01/06/2011 | Yazar: Emre Korlu

Ebru Soykan’??ın Anısına...Annen hiç görmedi seni. Kendi halinde büyüdün.

Ebru Soykan'ın Anısına...
 
 
Annen hiç görmedi seni. Kendi halinde büyüdün. 23 yaş?ında nasıl terk edildiysen o yaş?ta kaldın hep onun gözünde. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazandığ?ında 25 yaş?ındaydın. Çağ?daş? Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümü öğ?rencisi olmana rağ?men okuduğ?un bölüme hep yabancı kaldın. Tıpkı aile kavramını garipsediğ?in gibi, öğ?renci olmayı da garipsedin. Tırnaklarını yerken ellerine vurduğ?umda yaş?adık en büyük kavgalarımızı…
En büyük heyecanlarımız mı? Onlar hiç olmadı.
 
Okul çıkış?ı kavgaya tutuş?an ve birkaç öğ?rencinin Beyazıt’ın bir polikliniğ?inde tedavi altına alınmasına neden olan o Ermeni sendin. O gün ben bile seni durduramamış?tım.
Karakol ile tanış?mam o olaydan sonra gerçekleş?miş?ti daha sonraları oraların müdavimi olacağ?ımı bilmeden…
Aslına bakarsan umurumda da değ?ildi. .
 
Çoğ?u Osmanlı torunu Ermenilerin gördüğ?ü zulmü kabul etmese de, ben onlardan biri değ?ildim. Sen tarihine yapılan soykırımı anlatırken, baş?ım dizlerinde, ağ?lardım.
 
***
 
Sesini yükseltir sanki atalarının çektiğ?i acıları hissedercesine konuş?maya baş?lardı.
20.yüzyılın ilk soykırımıydı. Tarih 24 Nisan 1915...
O katliamda ölenler bugün bazı insanların, Türklüklerine leke gelir gerekçesiyle, bu yaş?anmış?lıkları silmek için uğ?raş?acaklarını biliyorlardı. Yıllar sonra bugün, hiç kimse Osmanlı Türk Lideri Talat Paş?a'nın ş?u sözlerini anımsamayacaktı
'Tüm Ermeni kadın, çocuk, erkeğ?i hiçbir ş?eye bakmadan öldürün.'
 
Artem, bunları söylerken gözlerinde acı vardı kabahatlerini kabul etmeyen insanların 'Biz kimseye bir ş?ey yapmadık.' gerekçeleri ona ve soyuna yapılan en büyük haksızlıktı.
 
Dostlarımız çağ?a ayak uyduramamamızdan ş?ikâyetçi olurdu. Dans etmeyi bilmeyen bir adama dansın tekniklerinin nasıl öğ?retilebileceğ?i hususunda yakın bir arkadaş?tan tavsiye alırdım, fakat öğ?retecek zamanım olmazdı. O atalarının uğ?radığ?ı soykırıma geç kalmış? olsa bile, biz LGBTT'lerin uğ?radığ?ı cinskırımı yok etmek için mücadeleci ruhuyla yollara düş?erdi. Benim eş?cinsellikten anladığ?ım daha çok seks odaklı bir heyecandı, O beni ayda bir defa arzulardı.
 
Bu durum ilk zamanlar aramızda sorun olmuş?tu. Ben onun olmadığ?ı zamanlarda Beyoğ?lu’nun gey barlarından bulduğ?um adamları evimize getirir, onlarla seviş?ir olmuş?tum. Sonrası koca bir vicdan azabı...
 
Bir gün gitti. Yanağ?ımda bıraktığ?ı büyük öpücük...
Sonrası ardına bir kez daha baktı ve el salladı. Anlamış?tım. Hani bir ş?eyleri anlarsınız da boğ?azınıza düğ?ümlenir, konuş?amazsınız ya.
Boğ?azımda bir yük, sırtımda ağ?ırlık...
Kamburum çıkmış?. Gözlerimde bir gün öncesi tekrar baktığ?ım ölü Ermeni çocuk, bebek, kadın fotoğ?rafları...
Bir yıl öncesi öldürülen 3 arkadaş?ımızla mutlu anlarımızda çekilen kamera görüntüleri...
 
Yarın kimse kabul etmeyecek arkadaş?larımızın hunharca heteroseksizm'e kurban edildiğ?ini, tıpkı kabul görmeyen Ermeni Soykırımı gibi...
 
Artem’in, mücadelemiz uğ?runa verdiğ?i savaş?ta baş?ının taş?la vurulup ezildiğ?i görmezden gelinecek.
 
 

Bu hikaye, Ebru Soykan'ın hayatından izler taş?ımamaktadır ama arkadaş?larımızın yaş?adığ?ı sonlar tek bir sözcükte birleş?ir Nefret Cinayetleri.


Etiketler:
İstihdam