06/12/2018 | Yazar: Kaos GL

Günlüğüne "Acaba L…’miyim?" diye sormaktan Sappho’nun Kızları’na; ilk 1 Mayıs’tan Kadın Kadına Öykü Yarışması’na Oya Burcu’nun video-hikayesi

 

.

KaosGL.org olarak sözlü tarih çalışmalarımız kapsamında yeni bir video söyleşi serisine başlıyoruz. “Renkli Ekran” adını verdiğimiz bu seride LGBTİ+ kişilerin gündelik hayatlarından örgütlenmeye; 80 ve 90’lı yıllardaki mücadeleden medyaya birçok konuyu ele alacağız.

İlk konuğumuz Oya Burcu Ersoy. Oya Burcu, Ankara’da yaşayan 38 yaşında eşcinsel bir kadın. 90’lı yılların sonuna doğru lezbiyen örgütlenmesi Sappho’nun Kızları’na katıldı. Ardından Kaos GL Kadın Buluşmaları’nı örgütleyen kişilerden biriydi. 1 Mayıs 2001’de Türkiye tarihinde ilk kez örgütlü olarak LGBTİ+’ların sokağa çıktığı eylemdeydi. 2003 yılındaki “Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları Sempozyumu”nun örgütleyicilerindendi. Hatta açılış konuşmasını yaptı. Bu açılış bir yandan da ailesine açılmasıydı. Bu sene 14. yılına giren Kadın Kadına Öykü Yarışması’nın kurucularından da olan Oya Burcu bütün bunları ve daha fazlasını anlattı.

Acaba L…’miyim?

Oya Burcu, “cinsel yönelimimi aşkla keşfettim” diyenlerden. Lisedeki ilk aşkına günlüğüne yazmış. Dershaneye gitme sebebi de olan “o kızı” ve günlüğüyle dertleşmesini şöyle anlatıyor:

“Dershaneden bir kızdı. Şeyi fark ettim. Dershaneye gitmeyi dört gözle bekliyorum. Niye? Çünkü onu göreceğim. Aynı sınıftayız. Ve sandalyemi ondan tarafa doğru çeviriyorum. Ama tahta diğer tarafta. Ama ben yan oturup onu izliyorum. Hem arada tahtaya bakıyorum şeklinde. Onu gördüğümde böyle kalp atışlarım hızlanıyor. Ağzım kulaklarıma varıyor. Sürekli onun hakkında şeyler soruyorum. Kimseye böyle burcunu falan sormam. İşte burcun ne, baban napıyor? Sen napıyorsun?

“Ondan sonra hatta işte şeyi sunuryodu, TRT Çocuk’ta haber sunuyordu salı günleri. Ben heyecanla gidip oturup onu izliyordum böyle. Ama yani mesela hiçbir şekilde ona belli etmedim. Söylemedim. Yani o da anladı mı bilmiyorum.

“Ama o dönem tabii ki bu duygular beni zorladığı için… Hani n’oluyor? Böyle şeyleri benim erkeklere hissetmem gerekmiyor mu? Neyim ben? Günlüğüme yazıyorum o dönem. En çok günlük tuttuğum dönemler zaten ortaokul, lisenin bir kısmı. Orda acaba ben “L…’miyim?” diye yazıyorum. İşte lezbiyen yazarsam kabul etmiş olabilirim daha belli olmadan yazmayayım bunu ben diye düşünüyorum.

“Ama bir gün günlüğümü yazdığımda şeyi fark ettim. Ben bir diyalog istiyorum karşımda. Günlüğüme de şey yazdım; sen bana hiç cevap vermiyorsun, ben birini aramalıyım, bana birileri bir şey söylemeli.

“Lise ikideyken aynı serviste olduğum arkadaşımı aradım. Ben sana şimdi günlüğümü okuyacağım. Lütfen hiç yargılamadan sonuna kadar dinle dedim. Tabii ben günlüğün en sonlarında ağladım. Ondan sonra bana bir kızdı. ‘Ya Burcu’ dedi, ‘benim ödümü koparttın, böyle şey bir şey oldu zannettim. Bu muydu yani. Lezbiyensin ya da biseksüelsin ne fark eder?’ En sonunda öyle yazmıştım. ‘Lezbiyen miyim yoksa biseksüel miyim’ falan diye. ‘Ne fark eder canım ya, neysen nesin, bu da sorun mu? Sen oluruna bırakacaksın, neysen ortaya çıkar zaten’ falan dedi bana. Ha, sorun değil mi yani? Peki o zaman. Çok şanslıydım. Yani bence ilk konuştuğum insandan böyle bir tepki almış olmak gerçekten büyük bir şans. Tamam ben o zaman oluruna bırakayım…”

Sappho’nun Kızları

Ardından üniversite… Oya Burcu, Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji bölümünde okurken bir araştırma yapmaya karar veriyor. Tabi kendi tabiriyle “araştırma biraz da bahane”. Neyin mi bahanesi? Gelin 1999 yılını Oya Burcu’dan dinleyelim:

“Üniversiteye geldiğim zaman, bir de sosyoloji olunca tamam dedim. Bende ışık yandı. Ben buradan bir araştırma yapayım. Üniversite ilk senemizde hoca ‘konusunu kendiniz seçeceğiniz bir sembolik saha çalışması yapın’, dedi. Ben dedim eşcinselleri araştırmak istiyorum hocam. Odasına gittim. Ama dedi: ‘Bu sembolik bir araştırma. Konu geniş olduğu için sen sadece lezbiyenleri araştır bence’ dedi. Tabii olur, siz nasıl isterseniz dedim. Öyle işte başladı Sappho’nun Kızları’yla tanışmam.

“Sappho’nun Kızları lezbiyen feminist grup olarak adlandırıyordu kendilerini. Daha sonra kendimizi demem gerekiyor ama o zamanlarki dilimle söylüyorum. Yeşim’le (Başaran) tanıştım. ‘Ev toplantıları yapıyoruz biz’ dedi. ‘Evlerde toplanıyoruz pazar günleri. Sen de istersen gelebilirsin’. Tamam dedim. Ondan sonra ben zaten ilk toplantıda onlara da söyledim. Yani ben böyle araştırma yapıyorum, bu araştırmayı yapmayı gerçekten istiyorum ve sunum da yapacağım. Ama gerçekten kendim için de yapıyorum bu araştırmayı, kendimi bulmak için de yapıyorum.

“Altı kişi, yedi kişi oluyordu toplantılar. Bazen böyle başkaları da geliyordu. On kişi falan da oluyordu. Genelde belli bir sohbet konusu açıyorduk. Mesela işte bir tanesi aşk oluyordu, başka bir şey örgütlenmeyle ilgili bir konu oluyordu. Bazen şiir okuyorduk, bazen yazı okuyorduk, bazen sadece sohbet ediyorduk…

“Sappho’nun Kızları ben yokken tabii broşür hazırlamıştı. ‘Lezbiyenler hakkında’ diye bir broşür, Sappho’nun Kızları’nın broşürü vardı. Onu dağıtıyorduk, yani militan kısmı orda. Ben tabii hemen broşürleri çantama doldurdum. Artık her tanıştığım insanla mutlaka işte konuşuyorum. Biraz kendimden bahsediyorum. Sonra Sappho’nun Kızları broşürünü çıkartıyorum. Bayağı böyle Sappho’nun Kızları’yla birlikte bir militan lezbiyenlik dönemim başlamış oldu yani.

“Tanıştığım kişilere dağıtıyordum. Mesela yeni biriyle tanıştım. Bu bar da olabilir, cafe de olabilir, okulda konuşurken de olabilir. Bir şekilde konuyu o tarafa getirip yaptığım araştırmadan bahsediyorum. Sonra broşürü veriyorum.”

Kaos Kültür Merkezi

Sappho’nun Kızları’nın dağılmasının ardından Oya Burcu başka kadınlarla birlikte, Kaos GL’de daha fazla yer almaya başlamış. Kaos GL’nin 2000 yılında Konur Sokak’ta açılan kültür merkezine gitmesini şöyle anlatıyor:

“Enerjimizi, zamanımızı Kaos GL’de kadınların örgütlenmesine, Kaos GL’de lezbiyenlerinin örgütlenmesine ayıralım dedik. Zaten toplantılarımızı 2000’de Kaos GL Konur Sokak’ta ilk yerini Kaos Kültür Merkezi’ni açtığı zaman orda yapmaya başlamıştık her pazar. Öyle karar verdik. Ondan sonra dedik; Sappho’nun Kızları’nı sona erdirdik diye. Kaos GL’de deklarasyonumuzu yaptık. Ama az kişi de kalmış olsak o az kişi Kaos içinde aktif olmaya devam ettik.

“Mekanın olması hepimiz için çok büyük bi rşey ve çok güzel bir şeydi. Ben mutlaka her fırsatta gidiyordum. Bir şeyler yapmak lazım, oraya yeni gelenlerle tanışmak falan. Mekan çok önemli. Daha fazla insana eşcinselliğin ne olduğunu, eşcinsellerin her yerde olduğunu göstermemiz gerekiyor. Bu da bunun çok önemli bir aracı ve ben de bunun içinde olmalıyım. Çok fazla kişi de yok. İnternet daha yeni yeni o dönemde gidecek. Yani o yüzden hani öyle Facebook’lar, Instagram’lar, şunlar bunlar olmadığı için dergi dağıtma çok önemli, afişler çok önemli, yapılan etkinlikleri duyurmak çok önemli, insanları kültür merkezine çağırmak, etkinliklere katılımlarını artırmak önemli. Çok değerliydi yani. O yüzden hiç bırakmadım diyebilirim.”

Kadın Kadına Buluşmalar

Bir yandan da 2000’lerin başında Kaos GL’de Kadın Kadına Pazar Buluşmaları başlıyor. Oya Burcu da bu buluşmaların müdavimlerinden:

“Bir kadın Kaos GL’ye geldiğinde orada kadın yoksa tam kendini açmıyor. Bir daha gelirsem gene öyle olacak deyip bir daha gelmeyebiliyordu. O yüzden de dedik ki böyle özel bir zaman ayırsak hiç değilse diğer zamanlarda gelmekten çekinen, ayakları geri giden kadınlar bu şekilde gelir, bu şekilde ısınır. Öylece hani hem kadın kadına sohbetleri yapabiliriz hem de belki o kadın kadına sohbetlere olan ihtiyacı doyurduğu zaman birlikte bir şey yapabileceğine dair inancı da gelişecek diye düşünüyordum. Yani benim öyle oldu.

“Bir yandan kendimizi Kaos’a gelen kadınlara tanıtıyoruz ediyoruz. Ama yazılı olarak da şimdiye kadar neler yaptığımızı gösterebileceğimiz ve dağıtabileceğimiz bir broşürümüz olsun istiyorduk. ‘Biliyor(mu)sun? Her Kadın Heteroseksüel Değildir’ broşürü öyle çıktı. O broşürün iki amacı var aslında. İlki eşcinsel, biseksüel kadınlara ‘her kadın heteroseksüel değildir’ demek. Yani kendini yalnız hissetmemesi gerektiğini söylemek. Hem de heteroseksüel dünyaya bir şey söylemek. Heteroseksist yaklaşıma karşı bir duruşu ortaya koymak. Yani siz hiçbir şey söylemediğiniz zaman heteroseksüel olmuyorsunuz demekti… O zamana kadar yaptığımız şeyler üzerinden onları hem yazılı hale getirdik hem de sıkça sorulan sorular bölümü koymuştuk. Öyle bir amaç güttük.”

“Benim için böyle bebek gibi oldu o broşür. Çok çaba harcadık onun yapılması için. Bir sürü insanla konuştuk. Onun gelişim, yani yapma süreci de ayrıca heyecan veren bir şeydi. Onu ürün olarak elimde gördüğümde…”

Sokak!

Kaos GL, 2001 1 Mayıs’ına katıldı. Bu eylem o güne kadar ilk kez bir LGBTİ+ örgütünün sokağa çıkması olarak değerlendiriliyor. Oya Burcu da o eyleme katılanlardan:

“Bir avuç kişiydik. İşte zaten iki kişi pankartı tutuyor. Üç kişi döviz taşıyor falan şeklinde. Annem beni bilmiyordu o dönem. Hani ben annemlere bütün araştırmayı falan söyledim. Araştırma yaptığımı biliyorlar. Annem o süreçte, “Hani araştırmanı yaptın, bitti, tamam artık görüşme. Yoksa sen de lezbiyen olursun, seni de lezbiyen yaparlar” gibi şeyler söylüyordu. Lezbiyensem lezbiyenimdir anne, sonradan olunmuyor, diyordum. Yani böyle ona söylemenin yolarını arayan cümleler kuruyordum. Ama annemin de çok ciddi bir duvarı vardı yani. ‘Biz seni çok iyi yetiştirdik, sen iyi aile kızısın, lezbiyen olamazsın’ diyordu bana. Onlar da iyi aile kızları, anlattım ben sana, diyordum. O sebepten yürüyüşteki tek tedirginliğim şuydu: Çok mutluydum. Çok gururluydum. Çok heyecanlıydım. Böyle ara ara şey geliyordu sadece. Hani kameralar geliyooor falan diye. Çekerlerse, televizyona da çıkarsak… Annem öyle duvar örünce ben de hani söylemedim açıkçası. Onun dışında bir yandan da çok az düşünmüşümdür aman ailem beni görecek kısmını. Aman görürse de görsünler, rahatlarım da diyordum.

“KaosGL’nin pankartına yönelik destek de güzeldi ayrıca. Yani alkışlayanlar… Genelde sendikalardan alkışlanıyorduk tabii. O da güzeldi ve yani çok heyecanlıydı. Yani başından sonuna kadar. Hani dövizlerin hazırlanmasından yürüyüşe mutluluk çok güzeldi.

Sempozyum ve açılmak

Oya Burcu’nun ailesine açılması 2003 yılını buluyor. 2003 yılında Kaos GL büyük bir sempozyum hazırlıklarına girişiyor. O dönemi yaşayanların Kaos GL’nin çok geniş bir kamuoyuna açılması olarak da tanımladıkları “Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları Sempozyumu” nice açılmalara vesile oluyor. Çankaya Belediyesi’nin Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılan sempozyuma basının ilgisi de büyük. E haliyle organize edenlerin heyecanı da:

“Benim ‘baştan ayağa sempozyum’ diye Kaos’a yazdığım bir yazı var. Çünkü orda gerçekten isim kartlarının hazırlanmasından moderatörlerin belirlenmesine, konuşmacıların bulunmasına, onlarla konuşulmasına, yerlerin ayarlanmasına herkesin kesinlikle her şeyde bir emeği vardı. Çok güzel bir ekip çalışmasıydı bir kere. Çok güzel bir katılım oldu. Ben açıkçası o kadar büyük bir katılım beklemiyordum.

“Açılış konuşmasını yapmak ister misin, diye bana sordular. İsterim. Yapabilir miyim? Yaparım falan… Kameralar da olacak yalnız… Evet, olacak. Ben o zaman bir düşüneyim mi acaba? Ama yani şey yani çok istedim yapmayı ve birlikte hazırladık zaten açılış konuşmasını. Provasını yaparken bile çok heyecanlanıyordum. Şey diyordum, ben bunu nasıl okuyacağım ya bu kadar heyecanla? Kalbim bu kadar çarparken nasıl okuyacağım acaba?

“Benim için o sempozyumun bir önemi de şu: Şimdi kameranın önüne çıkacağım için, basın orda olacağı için ailemin oradan öğrenmesini istemedim. O yüzden aileme sordurtma yoluna gittim. Onların bana sormasını istiyordum. O yüzden çalışmalarıma başladım. İşte o dönem ben üniversiteden mezun olmuştum, boştum. O yüzden zaten tam zamanlı Kaos gönüllüsüydüm. Annem tabii soruyor; her gün nereye gidiyosun kızım? Ben Kaos’a gidiyorum demeye başladım. “Niye sen Kaos’a gidiyorsun? E, sen onlarla ilişkilerini kesmedin mi?”. Yo, kesmedim. Hepsi benim arkadaşım. Böyle sempozyum düzenliyoruz falan. Ben de yardım ediyorum sempozyuma. Sonra zaman yaklaştıkça işte böyle daha çok bahsetmeye başladım. En sonunda anneme sordurttum yani. İşte sen de onlardan mısınla başlayıp ondan sonra hadi anne gel oturup konuşalım deyip üç seanslı bir açılma yaşadık. Ondan sonra da söyledim. Ben böyle böyle sempozyumda açılış konuşması yapacağım, sizi de beklerim. Ya çok tarz oldu. Bir ay içinde aileme açıldım. Annemle abime aynı anda açıldım zaten. Sonra annem babama söylemiş. Ve geldiler. Yani geleceklerini beklemiyordum aslında. Annem de babam da geldiler. Şey, tam böyle ben açılış konuşmasına başlayacağım sırada zaten o konuşmanın heyecanı içindeyim. Bir de annemle babamı görünce bıraktım kağıtları, onlara gittim.

“Bir yandan o kadar kameranın önünde o kadar… O kameraların anlamı şeydi, birçok kişi duyacak artık. Yani sadece etkinliklerde içerdeki katılımcılara bir şey anlatıyor değilsin. Şimdi birçok kişiye bir şey anlatıyorsun. Bütün Türkiye duyacak ya onun da heyecanı var. O yüzden çok büyük bir şeydi, yani çok önemli bir şeydi. Ailemin orda olması ayrı bir şeydi. Açılmalara vesile olma sempozyumuydu bir yandan da o. Çok güzeldi.”

Kadın Kadına Öykü Yarışması

Oya Burcu, önümüzdeki yıl 14.sü düzenlenecek Kadın Kadına Öykü Yarışması’nın kurucularından aynı zamanda. “Kendi hikayemizi anlatalım” diyerek yola çıktılar ve yarışma 14. yılına giriyor:

“Bizim Kaos’taki kadın kadına sohbetlerimiz içinde ortaya çıktı yarışma. Yani şu, şöyle bir sohbetimiz olmuştu. Yani hani şimdiye kadarki çoğunluk kadına kadına aşkı hep böyle depresif ya da sonunda birinin intihar ettiği ya da aileden zulüm görülen kötü sonlu veya işte içeriğinde de hezeyanlarla dolu hikayelerle okuyoruz. Medyada ortaya çıkan ürünler hep bu şekilde. Neden biz kendimiz yazmıyoruz? Çünkü böyle değil. Her şey hezeyan, hüsran, drama falan değil. O yüzden kendi öykülerimizi yazalım o zaman dedik. Bunun için de eğlenceli hale getirmek için bu bir yarışma olsun, dedik. O zamanlar Burcu Baba vardı ilk konuştuğumuzda. Onun fikriydi yarışma. Duyurularımızı yaptık hemen. İlk öykü yarışmasına dokuz kişi katıldı. Dokuz katılımcı vardı ve bunların da ya herhalde ikisi falan aktivist değildi. Geri kalanı aktivistlerdi. Biz katıldık gibi bir şey oldu yani. Ben jürideydim. Benim öyle bir yeteneğim yok. Ben katılmadım. Jüri de bizdik zaten.

“İlk üçe ödül verdik. Sonra özel ödüller yaptık bir de. Çünkü dokuz kişi katılmış ve hani amaç birilerini yarıştırıp rekabet yaratmak değil. Amaç başka bir şey. Amaç görünürlük, amaç gerçekten hem kadınların yazmasını teşvik etmek hem de eşcinsel biseksüel kadın görünürlüğüne katkıda bulunuyor olmak. Yelda X özel ödülü diye bir ödül verdik mesela. Evli olan bir kadınla ilişki yaşadığı için o kadının kocası tarafından öldürülen bir kadındı Yelda. Onu koymuştuk mesela. Bu çeşitte atfedilen ödüller de vardı. Ama ondan sonra gittikçe arttı. Yani dokuzdan yirmiye, otuza, kırka şeklinde sayı büyüdü. Ve çok güzel bir heyecandı. İlk Kadın Kadına Öykü Yarışması’ndaki heyecanımı her sene yaşadım. Sonra onları kitaplaştırdık da. Aşkın L hali diye. O da üçüncü basımını da yaptı. Yani Aşkın L Hali kitabı üzerinden, yani sonuçta onu okuyup da yani hiç aktivizmle ya da Kaos GL’yle ya da LGBT ortamla alakası olmayıp da o kitabı okuyup ulaşanlar da oluyordu. O da çok güzeldi bizim için.”

Sappho’nun Kızları kimdi?

Sapphonun Kızları, 1997 yılında Ankara’da kurulmuş olan lezbiyen feminist bir grup. Grup

eşcinsel harekette kadınları kendi politikalarını üreterek görünür kılmayı amaçladı.

Sapphonun Kızları varlığını, “Neden Varız?” isimli yazıda şöyle açıklıyordu:

“Neden varız? Çünkü biz, diğer tanıdığımız veya tanımadığımız benzerlerimiz gibi kırgındık, yaralıydık, korkuyorduk, kendimizi anlar gibiydik ama dilimiz yoktu, ürkütücü bir dünyanın yalnız çocuklarıydık. Her birimiz kadınlara ayırdığımız hayal dünyasını keşfedişimiz ve kabul edişimizin şu veya bu aşamasında etrafımızda benzerlerimizi arar olmuştuk. Kimimiz bir gazeteye telefon açıp onların var olduğunu düşündüğü bağlantılara bel bağlarken, bir diğerimiz çaresizce ‘ben varsam, başkaları da vardır’ diyerek günlük yaşantısında gözü açık gezinmişti. Mantığımız ‘anormal, garip, ucube’ olmadığımızı söylerken, insanın kendine güveninin zayıf bağlarını yok etmeye hazır dünya yüzünden benzerlerimizden ‘anormal, garip, ucube’ olmadığımızı dinlemek istiyorduk. Aslında o yıllarda bu arayışımızın gerekçelerini dillendirebilecek kelimelerimiz yoktu. Sadece hissimiz, duygumuz vardı. Birbirimizi bulsak ne konuşacağımızı bilmiyorduk. Kendimizi hem lezbiyen yerine, hem de ‘lezbiyen’in ne olduğuna çok emin olmadığımızdan ‘lezbiyen’den başka bir şey yerine koyduğumuz için, yavaş yavaş birbirimizle tanışmaya başladığımız zamanlarda bu kadar çok aradığımız ‘birbirimizken’ kolay kolay yakınlaşamadık.”

Kaos Kültür Merkezi nasıl açıldı?

Oya Burcu’nun da anlattığı Kaos Kültür Merkezi’nin açılması Kaos GL dergisinin Mart-Nisan 2000 sayısında şöyle duyuruluyordu:

“KAOS KÜLTÜR MERKEZİ AÇILDI.

“Okurlarımızı çay-kahve içmeye, sohbet etmeye beklediğimiz Kaos Kültür Merkezi’nde ayrıca herkesin yer almak isteyeceği etkinlikler de başladı. Pazartesi günleri "Kütüphane Sohbetleri", Çarşamba günleri "Çarşamba Sohbetleri", Pazar Günü "Kaos GL Haftalık Toplantıları"...  Olanaklarımız ve yaratıcılıklarımız ölçüsünde sürekli zenginleşecek olan programlar ile mekanımızı adına yaraşır bir kültür merkezi haline hep birlikte getireceğiz. Artık sadece seyretmek ve okumakla kalmayın, gelin birlikte üretelim.”

1 Mayıs 2001

Kaos GL’nin 1 Mayıs 2001 eylemi ise dergi sayfalarında şöyle yer alıyordu:

“BaharAnkara’nın hemen ardından da 1 Mayıs’a "Kaos GL, Eşcinsellerin Sesi" pankartı ile katılışımız Türkiye’de bir ilkin daha gerçekleşmesini sağladı. Henüz bizler alanlardayken televizyonların canlı bağlantılarında haber alıp şaşkınlık, sevinç ve heyecanla bizleri arayanlar alandaki coşkumuzu bir kat daha artırdı. Bu yılın 1 Mayıs’ına damgasını vuran eşcinseller olmuş, "Açılma"nın nasıl olacağına sıkı bir yanıt vermiştik.”

“Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları Sempozyumu”

Kaos GL’nin 24 yıllık hikayesinde en önemli dönüm noktalarından biri de “Lezbiyen ve geylerin sorunları ve toplumsal barış için çözüm arayışları” sempozyumu. 1998’den bu yana Lambdaistanbul ve Kaos GL’nin ev sahipliğinde yapılan Türkiyeli Eşcinseller Buluşmaları’ndan çıkan bir fikirle Kaos GL 23-24 Mayıs 2003 tarihlerinde sempozyumu gerçekleştirdi. 2 gün süren sempozyumu 500 aşkın insan izledi. Bu sempozyum hem Kaos GL’nin politikalarını belirlemek hem de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine ilişkin talepleri oluşturmak ve kamuoyu ile paylaşmak açısından büyük önem taşıyordu.

Kadın Kadına Öykü Yarışması 14. yılında!

Bu yıl on dördüncüsü düzenlenen Kadın Kadına Öykü Yarışması başvuruları başladı. Son başvuru tarihi 1 Şubat 2019, Cuma.

1. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : MUTLU AŞK VARDIR

Duyuru : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=44

Sonuç Haber : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=260

2. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : İLK ADIM, İLK KADIN, İLK AŞK

Duyuru : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=752

3. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : TEN VE TUTKU

Duyuru : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=1899

              http://www.kaosgldergi.com/dosyasayfa.php?id=2384

4. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : ÜTOPYA

Duyuru : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=2603

              http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=2603

Sonuç Haber : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=1899

http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=2846

5. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : BİR KADIN (MI) SEVDİM ?

Duyuru : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=4196

Başvuru Koşulları : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=4195

Sonuç Haber : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=4805

6. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : HER YERDEYİZ

Duyuru: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=6084

Face Davet: https://www.facebook.com/events/110910242261067/

Sonuç Haber: http://kaosgl.org/sayfa.php?id=6985

7. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : MOR

Duyuru : http://www.kaosgldernegi.org/etkinlikdetay.php?id=7192

              http://kaosgl.org/sayfa.php?id=10946

              http://kaosgl.org/sayfa.php?id=9473

1. Öykü : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=13325

8. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : YOL

Çağrı : http://www.kaosgldernegi.org/etkinlikdetay.php?id=7311

Duyuru : http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=13016

Konser : http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=9738

Sonuç Haber : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=14188

9. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : BİR MÜCADELEDİR AŞK

Duyuru : http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=15784

Organizasyon Çağrı : http://www.kaosgldernegi.org/etkinlikdetay.php?id=7311

Face Davet: https://www.facebook.com/events/302692439885097

Sonuç Haber : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=16601

10. KADIN KADINA ÖYKÜ YARIŞMASI

TEMA : SES

Toplantı Çağrısı : http://kaosgl.org/sayfa.php?id=18471

Duyuru : http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=18625

Sonuç: http://kaosgl.org/sayfa.php?id=19331

11. Kadın Kadına Öykü Yarışması

TEMA : Dert Bende, Derman Bende

Duyuru: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=20584

Sonuç: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=21627

12. Kadın Kadına Öykü Yarışması

TEMA : O Halde Aşk: Tanımaz Sınırları

Duyuru: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=22346

Sonuç: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=23277

13. Kadın Kadına Öykü Yarışması

TEMA : Süper Gücünü Hatırla

Duyuru: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25124

Sonuç: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25349

 


Etiketler: medya
İstihdam