19/12/2008 | Yazar: Deniz Deniz

"Madem eşcinseller her yerde -ki öyle- o halde ne duruyorsunuz. Gidin istediğiniz partiye üye olun. Görünür olarak kendinizi gösterin.

"Madem eşcinseller her yerde -ki öyle- o halde ne duruyorsunuz. Gidin istediğiniz partiye üye olun. Görünür olarak kendinizi gösterin. Sakın yıllarca bekleme hatasına düşmeyin. Hemen şimdi!" Kaos GL yazarı Deniz Deniz, siyasi alanda ve seçimlerde LGBT görünmezliğini değerlendiriyor.



Türkiye'nin tökezlemelere, pek çok alandaki eksiklere rağmen 50 yılı aşkın bir demokrasi tarihi, parti içi demokrasi sorununa, lider sultasına karşın iyi kötü geniş bir de siyasi parti yelpazesi var. Ve tabi ki küçümsenmeyecek 40 milyondan fazla seçmeni. Bu seçmen sayısının kaçta kaçının eşcinsellerden oluştuğunu bilmek elbette imkânsız ama bir tahmin yürütmek pek de zor değil. Bu konuda elimizde bilimsel bir veri yok ama şu örnek bence önemli bir ipucu veriyor bu konuda. Sanal âlemde eşcinsel ve translara (travesti ve transeksüellere) hitap eden bir arkadaşlık sitesi var. Buraya üye olan kişi sayısı 200 bin civarında. Bunca gizlilik, engel, eşcinselliğin hâlâ toplumsal ve devlet nezdinde utanılası ayıplanılası bir özellik olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu kadar kişinin "sanal âlemde bile olsa cesaret gösterip" bir şekilde varlığını duyurması azımsanmaması dahası önemli bir fikir vermesi gereken bir olaydır kanımca. Türkiye'de 200 bin oyla 3 hatta 4 milletvekili çıkartılır. Dediğimiz gibi bu sayı sadece cesaret edip kendini gösteren eşcinsellerden oluşuyor, buna bu cesareti gösteremeyenleri ya da daha henüz internetin ne olduğunu dahi bilmeyen kırsal kesimdeki eşcinselleri katın ortaya gerçekten "vay bee" dedirtecek bir rakam çıkabilir. Yalnız benim anlamadığım acaba siyasi partiler bu müthiş oy tabanını hâlâ neden göremiyor ya da görmek istemiyor?

Neden bir eşcinseli seçemedik

Peki, tahmini de olsa bu dudak uçuklatan oy potansiyeline rağmen Türkiye'de eşcinseller bugüne kadar neden hemcinslerinden birini herhangi bir makama seçtiremedi. Cevap gayet basit. Çünkü eşcinseller karşılarında ülkenin genel politik iklimlerinden biriyle uyuşan herhangi bir partinin gösterdiği bir eşcinsel aday bulamadı da ondan. Bundan kasıt elbette merkez sağ ya da merkez sol parti ve onun göstereceği aday. Türkiye seçim tarihinde ilk kez Demet Demir bir LGBTT aktivisti olarak 90'lı yılların başında ÖDP'den aday gösterilmiştir. Daha sonraki seçimlerde de adaylığı tekrarlanan Demet Demir'in oy kitlesi elbette hesaplanamaz ama ÖDP'nin oy kitlesi geçmiş seçimlerle gayet açık ortadadır. Kanımca ÖDP'ye rağmen Demet Demir'e oy verecek insan bulunabilir ama Demet Demir'li ÖDP'ye yeterli oyu verebilecek insan bulunamaz geçmiş ve mevcut siyasi atmosferde. Nitekim bulunamamıştır da. Peki, neden böyle? Onca eşcinsel seçmen sayısına rağmen neden acaba Türkiye'deki transeksüel aday tecrübesi fiyaskoyla sonuçlandı? Ben bu durumu DTP'nin makûs talihiyle benzeştiriyorum. DTP'nin aldığı oy sayısıyla tahmini Kürt seçmen sayısı karşılaştırıldığında ortaya anlaşılmaz ya da aslında anlaşılır bir durum çıkmaktadır. Etnik merkezli politika ve propagandalarına dahası apaçık ortada duran "Kürt sorunu"na rağmen DTP ancak 20 milyonu aşkın Kürt'ün sadece 1 milyon 900 bininin oyunu alabilmektedir. Ki son yıllarda DTP ve onun geleneğine ait diğer partilerin LGBTT konusundaki açılımları ortadayken. Bir eşcinsel aday olarak olmasa bile eşcinsellere yönelik vaatlerle ve bu kitlenin ve DTP’nin desteğiyle geçtiğimiz genel seçimlere bağımsız aday olarak giren Baskın Oran'ın kazanamaması da önemli bir örnek. DTP'nin son anda Oran'ın bölgesinden başka bir adayı daha göstermesi, oyların bölünmesi ve dolayısıyla Oran'ın kaybetmesine neden olmuştur. Bu durumda anlaşılmaz olduğu kadar düşündürücüdür de.

Eşcinseller her yerdeyse

Lambdaistanbul'un "eşcinseller her yerde" başlığı altında tüm siyasi parti amblemlerinden oluşan güzel bir afişi vardı. Evet, tüm siyasi partiler için eşcinsellerin bulunduğunu bilmek için müneccim olmaya elbette gerek yok. Peki, bu her parti bünyesinde olan kitle neden görünürlük ve eylemlilik noktasında sadece ÖDP, EMEP, DTP vs çatısı altında ortaya çıkıyor? Bu durum arka planında kendince haklı ve de tutarlı gerekçeler bulundurabilir ancak mevcut kültürel ve siyasi konjonktürde süresini ve dahası başarı şansını artık doldurduğunu belirmekte fayda var. Aynı fotoğraf LGBTT örgütler için de geçerlidir. Milyonlarca eşcinselin yaşadığı bir ülkede örgütlü LGBTT mekanizmaları etrafında bini iki bini geçmeyen bir kitle kenetlenmiş durumda. Ne yazık ki öyle. Sakın yanlış anlaşılmasın, "aman haydin tüm eşcinseller birleşin" türünde faşizanca bir çağrı falan değil bizimki, sadece etkin ve doğru bir mücadele nasıl yapılabilinirin derdindeyiz.

Gidin görünür olarak tüm partilere üye olun

Bakın hemen hemen tüm partilerin gençlik, kadın vb kolları var. Ben buradan tüm eşcinsellere ama özellikle kimliğini gizlemeyenlere seslenmek istiyorum. Dünya görüşünüz, hayat felsefeniz, siyasi düşünceleriniz hangi partiye uyuyorsa, o partiye gidin üye olun. Pek çok üniversitenin bile artık gey-lezbiyen kulüpleri var. Bunlar neden bir siyasi partiye taşınmasın. Gidin MHP'ye, gidin AKP'ye veya CHP'ye "biz eşcinseliz ve bu kimliğimizle partinizde faal olmak istiyoruz" deyin. Kabul ederlerse ne ala. Kabul etmemeleri de emin olun bir kazançtır. En azından aklı başında tüm seçmenler nezdinde söz konusu partinin ne kadar demokrasiden yana olduğu ortaya çıkacaktır. Açıkçası ben şu anda hiçbir siyasi partinin açık kimlikli bir eşcinseli geri çevirme gibi bir gaflete düşmeyeceği kanısındayım. Cemil İpekçi'nin "muhafazakâr eşcinselim" lafı ve sonrasında gelen tepkiler bence bazı şeyleri açıkça ortaya koyuyor. Evet, sistem kötü, evet halk büyük oranda ikiyüzlü ama ortada böyle gerçekler de var. Belki de artık eşcinsellerin bir şekilde gizlendikleri yerlerden çıkmaları, etraflarına sardıkları duvarları yıkmalarının, belli politik klişelerden de kurtulmalarının zamanı geldi. Eşcinseller eğer, gerektiğinde ülke yönetiminde görünür şekilde kendilerini hissettirmek istiyorlarsa üzerlerine giydirilmeye çalışılan şu "marjinal" etiket ve elbiseden kurtulmaları lazım her şeyden önce. Burhan Kuzu, "Eşcinsel hakları için daha çok yıllar geçmesi lazım" demişti ya, ben de o söze karşılık, "Sen onu git 'Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yapacağız' diyen başbakanına söyle. Türkiye Kopenhag kriterlerinin tümünü hayata geçirecek olgunluğa eriştiyse eşcinsellik konusunda neden yüz yılarca beklesinmiş. Ki o kriterlerin içinde eşcinsel hakları da olduğu halde" diyorum. Son kez aynı çağrımı tekrarlamak istiyorum: "Madem eşcinseller her yerde -ki öyle- o halde ne duruyorsunuz. Gidin istediğiniz partiye üye olun. Görünür olarak kendinizi gösterin. Sakın yıllarca bekleme hatasına düşmeyin. Hemen şimdi!"

Yazarımızın önceki haberleri:

[[Kuyudan iki eşcinsel cesedi çıktı: birine AKP birine de CHP rozeti takılsın!]]

[[Yaftalamak ve hoş bulduk]]


Etiketler:
nefret