21/10/2013 | Yazar: Osman Bulugil

Sahadayken beynin hızı, bacakların hızından daha önemlidir.

"Bu kulübün içinde olduğum sürece iyi futbolun her zaman orta saha oyuncularından geldiğini düşündüm." - Pep Guardiola
 
Son yıllarda en çok öne çıkan orta saha ikilisi tartışmasız Xavi ve İniesta. İniesta topa hâkimiyeti, ince pasları, çalımlarıyla öne çıkarken, Xavi de kısaca orkestra şefi olarak öne çıkıyor. Öncelikle genel bir değerlendirmeyle başlayalım: Günümüz futbolunda orta saha oyuncularının ayrımında, üçlü bir modelleme öne çıkıyor. 
 
I) Sadece defansif görevle oynayan ve bir anlamda ileriye hemen hiç çıkmayan oyuncular ilk kategoride yer alıyor. Bu tip oyuncular istatistiklere göre yüksek pas yüzdesiyle oynuyorlar ve bunda sıklıkla yan pas yapmaları belirleyici oluyor. Bu oyunculardan beklenen rakibin oyununu bozması ve top kapması.
 
II) İkinci olarak da defansif özellikleri yanında ileriye koşular yapabilen (örneğin sık sık ileriye çıkarak şut atabilen), iki onsekiz arasında oynayan savaşkan orta saha oyuncuları (box to box midfielder) olarak tanımlayabiliriz.
 
III) Üçüncü olarak da –Xavi ve İniesta’nın yer aldığı- oyunu iki yönünü de oynayabilen oyunculardan bahsetmek gerekiyor. Oyunu iki yönlü oynamaları yanında, belki de en önde gelen özelliklerinin ilk sırasına yaratıcılıklarını yazabiliriz. Top kazanma anlamında da en uygun pozisyonda müdahale edebilmeleri ve dikine hem bireysel becerileri hem de ince pasları ile futbolun son yıllardaki en önemli orta saha oyuncuları konumundalar.
 
İki yönlü orta saha oyuncularının özellikle dikine topla çıkışlarında ikinci tipteki oyunculara göre önemli farklar var. Sadece birini ele alalım: İkinci kategorideki oyuncuların çalımla çıkışlarındaki temel noktanın, boşlukta hızla ilerleyerek atılan çalımlar olduğu göze çarpıyor. Burada attığı çalımlardan çok topu kaybettikleri yere bakmamız gerekiyor. Bu da genellikle en iyi pozisyon almış rakip defans veya orta saha oyuncusu oluyor. Fakat iki yönlü orta sahalarda burada farkı ortaya çıkıyor. İleri çalımlarla giden –örneğin İniesta- en iyi pozisyondaki rakibine topu kaptırmada o kadar da alçakgönüllü değil.  Buradaki hamle genellikle yaratıcılıkla bir daha çalım atmak veya sırtı dönük oynayarak yeni pozisyon yaratmak olarak öne çıkıyor. Sırtı dönük topu almak ve takımı adına en olumlu biçimde kullanmak en karakteristik özellikleri arasında yer almakla beraber, aynı zamanda oyunu ne kadar iyi okuyabildiklerinin de göstergesi.
 
Xavi ve İniesta, oyunun nerede oynanacağına karar verebilen oyuncular. Uzun paslarında bunu rahatça görebiliyoruz: Rakibin yetişemeyeceği bir alana topu gönderiyorlar. Fakat bu “alan” takım arkadaşının yetişebileceği bir “alan” oluyor. Topu alana atmakla aslında yaptıkları şey, boş bir alana top atmaktan ibaret değil, hareketlenen takım arkadaşına en uygun “alanı”  da atmış oluyor.
 
Barcelona’da, oyun içinde enerjinin daha eşit dağıldığı, yapılan pasların hız ve boş alanı üretmenin bir ön hazırlık safhası olduğu bir oyun felsefesinin sahadaki yaratıcı oyuncuları arasında yer alıyor Xavi ve İniesta.  Barcelona’nın oyunu, Xavi ve İniesta’nın yaratıcıklarını en iyi sergileyebilecekleri oyunu tarif ediyor. Artık Xavi ve İniesta’nın ters kanada milimetrik uzun pası atabilmesi kadar, bunu yapabileceği en uygun koşullar da oluşmuş oluyor. Barcelonalı oyuncular bu oyunu üretiyor, aynı zamanda bu oyunla da kendi yeteneklerini de üretmiş oluyorlar. Böyle bir ilişki de, bu iki yetenekli oyuncuyu bambaşka bir ikili haline dönüştürüyor. 


Etiketler:
nefret