30/08/2010 | Yazar: KAOS GL

Milyonlarca Pakistanlı selle baş etmeye çalışırken, Zerdari 16. yüzyıldan kalma şatosuna gitmekteydi.

Milyonlarca Pakistanlı selle baş etmeye çalışırken, Zerdari 16. yüzyıldan kalma şatosuna gitmekteydi. Devlet başkanı sel mağdurlarıyla ilgileneceğine kendisine fırlatılan ayakkabıya dair haberleri sansürlemeye de vakit ayırdı

Muazzam boyutta bir felaket: Bir ay önceki şiddetli muson yağmurlarının tetiklediği seller, Pakistan’da 17.2 milyon insanı etkiledi ve 1500’den fazlasının ölümüne yol açtı. Ağustos Pakistan’da muson mevsimidir. Bu yıl şiddetli yağmur durmak bilmiyor, dolayısıyla sel suları da çekilmiyor. Yaklaşık iki bin ölü ve 20 milyondan fazla evsiz... Afganistan’daki savaş ve Pakistan’a etkileri gibi insan yapımı felaketler yeterince kötüydü. Şimdiyse ülke bugüne kadar görülen en kötü doğal felaketle yüz yüze. Çoğu hükümet böyle bir durumla başa çıkmakta zorlanacaktır, fakat Pakistan’ın mevcut rejimi fiilen felç olmuş durumda.
Son 60 yıl boyunca, ülkedeki yönetici seçkinler halk için toplumsal altyapı inşa etmeyi başaramadı. Derinlere inen yapısal bir arıza var ve bu durum nüfusun büyük çoğunluğunu olumsuz etkiliyor. Bugün ülkenin yöneticileri, borç akışını sürdürmek için IMF’nin neoliberal emirlerine memnuniyetle uyuyor. En uygun durumda bile yardımcı olmayan bu kurallar, son yıllardaki en kötü insani kriz sırasında faydasız hale geliyor.

İslamofobi anti-Semitizm’den farksız
Batı’nın krize verdiği cömert olmayan tepkiyse İslamabad’da panik yarattı; ABD yanlısı gazeteciler, yardım gelmezse teröristlerin ülkeyi ele geçirebileceğini öne sürüyordu. Bu saçmalık. Pakistan ordusu yardım çabalarının kontrolünü elinde tutuyor. Dini gruplar ve başkaları da para topluyor, evsizlere yardım ediyor. Bu normal bir durum.
11 Eylül’den bu yana, azgın bir İslamofobi Avrupa’yı ve Kuzey Amerika’nın bazı yerlerini ele geçirdi. ‘Çokkültürlü Britanya’da kısa süre önce yapılan bir kamuoyu anketine göre, ‘İslam’ sözcüğünü duyduklarında insanların yüzde 50’sinden fazlasının aklına ‘terörist’ geliyor. Fransa, Almanya, Hollanda ve Danimarka’da da durum farklı değil.
İslam’a bu şekilde daimi ‘öteki’ olarak muamele edilmesi Irak ve Afganistan savaşlarından bağımsız değil. Fakat bu yaklaşım, önyargıyı ve soykırımı ateşleyen anti-Semitizm kadar hatalı. İşgalden bu yana bir milyon Iraklı öldü: Kimin umurunda? Afgan siviller her gün ölüyor: Kendi suçları. Pakistan sel sularına gömüldü. Kimse aldırmıyor.
Pakistan’daki krize tepki verilmemesinin sebeplerinden biri, hiç kuşkusuz aldırmazlık.
Bir diğer sebepse ülke içinde. Konuştuğum Pakistan kökenli Britanya vatandaşlarının birçoğu para göndermek istemediklerini, çünkü yardımların yolsuz liderlerin şişkin ceplerinde son bulmasından korktuklarını söylüyor. Sel Pakistan’ı etkisi altına alırken, devlet başkanı Avrupa’ya gidiyordu. Mallarını teftiş etmesi ve oğlunun, Pakistan’ın gelecekteki lideri olarak Birmingham’daki bir yürüyüşte taç giymesi gerekiyordu.
Boğulan ülkenin görüntüleri Avrupa televizyonlarında yayımlanırken, devlet başkanı Fransa kırsalındaki 16. yüzyıldan kalma şatosuna doğru yol almaktaydı. Taç giyme töreni ertelenmişti. Sadık kulları için bile kaba bir davranış olacaktı bu. Zerdari bunun yerine dehşet verici bir konuşma yaptı ve ağzından dökülen saçmalıklara öfkelenen yaşını başını almış bir Keşmirli, ayakkabılarından birini ‘yolsuz ve hırsız’ diye hitap ettiği işadamı-başkana fırlattı. Zerdari salonu öfkeyle terk etti. Pakistan’ın en büyük gazetesi, ‘Zerdari Ayakkabı Kulübünde Bush’a Katılıyor’ manşetiyle çıkıyordu. Bazı göstericiler ‘Binlerce insan ölüyor, başkan tatil yapıyor’ ve ‘Pakistan boğulurken Zerdariler İngiltere’nin tadını çıkarıyor mu?’ yazılı pankartlar taşıyordu. Hiçbiri daha fazla para toplanmasına yardımcı olmadı.

Pabucu sanki Geo TV atmış gibi...
Krizle baş etmeye çalışan ülkenin ve dımdızlak ortada kalmış halkının görüntüleri Avrupa televizyonunda gösterilirken, bir Fransız helikopteri Pakistan’ın en zengin adamını Avrupa’daki en şaaşalı mülküne, yani iki dönümlük bahçesi, göl ve ormanları bulunan şatosu Manoir de la Reine Blanche’a götürmekteydi. Kral 6. Philippe’in dul eşi için inşa edilen şato artık Pakistanlı dulun malı. Parasını nasıl ödüyor? Herkes biliyor: Ülkeye yatırım yapan şirketlerden aldığı parayla.

Pakistan’daysa hükümet ülkenin en büyük medya imparatorluğu olan Jang grubuna, ayakkabı olayının görüntülerini Geo TV’de yayımlamamasını tavsiye ediyordu. Öneriyi reddedip ayakkabıyı fırlatan adamla konuştular. Zerdari’nin adamları YouTube’u kapatamayınca, Geo TV’yle ARY’nin Karaçi’de ve Sind’in bazı yerlerinde yayınını durdurdu. Ve Zerdari’nin yüzlerce kafa çalıştırmayan sadık adamı Geo TV’nin dışında toplanıp, binaya taş ve ayakkabı yağdırıyordu. Hepsi de Geo’nun ayakkabı olayını haberleştirmesine tepki olarak yapılıyordu. Karaçi’de Jang grubunun gazeteleri yakıldı. Polis ortada yoktu. Geo da tepki olarak, (suikasta uğrayan eski başbakan ve Zerdari’nin eşi) Benazir Butto’nun, basın özgürlüğünü savunduğu görüntüleri yayımlamadı. Bu arada sel devam ediyor... (Counterpunch, ABD merkezli internet sitesi, 27 Ağustos 2010)


Etiketler: yaşam, siyaset
nefret