medyanın eşcinsel tiksindiriciliğiyle ilgili verdiği alt metin? Kim dışlanmış, itilip kakılmış, tarihi boyunca hor görülmüş, Nazi Almanya'sında bile Yahudilerden daha değersiz görülmüş bir kitleye özenir ki? Kim hemcinsine âşık oluyor diye taciz ediliyor, dövülüyor, öldürülüyor, katlediliyor? Eşcinsellik için "Çünkü önemli olan yaygınlaşmasının önlenmesidir" buyurmaktadır, Dr. Keçe. Bulaşıcı bir şeymiş gibi böyle ifade ediyor derdini. Ama benim kafam karıştı. Cem Bey, özendim de mi gey oldum yoksa bulaştı da mı? Ya da verdiğiniz listede sayılı olan unsurlardan bir ve/veya birkaçı mı beni gey yaptı?
 
‘Ülkemizde yeterli terapist yok’, başlığı altında bile "eşcinsel ALT kültürüne saygılı*" diyerek, ötekileştiriliyoruz Dr. KEÇE menşeiyle.
 
"…eşcinsel hasta(!) AIDS hakkında bilgilendirilmelidir’* önerisini nasıl bir cinsel terapiste başvurulmalıdır başlığı altında veren Cem Bey'e bir soru daha! Heteroseksüel bireylerin AIDS hakkında bilgilendirilmeye ihtiyacı yok mu ki; siz ‘…eşcinsel hasta(!) AIDS hakkında bilgilendirilmelidir’* diyorsunuz? Röportajınızda eşcinsellikle ilgili mitlerden bahsederken alt metinde insanların eşcinseller "potansiyel HIV(+)’tir" anlayışını empoze ediyorsunuz. Böylelikle HIV+ bireylere de öteki dediğinizin farkında mısınız acaba? Muhakkak benden çok daha iyi bilirsiniz ki HIV+'ler hastalığın etkisi olarak hormonal bakımdan birçok sıkıntı yaşar.
Hormon düzensizlikleri, onları çok daha kırılgan yapar. Siz alttan altta AIDS’i ürkünçleştirerek HIV+ bireyleri toplum içinde izolasyona itiyorsunuz! Mevcut ruhsal durumları ya da siz ve gibiler fişeklidir ki; bu bireyler toplumdan soyutlanmakta, sosyal konumlarını kaybetmekteler. En iyi ihtimalle, o cümleyle "AIDS, eşcinsel bireyler arasında daha yaygındır" demiş bulunuyorsunuz.
 
Eşcinsellik ve AIDS başlığı altındaysa "AIDS'in ilk ortaya çıktığı yıllarda teşhis konan hastaların çoğu eşcinseldi." cümlesini araya katarak kendi kafanızda ve AIDS hakkında pek de iyi bilgi sahibi olmayan insanların kafasındaki miti besliyorsunuz. Evet, önceleri AIDS vakaları eşcinseller arasında heteroseksüellere nazaran daha yüksekti ve fakat bilinen şöyledir "HIV’in maymunlarda oluştuğu ve HIV taşıyan bir maymunla seksüel temas kuran zoofilik bir Afrikalının insanoğluna aktardığıdır." Neden, insanların artık bir parça uzaklaşabildikleri bu miti tetikler ifadelerde bulunuyorsunuz?
 
Uzmanlığınızdan sual olunur mu, bilemem fakat yeryüzündeki ve ülkemizdeki HIV+ insanların büyük bir kısmı inceden inceye ifade ettiğiniz gibi eşcinsel bireylerden değil heteroseksüel bireylerdir.
 
Siz, "Mesele sınırların aşılması sorunudur. Mesele topluma ve gençlerimize kötü örnek olacak şekilde eşcinsel yaşantının gözler önünde sergilenmesidir."* diyerek eşcinselliği bir sorun gibi addetmişken, haddimizi bilmemizi, kimliklerimizi dört duvar arasında yaşamayı bizlere öğütlerken, insan olmamızdan doğan haklarımızı hiçe sayarken, sizin söylediklerinizi nasıl ciddiye alabiliriz?
 
Merakla bilmek istediğim şudur ki; sicakgundem.com haber sitesinde yayınlanan bu yazıyla siz, ‘Eşcinsellik Anketiniz’in mi, Derneğinizin mi, kişisel web sayfanızın mı yoksa "Vajinismus'un Üstesinden Gelmek" adlı, ‘seçkin kitapçılardan edinebileceğimiz’ kitabınızın mı reklamını yapmaya çabalıyorsunuz?
 
-Cinsel Bilgilendirme
-Ruhsal Bilgilendirme
-Sorularınız ve Yanıtları
-Vajinismus
-Erken Boşalma
-İktidrasızlık         < (aynı sitede yazıldığı gibi kopyalanmıştır)
-Makaleler
-Psikoterapi
-Evlilik Terapisi
-Hipnoterapi ve Hipnoz** gibi hizmetler veren kurumuzda hiç bulunmadım ama kurumunuz web sitesinde neyi tıklasam drcemkece.com'a yönlendiriliyorum. Merak ediyorum, orası bir dernek mi? Enstitü mü? Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği- enstitü ve dernek kombinini, garipsedim. Bir parça da şüphemi cezbetti açıkçası.
 
Yoksa sizin bir kaç uzman arkadaşlarınızla birlikte ücrete mukabil hizmet verdiğiniz muayene ya da klinik mi?
 
Siz meslektaşınız Dr. Dümen'e çemkirerek, üzerinden prim yapma ve şöhret bakımından günümüzün H. Dümen'i olma çabasında mısınız?***
 
Kalıplaştı artık ama bunu söylemeden geçemeyeceğim. Eşcinsellik oranı ya da eşcinsel sayısı artmış değildir. LGBTT Haklarını gözeten sivil toplum örgütlerinin, sosyal sorumluluk projeleriyle ve muhakkak ki iletişim kanallarının etkinliğinin artmasıyla toplumdaki eşcinsellerin görünürlüğü, bilinirliği artmıştır!
 
Umarım ben, sizi yanlış anlamış bir okuyucuyum. Umarım bu yanlış anlaşılmayı açıklayabilirsiniz.
 
* http://www.sicakgundem.com/haberdetay.asp?ID=2525
** http://www.cinseltip.org/
*** http://www.cinseltip.org/basin13.html 


Etiketler: insan hakları, sağlık
nefret