07/04/2011 | Yazar: KAOS GL

Kız çocuklarının matematikte daha başarısız olduğu y&ou

ABD’de Toplumsal Cinsiyet ve Matematik Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kız çocuklarının matematikte daha başarısız olduğu yönündeki basmakalıp yargının çocuklar tarafından çok erken yaşlarda içselleştirildiği ortaya çıktı.

Washington Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, ABD’de çocuklar “matematiğin kızlara değil erkeklere göre olduğu” yolundaki basmakalıp yargıyı ilkokul ikinci sınıftan itibaren benimsiyorlar.
Bu önyargıyı kabullenen erkek çocuklar kendilerini daha çok matematik terimleriyle tanımlarken, kız çocuklar bunu yapmıyor.

“Matematik erkekler içindir” önyargısı şimdiye dek fende, matematikte ve mühendislik alanlarında kadınların neden daha az var olduğunun açıklaması olarak öne sürüldü. Araştırmaya göre bu kültürel basmakalıp, kız çocuklarını “matematik bana göre değil” diye düşünmeye ve ilgi duydukları etkinlikleri ve mesleklerini buna göre belirlemeye yöneltmiş olabilir.
 
Child Development dergisinin Mart/Nisan sayısında yayınlanan bir araştırmaya göre, kız çocuklarının matematiğe erkeklerden daha az ilgi duymalarının sebebi “matematiğin erkeklere göre” olduğu yolundaki kültürel mesajlar olabilir.
 
Yugoslavya’da böyle bir yargı yoktu
Ancak derginin başyazarı ve Washington Üniversitesi öğretim üyesi olan Dario Cvencek’e kızların matematikte kötü olduğu yargısı garip geliyor. Çünkü eski Yugoslavya’da doğup büyüyen Dario Cvencek kendisinin çocukluğunda Yugoslavya’da böyle bir basmakalıp düşüncenin olmadığını, orada insanların matematiğin erkekler kadar kadınların da yaptığı bir şey olduğunu düşündüklerini söylüyor.
 
Örtülü çağrışım testi
Cvencek ve derginin diğer yazarları, ABD’de ilkokul çocuklarının matematiğin erkekler için olduğu önyargısını benimseyip benimsemediklerini ve eğer benimsedilerse bunu kendi hayatlarına yansıtıp yansıtmadıklarını soruşturmak istediler.
 
Toplumsal cinsiyetin çocukların matematikle ilişkisini belirlemesi üzerine yapılan araştırmada, çocuklar bilgisayar bazlı bir kategorizasyon testine tabi tutuldular. Okul çağındaki çocukların matematikle toplumsal cinsiyet arasındaki bağlantıyı nasıl kurduklarını değerlendirmek için Örtülü Çağrışım Testi gerçekleştirildi. Araştırmayı gerçekleştirenlerden Washington Üniversitesi psikoloji profesörü Anthony Greenwald’ın geliştirdiği bu test, yetişkinlerde örtülü öz-kavrayışları, basmakalıp yargıları ve tutumları araştırmak için yapılıyor. Basmakalıp yargılar ne kadar güçlüyse, testteki sorulara o kadar çabuk yanıt veriliyor. Bu testi çocuklara uyarlayan araştırmacılar esas olarak şu üç konuyu sorguladılar:
 
- Toplumsal cinsiyet kimliği, ya da “ben”i kadın ya da erkek ile ilişkilendirme
- Matematiğin toplumsal cinsiyeti basmakalıbı, ya da matematiği kadın ya da erkekle ilişkilendirme
- Matematik öz-kavrayış, ya da “ben”in matematik ya da sözel metin ile ilişkilendirilmesi
Seattle’daki okulların 1-5. sınıflarından 126’sı kız 121’i erkek toplam 247 çocuk, geniş ekranlı bir bilgisayarın karşısına oturtuldu ve onlardan bilgisayara bağlı klavyede bazı sözcükleri kategorilere ayırmaları istendi.
 
Çocuklardan örneğin 4 çeşit sözcüğü sınıflandırmaları istendi: Erkek isimleri, kız isimleri, matematik terimleri, sözel terimler. Toplumsal cinsiyet basmakalıp yargısına sahip çocukların erkek isimleriyle matematik terimleri, kız isimleriyle de sözel terimler yan yana geldiğinde sınıflandırmayı yapmakta daha hızlı davranmaları gerekiyordu. Benzer şekilde matematik terimleri kız isimleriyle, sözel terimler de erkek isimleriyle yan yana geldiğinde daha yavaş davranmaları bekleniyordu.
 
İkinci sınıftan itibaren çocuklar matematik hakkındaki Amerikan kültürel önyargısını ortaya koydular. Erkekler matematiği kendi cinsiyetleriyle ilişkilendirirken kızlar da karşı cinsle ilişkilendirdi. Öz-kavrayış testinde ise erkekler kendilerini daha çok matematikle tanımladılar.
 
Basmakalıp yargılar başarıyı etkiliyor
Makalenin yazarlarından psikoloji profesörü Andrew Meltzoff, araştırmanın sonuçlarının matematik hakkındaki kültürel basmakalıpların erken yaşlarda, yani matematik başarısında toplumsal cinsiyet farklarının ortaya çıktığı yaşlardan önce içselleştirildiğini ortaya koyduğunu söyledi. Çocukların ebeveynlerinin, öğretmenlerinin, akranlarının, oyunların ve medyanın sergilediği basmakalıp yargıları alıp sürdürdüklerini, bu konuda algılarının çok açık olduğunu dile getiren Meltzoff şunları kaydetti: “Eğer biz onların gözünde matematiği eşit bir biçimde hem erkeklere ve hem de kızlara göre bir şey olarak çizebilirsek, o zaman çocuklarımızın tamamının ilgilerini ve heveslerini geliştirmeye yardımcı olabiliriz.”
 
(soL-Dış Haberler)


Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam