04/08/2010 | Yazar: KAOS GL

Taraf gazetesi yazarı Hilal Kaplan Aileden Sorumlu Bakan Aliye Kavaf’ın ‘Eşcinsellik hastalıktır’ sözlerine köşesinden destek vermiş ve eşcinselliğin dini a&cc

Taraf gazetesi yazarı Hilal Kaplan Aileden Sorumlu Bakan Aliye Kavaf’ın ‘Eşcinsellik hastalıktır’ sözlerine köşesinden destek vermiş ve eşcinselliğin dini açıdan sakıncalı yani ‘günah’ olduğunu söylemişti. Bakan Kavaf bu üstün performasından ötürü Hormonlu Domates Ödülleri’nin en büyüğünü kapmıştı. Olay unutulmaya yüz tutmuşken bu kez yine Taraf’ta, bu sefer dışarıdan yazılara açık alan herTaraf köşesinde yine eşcinselliğin günah olduğuna dair bir yazı yayımlandı. Yazıyı kaleme kişi Murat Kapkıner. Yazının başlığı ise irkiltici: ‘Eşcinsellik günahtan daha fazla bir şeydir’
 
Kapkıner’in yazısı için Taraf’ın spota aldığı kısımda Kapkıner’in ilk hatasını görüyoruz. Kapkıner Bakan Kavaf’ı ‘Bayan Kavaf’ olarak nitelendiriyor. Bu Kapkıner’in yazısı içindeki tolore edilebilir en küçük hatası. Daha kocamanları ise sırada. Kapkıner’in yazısından bazı alıntılarla  devam edelim: ‘Her hastalık günah değildir ama kimi hastalıklar günahtan daha fazlasıdır. Bu durumda artık günahtan değil, ileri derece, uzmanların konuşabileceği bir hastalıktan bahsedilir.’ Kapkıner burada asıl meramını hemen ortaya koyuyor. Kavaf’ın ve Kaplan’ın fikirlerini birleştirip eşcinselliği ‘günahın boyutlarını da aşan bir hastalık’ gibi garip bir formüle oturtan Kapkıner ilerleyen satırlarda ‘insanın yaradılışında olan-olmayan’ ayrımı yaparak ayrımcılığın boyutunu iyice derinleştirmeye gayret ediyor.
 
Yazıdan alıntılarla devam edelim: ‘.. bir müslümanın eşcinselliğe günah ya da sevap diyebilmesi için o fiili anlaması, bilmesi gerekir. Ki yaratılışı bozulmamış değil mümin hiçbir insan bu fiili esasen anlamaz, bilmez. Biliyorum, anlıyorum dediği anda, o anomaliden kendisinde de kısmen var olduğunu çıkarırız. Ve çıkarsama hiç de sağlıksız değildir. Bir felsefî sonuçtur. Yaratılışı bozulmamış insan, anlamak bir yana ilkin tiksinti duyar.’ Kapkıner bu sefer de saf mümin metaforundan yola çıkarak bir çağrıda bulunuyor, onların eşcinselliği anlayamayacağını ve üstüne tiksinti duyacağını söylüyor. Kapkıner’in yukarıdaki sözleri ile bu ifadelerini bağlarsak ‘müminlerin anlayamayacağı tiksinti duyulması gereken günahtan öte bir hastalık’ olarak eşcinselliği tanımladığını görüyoruz. İlerleyen satırlarda ‘sapkınlık’ ifadesini de sözleri arasında geçiren böylece bütün ayrımcı, dışlayıcı (ve hatta nefret uyandırıcı) sözleri kullanmış oluyor.
 
Kapkıner, ‘eşcinselliğe salt ‘günah’ derseniz, zinakâr ama sağlıklı insana hakaret etmiş olursunuz ‘ diyerek de eşcinselliğin ‘zinadan bile daha beter’ bir şey olduğunu anlatmaya çalışırken kendi deyimiyle ‘afif erkek ve afife kadınlar’ın da bu ‘günah’ tanımlaması içerisine alınması halinde ‘aşağılanacaklarını’ söylüyor. Kapkıner’e göre ‘afif erkekler ve afif kadınlar’ eşcinsellerden daha değerlidir ve yanlış tanımlamalarla aşağılanmayı hak etmemektedirler çünkü onlar sağlıklı insanlardır. Kapkıner’in sağlıklı insan müslüman insandır gizil anlamını içeren bu sözleri ile daima bir etiketleme ve kategorize etme sevdasını açıkça görebiliyoruz.
Kapkıner yazısının sonunda ‘eşcinsellik bir ‘tercih’ değil olsa olsa bir zorunluluktur. Sağlıklı insanlar doğal ilişkilerini tercih etmemişlerdir. Ona zorunludurlar. Siz söz konusu fiile ‘tercih’ derseniz bu zorunlu ilişkideki geri kalan herkese de fiillerini tercih etmiş olduklarını söylemiş olursunuz ki bu absürddür. Bu açıdan da iş günahtan ziyade hastalığa yakındır.’ diyerek eşcinsellerin genel varoluşa aykırı olmakla birlikte bir zorunluluk içerisinde ‘böyle davranmaya mecbur kaldıklarını’ anlatmaya çalışmaktadır. Kapkıner daha bu satırların mürekkebi kurumadan ‘Bu yazı eşcinselleri aşağılamak, onları dışlamak için yazılmamış, aksine onlar için ne yapılabiliri tartışmıştır. Onları kendi doğuştanlıklarına tekrar kavuşturmanın yolları ne olabilir sorusuna yanıt aramıştır.’ diyerek eşcinselleri ‘ikna etmeye’ çalışmanın tek derdi olduğunu yazmaktadır.
 
Yazı böyle bitiyor. Kapkıner bir İslam alimi edasında yazdığı yazıda yer yer çelişiyor. Önce günahtan da öte diyor sonra günah değil hastalık diyor. Önce bir zorunluluktur diyor sonra hayır bu zorunluluk olsa bile yaradılışa aykırıdır bu da hastalıktır diyor. Kısacası Kapkıner kafası hayli karışık, analiz yapayım derken sık sık nefret ve ayrımcı söylemler içeren cümlelerle bezeli bir yazı yazmış. İslami kesimin üniversiteye girmek isteyen türbanlı öğrenciler için okulun girişinde kurdurduğu ‘ikna odaları’ yüzünden adeta afaroz ettiği Nur Serter’in muhteşem(!) formülünü eşcinsellere hakaret ederek, aşağılayarak ve bunun gibi bir sürü ayrımcı ve dışlayıcı ifade kullanarak eşcinsellere de başka bir şekilde önermesi gayri ciddidir, aymazlıktır, körlüktür.
 
Taraf gazetesinin içeriğinde dogmatik, ayrımcı, dışlayıcı ve nefret uyandırıcı cümleler bulunan bir yazıyı yayımlaması da eleştirilmesi gereken bir husustur. Daima demokrasiden dem vuran bir gazetenin kişilerin hassasiyetlerini, kararlarını, yaşam biçimlerini aşağılayan bir dili kullanan bir kişinin yazısını yayımlaması gazetenin demokratik olgunluk seviyesinin de sadece bazı alanlar ve bazı insanlar için geçerli olduğu algısını açıkça ortaya çıkarmaktadır. Editoryal bir süzgeçten geçerek bu yazı yayımlanmışsa eğer bu daha da vahimdir. Editorün bu kadar mesnetsiz ve ayrımcı bir yazıyı yayımlamakta tereddüt etmemesi de yine Taraf hanesine yazılacak kocaman bir eksidir.


Etiketler: medya
İstihdam