30/05/2014 | Yazar: Ömer Akpınar

Birkaç gün önce Vine fenomenlerinin aylar önce seks işçisi bir transa yaptıkları bir ‘şaka’nın videosuna denk geldim. Evet, bu kez olmamıştı.

Vine (vayn) adlı uygulamayla bundan birkaç ay önce tanışmıştım. Twitter'daki karakter sınırlamasının video süresi şeklini alması hoşuma gitmişti.
 
Vine’da takip ettiğim sayılı kişilerden biri de Memeli Mestan’dı. Memeli’nin zekasına, esprilerine, yaptığı yüzlere bayılıyordum.
 
Birkaç gün önce Vine fenomenlerinin aylar önce seks işçisi bir transa yaptıkları bir “şaka”nın videosuna denk geldim. Evet, bu kez olmamıştı. Pek çok yönüyle beğendiğim bir kişiyi ayrımcılığa ortak olurken görmek istemiyordum.
 
Videonun yayılmasının ardından videoda yer alanlar özür dilediler. “Böyle şaka olmaz, özrünüz de yerin dibine batsın” diyenler oldu; “en azından hatalarını anladılar, bu da bir şeydir” diyenler de...
 
Aslında tüm bu tepkiler homofobi ve transfobi karşıtı mücadelenin ne kadar genişlediğini gösteriyor. Evet, daha yeterince anaakımlaşmış sayılmaz ama ayrımcılığı asla kabul edemeyiz noktasına adım adım yaklaşıyoruz.
 
Ben kişisel olarak videoda yer alan kişilerin hedef haline getirilmesini doğru bulmuyorum. Transfobi yanlıştır, bunu dillendirmek çok önemli ancak bir sonraki adımdan beklentimiz ne?
 
Birilerini günah keçisi ilan edip “küstüm, yıkıl karşımdan; vine’ını da banladım işte, geber” mi diyeceğiz, yoksa hep o bahsettiğimiz toplumsal dönüşüm için birlikte mi hareket edeceğiz?
 
Ben kesinlikle ikincisinden yanayım. Neden derseniz, hayatımın her alanında videodakilerden katbekat fazla homofobi ve transfobi gördüm. Ve hatta zaman zaman eşcinsel, biseksüel ve transların da bu ayrımcılığa ortak olduğunu gördüm. Türkiye’deki LGBT hareketi 20 yılda bir yerlere gelebilmişse “onla görüşmem, bunla konuşmam” yaparak olmadı bu. Yoksa ne insan hakları dernekleri dönüşürdü, ne de siyasî partiler...
 
Tıpkı Gezi’de cinsiyetçi, homofobik ve transfobik küfürleri ters yüz etmemiz gibi, tıpkı Soma’da “olur böyle kazalar” yerine “iş güvenliğini artıracağız” lafını duymak istememiz gibi Vine fenomenlerinden benim isteğim şu olabilir:
 
Evet, kötü bir niyetiniz olmadığına yürekten inanıyorum ama bundan bir tık fazlasını görmek istiyorum. Pek çok kişiye ulaşan vine’larınızda eşcinsel, biseksüel ve translara neden yer olmasın? Nefrete ve ayrımcılığa karşı vine’lar yapsanız bu “şaka”nın devamı ne yüzler güldürür! İstanbul Onur Haftası yaklaşıyor hem, belki ona çağrı yaparsınız? Belki Onur Yürüyüşü’nde binlerce kişiyle birlikte vine’lar çekersiniz?
 
"Vay canına, zekâlarıyla nefreti dövdüler" dedirtecek vine’larınızı merakla bekliyorum. Sevgiler! 

Etiketler:
İstihdam