04/02/2020 | Yazar: Madi B

Tabii siz feminist teori tarafından size emanet edilen toplumsal cinsiyeti her bakımdan yetersiz gördüğünüz lubunyaların tekrar teorize etmesine şiddetle karşısınız ama…

Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Bölümü’nde Bir Lubunya - 1 Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İllüstrasyon: Polly Nor

Mülakat için bir bekleme salonu ayrılmış. İçeride birbirini süzen insanlar var. İçeri gireli beş dakika olmuşken, ilk cinsiyet atama dalgası başladı bile: “Ne güzel hepimiz kadınız burada”. “Evet, mülakat için bekliyoruz tabii. Baksana hepimiz kadınız.” Hadi ya! Hadi canım! Öf’lemelerim arasında iç sesimi duydum: “dur şimdi, madilik yapma, dur şimdi, madilik yapma.”

Ben bir iki göz devirmeyle durdum durmasına ama onlar durur mu, durmadılar tabii.

Mülakata giren bir iki kişiden sonra jürideki hocalar ve çalışma konuları, mezun olunan okullar konuşulmaya başlanınca sıkıntılı ifadelerin sonu geldi sandım keriz gibi. Gelir mi ayol hiç! Mülakatların yapıldığı odada gördükleri biri hakkında konuşurken “İçeride bir erkek var, kim o hoca mı?” diye sordu biri. “Ya bu bölümde bari erkek olmasın, adı üstünde kadın çalışmaları” diye cevap verdi, bir diğer aklı evvel. “Tabii canım, bu bölüme de erkek asistan alınıyorsa ayıp yani” diye hemen de destek buldular. Bir sabuklamanın içine düşmüşüm gibi hissettim. Oysa kendimi bildim bileli maruz kaldığım, ancak yara berelerle sınırlarını aşabildiğim bir sabuklamaydı bu. Bazen tek başıma bazen diğer lubunyalarla dayanışarak savaştığım bu kötülüğü çok iyi tanıyordum. O sırada bir başkası bana dönüp “Uzun saçı kadına çok yakıştırıyorum, senin de saçların ne güzel uzamış. Çok yakışıyor” deyince, “Aaay çok fazla atanmış cinsiyet!” diye yükselip kendimi dışarı atıverdim.

Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları bölümüne gelip okumalarla ya da sınıftaki tartışmalarla biraz olsun nefes alacağınızı sanıyorsanız; heteroseksizm ve cisseksizm yine kollarını açmış, bedeninizi masaya yatırıp parça parça incelemek ve sizi geçersiz hissettirmek için orada bekliyor. Her zaman olduğu gibi.

Sıklaşan nefesimi düzene sokmaya çalışırken düşünmeye başladım: “Ben ne arıyorum yahu burada?” Yıllardır çeşitli yıkım inşa süreçlerine sokarak ve yara bere alarak tanımaya çalıştığım, bazen barışamadığım bazen barıştığım yerlerden de tetiklendiğim, geçersiz hissettiğim bu bedenle, ben burada ne arıyordum.

Bunlarla boğuşurken biri geliverdi yanıma. Queer teoriye dair bir konu çalışacağımı duymuş. “Yani çalışma konun ilginçmiş ama burası kadın çalışmaları bölümü, seni niye alsınlar” deyince son birkaç saatte dizginlemeye çalıştığım Madi B. ortaya çıkıverdi. “Tabii siz feminist teori tarafından size emanet edilen toplumsal cinsiyeti her bakımdan yetersiz gördüğünüz lubunyaların tekrar teorize etmesine şiddetle karşısınız ama…” diyen sesimi ve kahkahamı duydum.

Başlıyoruz.

**KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam, eğitim
nefret