21/06/2014 | Yazar: Seyhan Arman

Yok anam yok bu yarışma gullüm de olsa ciddi de olsa havaya girmeye gerek yok. Hep beraber eğleneceğiz ve her yarışta olduğu gibi bir birinci seçeceğiz o kadar.

Benim bu mevzu ile ilgili tek korkum var. Ne heteronormatif olup olmamak ne de onurumuza dokunup dokunmadığı. Tek korkum birinci seçilecek arkadaşın çarkta parkta kuaförde orada burada gerim gerim gerilip dünya birincisi Azra Akın olduğuna gerçekten inanma ihtimali:)

Henüz bu tartışmalar yokken jüri üyeliği teklif edildi bana ve o tarihte uygun olursam katılacağımı söyledim. Tarih yaklaştı ve uygun olduğumu jüri olabileceğimi söylediğim gün bu tartışmalar başladı. Bazı arkadaşlarımız jüri üyeliğinden vazgeçtiler vs biliyorsunuz zaten.

Öncelikle yarışma bana ilk anlatıldığında "Gullüm" olacağı söylendi ve bu gullüm olup olmama durumu ile hiç ilgilenmedim açıkçası. Şu anda da ilgilenmiyorum. Yani yarışma gullüm olunca farklı ciddi olunca farklı bir anlamı yok bana göre. Ciddi olmasındaki tek sorun organizasyonun gerektiği ciddiyette yapılamayacağını düşünmem. Organizasyon tecrübesi olan birisi olarak yıllardır bildiğimiz profesyonel yarışmaların bile çok zorlandığını biliyorum. İlk başta ciddi yarışma olacağını söyleselerdi organizasyonun becerilemeyeceğini 2 hafta önce dalga geçtiğim cafelerde yapılana benzer bir şey olacağını düşünürdüm ve jüri üyesi olmayı kabul etmezdim. Ki hâlâ benim algıladığım ciddiyette olabileceğini zannetmiyorum.

Yine de söz verdiğim ve üyelikten çekilen arkadaşlarım gibi "Trans Onuru"na zarar verdiğini falan düşünmediğim için jüri üyesi olarak orada olacağım. Ne oylama sisteminden ne de neyin nasıl yapılacağına dair bir bilgim yok ama orada olacağım.
Jüri üyeliğine devam edip etmeme kararımı Hevi ya da Trans Pride arasındaki bir seçim olarak algılamıyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm örgütlere aynı mesafede olduğumun altını çizmek istiyorum.
 
Gullüm ve ciddiyet meselesine gelince: benim de gönlüm en azından şu anda gullüm bir organizasyon olması gerektiğidir. Hele Tayland’a gitmek falan yine şimdilik gereksiz geliyor. Gerçekten ciddi bir yarışma yapabiliriz ama bunu çok önceden düşünüp büyük bir organizasyon yapabiliriz diye düşünüyorum.
 
Fakat altını özellikle çiziyorum ki ciddi bir yarışma bana göre kimsenin onurunu zedelemiyor. Güzel olup olmamak diye bir şey var mı bu hayatta? Var. O zaman genel geçer algıya göre de olsa hepimizin bir güzellik algısı var. Zaten öyle olmasa hemen hemen hepimiz estetik doktorlarının kapılarını aşındırmazdık. Heteronormatif olup olmama meselesini de "gerçekten" anlamıyorum. Madem heteronormativiteye karşıyız niye kadın kılığına giriyoruz. Erkek bedeninde görünüp ben transseksüelim demek gerekmiyor mu? Heteronormatif kadın ve erkek algımız yoksa Conchita gibi olmamız gerekmiyor mu?
 
Neyse daha önce de belirttiğim gibi anlamıyorum bu kavramlardan. Ve ben bana öğretilmiş olan kadın bedeninde olmak için çok bedel ödedim. Yani sırf o heteronormatif algıdaki kadın olmak için bütün hayatımı değiştirdim.
 
Kısacası arkadaşlar birbirimizi yemeyi ve hemen bir taraf seçip karşı tarafı düşman bellemeye gerek yok. Maalesef ki şu ana kadar her iki düşüncede olanlar bu şekilde davrandılar. Bence uğraşmamız gereken daha önemli meseleler var.
Bugün hep birlikte ne olup olmadığını göreceğiz ve gerekirse hata yaptığımızı kabul edip bu hatamızdan ders çıkaracağız.
 
Benim bu mevzu ile ilgili tek korkum var. Ne heteronormatif olup olmamak ne de onurumuza dokunup dokunmadığı. Tek korkum birinci seçilecek arkadaşın çarkta parkta kuaförde orada burada gerim gerim gerilip dünya birincisi Azra Akın olduğuna gerçekten inanma ihtimali:) Zira daha önce örneklerini gördük. Tam bir akıl tutulması. Yok anam yok bu yarışma gullüm de olsa ciddi de olsa o havaya girmeye gerek yok. Hep beraber eğleneceğiz ve her yarışta olduğu gibi bir birinci seçeceğiz o kadar. 

Etiketler:
nefret