12/04/2017 | Yazar: Aydinç Yüksel

Türcülük yanlıştır; çünkü tıpkı ırkçılık, cinsiyetçilik, heteroseksizm vs. gibi, alakasız bir kritere odaklanarak, eşit gözetimin gerçekleştirilmemesini haklı gösterir.

Başlık insanın aklına direkt LGBTİ+ mücadelesini getiriyor olabilir; ama ben sizlere benzer başka bir hak mücadelesinden bahsedeceğim “Veganlıktan”. Veganlık dediğimizde insanların aklına sağlıklı yaşam, diyet, felsefe vb. şeyler geliyor; ama veganlık en yalın hali ile hak mücadelesidir. Veganlık, insan harici hayvanlara karşı etik olarak bir duruş sergileyerek, onların haklarının tanınmasıdır.

Nedir bu haklar? Hayvanların, bizler tarafından birer eşya gibi kullanılmama, kaynak olarak görülüp sömürülmeme yani hayatları üzerinde tahakküm kurulmama hakları vardır. Zorunda olmadığımız halde hayvanları öldürmek ve onlara acı çektirmek sizce de yanlış değil mi? Cevabınız ‘evet’ mi? Öyleyse şunu bilmelisiniz ki, hayvan kullanımlarımız zorunluluktan değil keyiften, alışkanlıktan ve size öyle kolay gelmesinden kaynaklanıyor. Bütün bu kullanımlar hayvanların acı çekmesine ve ölmesine sebep oluyor. Örneğin, hayvan kullanımlarımızın çok büyük bir bölümünü gıda amaçlı kullanım oluşturuyor, oysa sağlıklı bir yaşam sürmek için ihtiyacımız olan tüm besinleri bitkilerden ve hayvansal olmayan diğer gıdalardan alabiliyoruz.

                                                 Eser: Sara Antoinette

Peki, veganlık dediğimizde, neden akıllara LGBTİ+ mücadelesinde olduğu gibi ayrımcılık karşıtlığı gelmiyor da kişinin kendi tercihi olduğunu düşünüyoruz? İnsanlar tarih boyunca ikili cinsiyet sistemi içerisinde birbirleri üzerinde tahakkümler kurmuş, içinde bulunduğumuz zaman diliminde ise erkek egemen heteroseksist, cisseksist bir düzen oluşmuş durumda. İnsanlar kendi aralarında cinsiyete dayalı heteroseksist bir tahakküm oluştururlarken, insan harici hayvanlara karşı da türcü bir tahakküm oluşturmuşlar. Peki, ayrımcılık karşıtı mücadele ederken herhangi bir ayrımcılığı diğer ayrımcılıklardan öncelikli hale getirebilir miyiz? Tabii ki hiç bir ayrımcılığı diğerinden öncelikli hale getiremeyiz; çünkü tüm ayrımcılıklar birbirini besler. Türcülük yanlıştır; çünkü tıpkı ırkçılık, cinsiyetçilik, heteroseksizm vs. gibi, alakasız bir kritere odaklanarak (ırk, cinsiyet, cinsel yönelim gibi) eşit gözetimin gerçekleştirilmemesini haklı gösterir.

Türcülüğün tıpkı diğer ayrımcılık biçimleriyle aynı şekilde yanlış olduğunu; ama diğer ayrımcılık biçimleri hakkında bir görüşümüz olmadığını söyleyemeyiz. Türcülüğe karşı çıkıp vegan olarak tüm hissedebilir canlıların temel haklarının tanınması gerektiğini beyan etmiş oluruz. Hak ihlali için öne sürülen kriterin; ulus, etnik kimlik, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim, sınıf, yaş veya başka bir şey olması fark etmez. Bir ayrımcılığa onay vererek keyfi kriterlerin hak ihlalleri için haklı bir sebep oluşturduğunu kabul etmiş olursunuz. Ancak tüm ayrımcılıklara karşı çıkarak gerçek bir değişiklik yaratabiliriz.

Örneğin LGBTİ+ hakları için bir etkinlik düzenlerken hayvan bedeni ya da çıktısı/salgısı değil de fasulye pilav yemek mücadeleyi sekteye uğratmadığı gibi aksine tutarlı hale getirir. Bir başka örnek olarak Benjamin S. MacEllen'ın World Vegan Summit 2016'da video-konferans aracılığı ile katılarak gerçekleştirmiş olduğu konuşmayı paylaşıyorum.

*Yazıda Abolisyonist Vegan Hareket'in internet sitesi kaynak olarak kullanılmıştır.

Ayrıca konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için burayı ziyaret edebilirsiniz.


Etiketler:
nefret