17/10/2012 | Yazar: Ozan Gezmiş

Geçtiğimiz gün Fatma Nur isimli bir kadın vahşice öldürüldü. Vahşet haberlerini seven yaygın medya tüm detaylarıyla cinayeti sık sık haber yaparken kaç dakika içinde hangi aşamalarla öldürüldüğünü dahi kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmedi.

Geçtiğimiz gün Fatma Nur isimli bir kadın vahşice öldürüldü. Vahşet haberlerini seven yaygın medya tüm detaylarıyla cinayeti sık sık haber yaparken kaç dakika içinde hangi aşamalarla öldürüldüğünü dahi kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmedi.
 
Kadın cinayetleri konusunda eskisine oranla “hassasiyet” geliştiren medyanın vahşet sevgisi çok eski bir habercilik geleneği malum. İçerik analizinden yoksun ve sığ haberlerle geçiştirilen kadın cinayetleri de artık o kadar çok oluyor ki ancak vahşetle cezbedenleri itibar görüyor ve daha çok konuşuluyor ne yazık ki.
 
Haberlerle adeta “popülerleşen” bu cinayet üzerine yorum yapanlardan birisi de bugün şaşırtıcı bir şekilde Başbakan Erdoğan oldu. Şaşırtıcı bir şekilde çünkü kadın cinayetleri üzerine söz söylemek Türkiye’nin siyasi geleneğinde ve başbakanlık literatüründe bulunmayan bir şey. Üniversiteli bir kızımızın başına gelen bu olay diye sözlerine başlayan Erdoğan “Bu bir terördür.” diyerek cümlesini bitirdi. Evet, bu bir terördür ve oldu, bitti dercesine...
 
“Terör” ifadesini ucubelerin, bizden ol(a)mayanların ve insana hiç benzemeyenlerin işi olarak ele almak çok alıştığımız bir kullanım şekli olmasına karşın bugün Başbakan’ın işaret ettiği şey bu bağlamda oldukça dikkat çekici. “Kadın cinayeti” olarak hiç bir zaman dile getirilmeyen kadınların erkekler tarafından öldürülmelerine yeni bir isim vermemiz ve hatta buna “terör” diyerek ötelememiz tam da korkmamız gereken bir duruma işaret ediyor. Zira kadınların öldürülmesini her zaman değil zaman zaman ve genellikle öldürüldükleri şekil itibariyle sınıflandırarak sorunsallaştırmak cinayetlerin birçoğuna meşruluk katmak anlamına gelmektedir. Bununla birlikte “sevgiden öldüren”, “üzüntüden öldüren”, “namustan öldüren” erkeklerin yanına vahşice öldüreni eklemeyi sindiremeyerek bunu “terör”e havale etmek sorunu çözmek bir yana daha da derinleştirecektir.
 
Kadınların erkekler tarafından öldürülmesini önlemek maksadıyla meclisten hala somut bir şey çıkaramayan, uygulamadaki sorunları çözemeyen bir iktidarın yeni “terör” kategorileri icat etmesi sorunu ısrarla görmeyeceğim, işime geldiği şekilde algılayacağım demenin bir şeklidir. Bugün Avcılar’da yaşanan trans kadınlara yönelik zulmü de benzer bir şekilde ötelemenin, her gün öldürülen kadınları görmemenin kendisi de gerisindeki erkek zihniyetiyle mücadelenin ne denli güç ama bir o kadar gerekli olduğunu bize göstermektedir.
 
Önümüzdeki günlerde kadın örgütleri tarafından protesto edileceğini tahmin ettiğim Başbakan’ın bu sözleri ancak kadına yönelik şiddetle mücadelede atılacak ciddi somut adımlarla boşa çıkabilecektir. Aksi takdirde kadın cinayetlerine istediğimiz kadar sevmediğimiz herkesin ve her şeyin ismini verelim yine de kadınlar öldürülmeye devam edecektir...

Etiketler:
İstihdam