17/01/2014 | Yazar: Ömer Akpınar

Ve işte film başlıyor. Havuz kenarında bir doğum günü partisi, şık giyimli kadınlar, her şeye sahip başarılı gülüşler...

3. KuirFest Başladı! Kim Korkar Çöpe Atılmaktan? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
3. KuirFest, dün akşam Kızılay Büyülüfener Sineması’nda başladı. İlk önce resepsiyon vardı. Kalabalık ortamlarda fazlasıyla hissettiğim sıkılganlığımla bir karton bardak şarap kapıp tanıdığım insanlarla konuştum. Bu yıl daha kalabalıkmış. Facebook’umdaki LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) ve seks işçiliği aktivistleriyle karşılaştım. Bir nefret cinayeti sonrasında eylem için bir araya gelmekten daha keyifli. Sonuçta insanın yüzü gülmek istiyor.
 
Sonra salona geçtik. Sunucumuz Gani seks işçisi bir transtı. O da kalabalıklarda daralanlardan olacak ki “konuşmayı severim ama birebirde daha iyiyimdir” dedi. Zaman zaman anlamadığımız kavramlarla düşünmeye çalışırken herkesin İngilizce öğrenme fırsatına sahip olmadığını hatırlattı; yine de İngilizce bilmek iyiydi, ne de olsa böylesi bir festival için yerli fon bulmak o kadar da kolay değildi.  
 
2014’ün de pek yenilikler sunmadığını düşünürken yan koltuğumdaki insanlarla konuşmak yerine dünyanın öbür ucundaki bir arkadaşıma “gözüm yanıyor, sigaralı yerde de durmadım halbuki” diye mesaj atıyorum. Birdenbire yanaklarım sırılsıklam olunca mendil istemek için sağıma dönüyorum. Çok geçmeden film başlıyor: Kim Korkar Vajina Wolf’tan? Başta adı çok yaratıcı gelmişti, şimdiyse umarım fazla hoppidi bir şey değildir modlarındayım.
 
Ve işte film başlıyor. Havuz kenarında bir doğum günü partisi, şık giyimli kadınlar, her şeye sahip başarılı gülüşler... Facebook’ta görseniz kıskançlıktan çatlarsınız, o derece! Derken çevrimdışı oluyor, baş başa kalıyoruz başkarakterimizle. Hayatın hezimetine uğramış, kafasındaki ideal kendisinin amuda kalkmış hali. Yeni yıl için de hedefleri şunlar: Bir film yapmak, 10 kilo vermek ve bir kız arkadaş bulmak. Sıralamanın kendisi düşündürücü. O olmazsa bu                                                                                       olmaz, bu olmazsa şu hiç olmaz halleri...
 
Kendisini aşmasını sağlayacak bir kadına vuruluyor bizimki. Beş parasız, tamamen kolektif bir şekilde bir film ekibi oluşturuyor. Ne var ki, senaryoyu yazarken aklından çıkmasın diye alnına yapıştırdığı kelime “dürüstlük”, suratına sert bir yumruk olarak dönüyor. Artık çöpte. Hem çöpte, hem de çöp.
 
Yapıp etmekten değil de sevip boş vermekten korkan bir lezbiyenin hikâyesini gördüm ben dün akşam. Ve inanın, ben korkmam diyemedim. O çöp parçasının kendi yolunu bulmasıyla da umutlandım. Bu da salonda dinlerken daha çok sevdiğim film sonu şarkısı: Not A Love Song
 
3. KuirFest daha bir hafta boyunca Ankuira’da. Kendinizi çöp gibi hissettiğiniz oluyorsa kesinlikle gidin, iyi gelir derim. Programı bu bağlantının içine sakladım.  
 
İlgili haber:

Etiketler: kültür sanat
nefret